Yusuf Tuna Koç
Gazeteci Murat Yetkin ile Trump-Şara görüşmesinin Suriye’nin geleceğine etkilerini, ABD’nin yeni pozisyonunun bölgedeki dengeleri nasıl değiştirebileceğini ve tüm bu gelişmelerin Türkiye üzerindeki yansımalarını konuştuk.
Trump-Şara arasında Suriye’nin geleceğine ilişkin bir görüşme gerçekleşti, Suriye ordusunun IŞİD karşıtı koalisyona girişi ve SDG meselesinin konuşulduğunu öğrendik. Suriye’de yeni rejim ve Beyaz Saray arasındaki görüşme bölgenin geleceği açısından ne anlama geliyor?
Beyaz Saray’daki görüşme, öncelikle üç açıdan önemli:
1– ABD’nin Suriye’yi (Rusya ve İran bağlantıları hariç) yaptırım listesinden çıkarması. Bu görüşme öncesi BM Güvenlik Konseyi de Suriye yaptırımlarını kaldırdı. Bunun anlamı Suriye’de yeni rejimin fiziki yeniden inşa faaliyetiyle de destekleneceğidir.
2- Suriye’nin IŞİD’e karşı koalisyona katılacağının duyurulması. Bu durumda HTŞ lideri olarak iktidarı alan Ahmed el Şara’nın başta ABD olmak üzere Batıdaki algısını değiştireceği varsayılıyor. Aslında HTŞ, kuruluşundan itibaren IŞİD ile çatışma halindeydi.
3- ABD, SDG’nin 10 Mart’ta imzalayıp, İsrail destekli Dürzi ayaklanması ardından vazgeçtiği anlaşmanın arkasında olduğunu söyledi. Ancak 10 Mart’ta SDG lehine bazı revizyonlar ve hem Batı hem Doğu Suriye’de ABD üsleri kurulması söz konusu.
Kimi uzmanların 7 Ekim’in ikinci evresi olarak nitelediği, ateşkes sonrası yeni dönemde bölgede tüm aktörler açısından nasıl bir değişim bekleyebiliriz?
Bence bu iddialı bir yorum olur. Daha 7 Ekim ateşkesinin nasıl sonuçlanacağı belli değil. Şu anda Suriye sahasında asıl etken Türkiye-İsrail gerilimi.
Suriye’nin geleceği ve SDG-Şam ilişkileri Türkiye açısından ne ifade ediyor, içeride yürütülen sürece nasıl bir etkisi olabilir?
Doğrudan etkisi var. PKK silah bırakmadan “Terörsüz Türkiye” sürecinin yargı, yasama ve yürütme alanlarında somut adımlar getirmeyeceği ortada. Bu noktada PKK’nın Kandil ve Brüksel kanatları gözünü Suriye-SDG anlaşmasına çevirmiş durumda. Suriye’de ideal çözümün hiçbir tarafı tam olarak tatmin etmeyecek bir çözüm olabileceğini tahmin ediyorum. ABD Başkanı Trump’ın Dışişleri Bakanı Fidan’ı Şara’yla görüşmesine davet etmesinin de aslında birbirine bağlı görünen Türkiye-Suriye-İsrail ve Suriye-SDG-Türkiye üçgenleriyle ilgili olduğunu tahmin ediyorum. Neticede şu anda Ortadoğu’da Türkiye ve İsrail’i dışlayan hiçbir denklemin yaşama şansı görünmüyor.
7 Ekim’in 2. Evresinde: Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni dönem