Talana halk barikatı

Ülkenin dört bir yanı delik deşik olurken; suya, toprağa, ormana göz diken şirketler iktidarın sırtını sıvazlayıp projelerini devreye sokuyor. Buna karşılık köylüler, üreticiler, doğa savunucuları yalnızca hukuk ve adalet zemininde değil, sokak sokak seslerini duyurarak direniyor. Sermaye, madencilik adı altında toprakları ticarethanelere dönüştürmek isterken, halk buna geçit vermiyor.

BİLİRKİŞİ RAPORU ORTAYA KOYDU: SU, TARIM VE YAŞAM TEHLİKEDE

Manisa’nın Gölmarmara ilçesi Çömlekçi Mahallesi’nde Gölmar Madencilik tarafından 200 bin ton kapasiteli bir kum-çakıl ocağına karşı dava açan bölge halkına ilk kazanım bilirkişi raporundan geldi. Doğa Derneği, Turgutlu Çevre Derneği ve Akhisar Çevre Derneği’nin öncülüğünde açılan dava kapsamında, Manisa 2. İdare Mahkemesi tarafından atanan 5 uzmandan oluşan bilirkişi heyeti, projenin kamu yararına ve çevre mevzuatına uygun olmadığını belirtti.

Raporda, ocak alanının Marmara Gölü’nü besleyen su kaynakları üzerinde ve İzmir’in içme suyunu sağlayan Sarıkız Kaynakları’nın ikinci derece koruma alanı içinde bulunduğu vurgulandı. Bilirkişiler, faaliyetlerin yeraltı sularını, tarım alanlarını ve zeytinlikleri doğrudan etkileyeceği uyarısında bulundu. Raporda, ocak planı ve rezerv hesapları arasında ciddi tutarsızlıklar bulunduğu yer aldı. Bu nedenle planlamanın “gerçeği yansıtmadığı” ve projenin maden mühendisliği açısından uygun olmadığı kaydedildi. Ocak sahasının yalnızca 50 metre uzağında zeytinliklerin bulunduğu tespit edildi. Bilirkişiler, bu durumun Zeytincilik Yasası’ndaki 3 kilometrelik koruma mesafesine açıkça aykırı olduğunu belirtti.

∗∗∗

NEDEN KRİTİK BİR SU HAVZASI?

Ege Bölgesi’nin en büyük doğal tatlı su göllerinden biri olan Marmara Gölü hem Gediz Havzası’nın su dengesini hem de çevresindeki binlerce hektarlık tarım arazisini besliyor. Göl, Gördes ve Kum çayları aracılığıyla yeraltı ve yüzey sularını topluyor; bu sayede Manisa, Akhisar, Salihli ve Turgutlu hattındaki zeytinliklerin ve bağların sulama kaynağını oluşturuyor. Uzmanlar, Gölmarmara’nın “havza bütünlüğü” bozulursa yalnızca gölün değil, tüm Gediz Ovası’nın kuruma riskiyle karşı karşıya kalacağını belirtiyor.

∗∗∗

16 BİN AĞAÇ KESİLECEK

Diyarbakır’da yaşam savunucuları, “Eko-kırım politikalarına, sermayenin yargısına ve talan yasasına karşı yaşam için yürüyoruz” diyerek bir araya geldi. Otogar Kavşağı’ndan Diyarbakır İdare Mahkemesi önüneyürüyen grup burada açıklama yaptı. Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Komisyonu’ndan avukat Ahmet İnan, Dicle’nin Kurşunlu ve Kırkpınar köylerinde on yıldır süren kurşun madeni faaliyetleri nedeniyle halkın kansere yakalandığını, bölgede 16 bin ağacın kesileceğini ve Dicle Barajı koruma alanının kurşun sahasına dönüşeceğini anlattı. Bilirkişi raporlarının ve mahkeme kararlarının sistematik biçimde sermaye lehine değiştirildiğini kaydeden İnan, Hesandin Yaylası’ndaki maden projesi duruşmasının da bugün görüleceğini söyledi.