Yanardağ'ın ifadesi yayımlandı: Bütün hayatım ve mesleğim emperyalizm ve siyonizme karşı mücadele ile geçti

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve Necati Özkan hakkında ‘casusluk’ iddiasıyla başlatılan soruşturmada Yanardağ’ın İstanbul Adliyesi’nde verdiği ifadesi yayımlandı.

Hüseyin Gün’den talimat aldığı iddialarını reddeden Yanardağ, “Hüseyin Gün ile ilgili bana bahsetmiş olduğunuz soruşturma kapsamında olan bilgi ve ifade tutanağı üzerine karşılaştığım profile şaşkınım. Çünkü bu şahıs benim ile olan iletişiminde bu tarz izlenim vermemişti. İzleyici gazeteci sınırlarını aşmadı” dedi. 

Yanardağ, Signal uygulamasının ise, telefonu satın aldığında bayilik tarafından yüklendiğini ifade etti, “Signal uygulamasını kullanamadığım için silmiştim. Son telefon değiştirdiğimde telefonu aldıgım bayi yükledi. Bu telefon faturamdan da görülebilir” dedi. 

Yanardağ, hayatı boyunca siyonizme ve emperyalizme karşı mücadele ettiğini belirterek şunları söyledi: “Benim ilk gençlik yıllarımdan beri bütün hayatım ve mesleğim emperyalizm ve siyonizme karşı mücadele ile geçti. Ben sol görüşlü ve yurtsever bir gazeteciyim. Ülkemin aleyhine halkımızın aleyhine herhangi bir faaliyet içeresinde olmam düşünülemez bu bana yöneltilebilecek en çirkin suçlama olur bunu reddediyorum.”

Yanardağ’ın ifadesi şöyle: 

Yukarıdaki açık kimlik bilgileri dogrudur. Bana aittir. Bana yöneltilen suçlamaları anladım. Bu konu ile ilgili 26.10.2025 tarihinde yani bugün Istanbul TEM Şube Müdürlüğü’nde ifademi verdim. O ifadem dogrudur. Aynen tekrar ederim.

Şu an huzurunuzda da savunmamı yapacağım. Bana sormuş olduğunuz Hüseyin GÜN isimli sahsı ifademde bahsettiğim Seher ALAÇAM isimli şahsın yanında görmemle tanıdım. Kendisi ile Seher ALAÇAM’ın Yeniköy’deki evine ziyaret etmeye gittiğim zamanlarda görüşürdüm. Tahmini 5-7 kez bu şekilde görüşmüşümdür. Seher hanımın ölümü üzerine başsağlığı dilemek amacıyla yine Seher hanımın Yeniköy’deki evinde kendisini görmüştüm. Bu görüşmelerde kendisi ile siyasi gündeme dair konuşmalar yapıyorduk. Kendisi siyasi konulara herkes gibi ilgiliydi. Tanışmış olduğumuz dönem 2022- 2023 yılları olduğu için genellikle 2023 seçimleri ile alakalı konuşuyorduk.

Görüşmelerimizde Hüseyin’in Seher hanımın manevi oğlu olduğunu bilmiyordum, öz oğlu olduğunu biliyordum. Hatta kendisini “Hüseyin Gün ALAÇAM” olarak iki isimli olarak biliyordum. Bu yüzden “GÜN”ün soyadı olduğunu mevcut soruşturma kapsamındaki ifademde bana söylenilmesi üzerine ögrendim.

Lüzumu üzerine soruldu.

Cevaben: Ne Seher Hanım ne de Hüseyin bundan bahsetmemişti. Ben de hiç sormamıştım.

Lüzumu üzerine soruldu.

Cevaben: Hüseyin ve Seher Hanım aynı evde yasamaktaydı. Benim görüşmelerimde Hüseyin Seher Hanım’a “momy” seklinde hitap ederdi. Öz annesi olduğunu düşünmem çok normaldi.

Daha öncede ifademde söylediğim gibi Seher Hanım hayatta iken Tele 1 kanalına kurumsal olarak yardım amacıyla elden maddi yardımda bulunduğu doğrudur. Bu yardımlarda küçük miktardadır. Bu yardımlar muhasebeleştirilip kayıtlara geçer. Anormal bir durum yoktur. Seher Hanım’ın oğlu Ümit’i ise bir defa Seher Hanım’ın ricası üzerine aradım. Seher Hanım bana özel hayatı ile ilgili bir mesele için tavsiyede bulunmamı istedi. Bunun üzerine kendisini aradım. Bu tarihten sonra o da beni arada aradı. Bir defasında ise Seher Hanım’ın baş sağlığı için Seher Hanım’ın evine gittiğimde Hüseyin’in yanında gördüm. Bu görüşme yukarıda bahsettiğim bas sağlığı ziyareti sırasında olmuştur.

Şüpheliye aynı dosya kapsamında soruşturma yürütülen şüpheli Hüseyin GÜN’ün 26.10.2025 savcılık sorgulama tutanağı da okunarak soruldu.

Cevaben: Bahse konu beyanı kabul etmiyorum. Hüseyin Gün’den bu güne kadar hiçbir ad altında para almadım. Ya ben yanlış hatırlıyorum ya da kendisi yanlış hatırlıyor. Annesi olarak gördüğü Seher Hanım’ın küçük maddi yardımları olurdu.

İfadesinde bahsettiği faaliyetleri ile ilgili hiçbir bilgim yoktur. Necati Özkan isimli şahıs ile alakası nedir bilmiyorum. Görüşmelerinde Necati Özkan isimli şahıstan bahsettiği hiç olmamıştır.

Siyasi espiyonaj faaliyeti yürüttüğü ile ilgili hiçbir izlenimim olmadı. Bu konuda hiç şüphelenmedim. Söylemleri de doğal ve diğer izleyicilere benzer tepkileri içeriyordu.

Lüzumu üzerine soruldu.

Cevaben: Berkay Yağcı isimli sahsı hiç tanımadım. Tanıdıysam da hatırlamıyorum.

Lüzumu üzerine soruldu.

Cevaben: Hüseyin Gün’ün benim ile ilgili neden bu şekilde beyanda bulunduğunu bilemiyorum. Hüseyin Gün benim tanıdığım kadarıyla iftiracı ve yalancı bir karakterde olmadığını düşünüyorum. Benimle bir husumeti yoktur. Bu konudaki tek akla yatkın cevap ya onun ya benim yanlış hatırlıyor olabileceğidir. Yani Hüseyin isimli şahıstan para alma konusundaki iddialar ile ilgili doğru ya da yanlış şeklinde bir cevabım yoktur.

Lüzumu üzerine soruldu.

Cevaben: Her ne kadar kendisi ile olan whatsaap konuşmalarımız soruşturma dosyasına kendisinden talimat emir aldığım seklinde suçlamaya dönüşmüş ise de kendisi ile olan yazışmalarım normal bir izleyici ile olan aramdaki sıradan bir yazışmadır. Bu şekilde birçok izleyici bana tepkilerini ve önerilerini ifade eder.

Lüzumu üzerine soruldu.

Cevaben: Signal uygulamasını kullanamadığım için silmiştim. Son telefon değiştirdiğimde telefonu aldıgım bayi yükledi. Bu telefon faturamdan da görülebilir. Hüseyin isimli sahsın 30.04.2025 tarihinde neden whatsaap üzerinden değil de signal uygulaması üzerinden mesajlaşmak istediğini hatırlamıyorum. Tahmini olarak diğer yazışmalarımız gibi aynı konulardır. Bu şahıs ile savcılığınız ile paylaşamayacağım herhangi bir sırrım yoktur. Ben sol görüşlü yurtsever bir gazeteciyim.

Lüzumu üzerine soruldu.

Cevaben: Hüseyin Gün ile ilgili bana bahsetmiş olduğunuz soruşturma kapsamında olan bilgi ve ifade tutanağı üzerine karşılaştığım profile şaşkınım. Çünkü bu şahıs benim ile olan iletişiminde bu tarz izlenim vermemişti. İzleyici gazeteci sınırlarını aşmadı. Özellikle yabancı istihbarat servisi çalışanları ile şirket ortağı olmasına çok şaşırdım. Ancak bugün geriye dönüp baktığımda da bu sahsın benim ile olan ilişkisinin bu faaliyetleri dışında olduğunu düşünüyorum. İstemeden de olsa herhangi bir espiyonaj faaliyetine de alet olduğumu da düşünmüyorum. En nihayetinde sahsın niyetini okuyamam. Açıklamalarım benim kişisel düşüncelerim ve gözlemlerimdir.

Şüpheliye savunmasına eklemek istediği başkaca bir husus olup olmadığı soruldu.

Cevaben: Benim ilk gençlik yıllarımdan beri bütün hayatım ve mesleğim emperyalizm ve siyonizme karşı mücadele ile geçti. Ben sol görüşlü ve yurtsever bir gazeteciyim. Ülkemin aleyhine halkımızın aleyhine herhangi bir faaliyet içeresinde olmam düşünülemez bu bana yöneltilebilecek en çirkin suçlama olur bunu reddediyorum. Sosyalist ve yurtsever bir gazeteci olarak sürdürdüğüm meslek yaşamımda lekelemelere dönük olduğu kanaatindeyim. Bu her şeyden önce kendi hayatıma ihanet etmek olur. Bugüne kadar doğrudan ya da dolaylı bir biçimde belirtilen ilişkiler içinde kesinlikle olmam. Sonuç olarak büyük bir haksızlık ile karsı karsıya olduğumu düşünüyorum ve serbest bırakılmamı talep ediyorum.

Ekrem İmamoğlu ve Merdan Yanardağ’ın savcılık ifadesi tamamlandı