HTŞ lideri Colani, emperyalistlerin desteğiyle Esad’ın devrildiği saldırının birinci yıldönümünde merkezi yönetim mesajı verirken Suriye’nin dört yanı ayrı kaynıyor.
SDG’nin entegrasyonuna ilişkin görüşmelerdeki tıkanıklık, kıyı kentlerinde azınlıklara yönelik şiddet olayları ve İsrail’in saldırılarıyla ülkede tansiyon artarken Colani, federalizm çağrılarını reddetti.
Suriye’de geçici HTŞ yönetiminin lideri Muhammed Colani (Ahmed Şara), Beşar Esad yönetiminin devrilmesiyle sonuçlanan Suriye’nin kuzeyindeki İdlib’den başlatılan saldırının birinci yıldönümünde açıklama yaptı.
TALEPLERİ ‘MEŞRU’ BULDU
Silahlı grupların Alevilere yönelik saldırısı sonrası protestolara sahne olan Lazkiye’de düzenlenen bir toplantıya video konferans yoluyla katılan Colani, protestocuların son iki gündür dile getirdiği “meşru taleplerin” çoğunu anladığını, ancak bazılarının “siyasi saikli” olduğunu söyledi.
Şara “Devlet çeşitli talepleri dinlemeye ve bunları ciddi bir şekilde tartışmaya hazır” diye konuştu.
‘KIYILARI BIRAKMAM’ DİYOR
Suriye sahil kentlerinin küresel ve uluslararası ticaretle bağlantısı sebebiyle Şam için öncelik olduğunu söyleyen Colani, Suriye “kıyılarının ya da başka bölgelerin ülkenin geri kalanından ayrı, bağımsız bir otoriteye sahip olmayacağını” vurguladı.
Colani buradaki mezhepsel çeşitliliğin de “ülke içindeki ulusal birliğin güçlü olduğunu kanıtladığını ve devleti zenginleştirdiğini” söyledi.
Colani, federalizm ve özerklik çağrılarının “dar siyasi okumalar” ve “politik cehalet” ürünü olduğunu iddia etti.
Suriye’nin tüm bölgeyi etkileyen “tarihi bir kavşakta” bulunduğunu belirten Colani, “Devletin benimsediği politikalar ve Suriye toplumunun tüm bileşenlerinden gelen halk desteği sayesinde tehlike aşamasını geride bıraktık” ifadelerini kullandı.
SOKAĞA ÇAĞIRDI
Şam’a ulaştıklarından bu yana geçen bir yılda Suriye’nin “önemli adımlar attığını ve somut başarılar elde ettiğini” söyleyen Colani, Suriye halkının tüm kesimlerini “ulusal birliği” sergilemek için sokağa çağırdı.
AZINLIKLAR DİKEN ÜSTÜNDE
Colani’nin liderlik ettiği cihatçı Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) öncülüğündeki silahlı gruplar, 27 Kasım 2024’te İdlib’den harekete geçmişti.
ABD ve İsrail’in saldırılarıyla önü açılan HTŞ, Halep, Hama ve Humus’un ardından operasyonun 12’nci gününde Şam’da yönetimi ele geçirmişti.
HTŞ iktidara geldiğinden bu yana Kürt ve Dürzi siyasi bileşenler, tüm dini ve etnik grupların temsil edildiği federal bir yönetim sistemi çağrısında bulunuyor.
Suriye, iç aktörlerin yanı sıra başta ABD, İsrail ve Türkiye olmak üzere yabancı güçlerin dâhil olduğu bir şekillendirme sürecindeyken Colani, bu çağrıları reddederek merkezi bir devlet sisteminde ısrarını sürdürüyor.
Suriye’nin batısında Lazkiye ve Tartus gibi Alevilerin çoğunlukta olduğu kıyı kentleri ile Hama ve Humus, HTŞ’ye bağlı cihatçı grupların sistematik saldırılarına sahne oldu.
Mart ayında yaşanan saldırılarda bin 400’den fazla Alevi katledildi.
Son olarak bu kentlerde Aleviler, hükümete bağlı Selefi grupların Lazkiye ve Humus’ta Alevi yerleşimlerine yönelik, saldırı, yağma, öldürme ve tutuklamalarını protesto etmek için “federalizm” talebiyle hafta başında sokaklara çıkmıştı.
İsrail’den Şam’da baskın: 13 kişi öldü
İsrail ordusunun Suriye’nin güneyinde Şam kırsalı ili Katana bölgesine bağlı Beyt Cin köyüne düzenlediği baskında ise ikisi çocuk ikisi kadın olmak üzere 13 kişiyi öldürüldü, 24 kişi yaralandı. Çıkan çatışmada 3’ü ağır olmak üzere 6 İsrail askerinin yaralandığı bildirildi. Çatışmanın, İsrail’in beldedeki bazı kişileri zorla alıkoymaya çalışmasıyla çıktığı belirtilirken İsrail ordusunun Beyt Cin’deki bazı bölgeleri topçu atışıyla da hedef aldığı aktarıldı.
HTŞ ‘SAVAŞ SUÇU’ DEDİ
Saldırıyı doğrulayan İsrail ordusu ise baskının “Cemati İslami” üyesi olduğu iddia edilen 2 kişinin alıkonması için düzenlendiğini duyurdu.
HTŞ yönetiminin Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in saldırısını kınayarak bunun “kasıtlı bir savaş suçu” olduğunu bildirdi. “Bu saldırılar bölgeyi yeni bir şiddet ve istikrarsızlık döngüsüne sürüklüyor” denilen açıklamada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ile BM ve Arap Birliği’ne, İsrail’e karşı “acilen caydırıcı adımlar atılması” çağrısında bulunuldu.
BAKAN SİNYAL VERMİŞTİ
Saldırı, İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz’ın Şam ile sürdürülen güvenlik görüşmelerinde anlaşmaya varılamadığını açıklayarak operasyon mesajı vermesinin ardından geldi. İslami Cihad, Husiler ve Hamas gibi grupların Suriye’de faaliyetlerini artırdığını söyleyen Katz, Golan Tepeleri ve Hermon Dağı’nda konuşlanan İsrail güçlerinin, Suriye’deki silahlı grupların olası saldırılarına karşı hazır olduğunu kaydetmişti. Katz, Dürzi topluluklarına yönelik olası tehditler ve sınır ötesi saldırılara karşı İsrail ordusunun “acil durum planı” hazırladığını aktarmıştı.
İsrail, Suriye’nin güneyinde bulunan Golan Tepeleri’nde 1967’den bu yana süren işgalini Esad’ın devrilmesinin ardından genişletmişti.