Yorgun ve Suskun Yürekler

Yorgun ve Suskun

Yorgun ve suskun yüreklerin hiç mi ağlamaya hakkı yoktu?
Hep dimdik, hep cesur olmak zorunda mıydık?
Biz de çığlık çığlığa ağlayıp kahkahalarla gülemez miydik?

Neydi bizi böyle tutsak eden; bu yabani, bu arsız sessizliğe?
Durulmuyor içimdeki sisli gecenin, ince ince çiseleyen yağmuru…
Kana susamış gözlerin karanlığımdaki ürpertisi, anlamsız kavgaların haşin rüzgarları…

Ne bir kelebek uçuyor yüreğimde,
Ne de bir çiçek açabiliyor bataklığa dönmüş topraklarımda.
Kurutmaya çalıştıkça yeni yağmurlar yağıyor, dinmiyor.

Ellerim yağmur suyundan buruşmuş, kazma kürekten nasır tutmuş.
Benim değil sanki bu eller… Tanıyamaz oldum kendimi.

Ama hâlâ bir umut çarpar yüreğimde.
Karanlığımda dalgalanan minicik bir mum ışığı misali.

Yorgun ve Suskun Yürekler was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.