Soru İşareti (?)

Photo by Laurin Steffens on Unsplash

Cevaptan daha uzun bir suskunluk

Bir nokta cümleyi bitirir.
Bir ünlem seni susturur.
Ama bir soru işareti?
O, içini başlatır.

Soru işareti bir sembol değil;
bir varoluş şekli.
Kafandaki susmayan radyo frekansı.
Düşüncenin kamburu, anlamın çukuru.
O küçük eğri — beynin yürüyüş bozukluğu gibi — hiçbir yere varmayan ama seni her yere götüren bir iz.

Bak, bu işaret bir şekil değil.
Bu bir yankı.
"Gerçekten mutlu muyum?"
Yeterince iyi mi?
Beni böyle seviyor mu?
Cevaplar gecikir,
ama bu işaret hep orada, çene hizasında asılı: dilini ısıran bir ihtimal.

Soru işareti yazmak, içinden geçmek gibidir aynanın.
Şeklin bellidir ama anlamın flu.
Okurken değil, durduğunda çalışır.
Çünkü soru işareti durmaz.
Yatmaz.
Bükülür.

Bazen uykunun kenarına düşer.
Uykuya ramak kala cümle kurarsın:
Ya hiç uyanamazsam?
İşte orada başlar.
Zihnin gece vardiyası.

Soru işareti bir başkaldırı değil,
bir kabullenişin sınırında salınan sarkaçtır.
İnançla şüpheyi aynı satıra sığdıran,
kendini silmeden sorabilen tek işaret.

Sana bunu kim öğretti?
İlk kim koydu sonuna bir “?”
Cevap önemli değil.

Çünkü soru işareti sana verilmez,
senin içinden çıkar.

Aşk mı?
Kariyer mi?
Yalnızlık mı?
Hayat mı?
Hepsi aynı sembolde erir.
Bir kıvrım,
bir kuyruk,
bir belirsizliğin bedeli…

İletişim adresi:

İnstagram adresi: Nuri SENCER

Soru İşareti (?) was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.