Sömürgeci madencilik: Trabzon'un yüzölçümünden daha büyük bir alan maden şirketlerine satıldı

Polen Ekoloji Kolektifi’nin, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) verileri üzerinden yaptığı çalışmada 1,5 yılda 468.784 hektar (Trabzon ili yüzölçümünden daha büyük) alanın maden şirketlerine satıldığı ortaya kondu. Kısa sürede yapılan 698 satış ihalesinin 202 tanesi ise 1000 hektarın üzerinde bir ölçekte yapılacak mega-maden projesi.

MAPEG İHALELERİ İNCELENDİ

2024 yılı Kasım ayında 29 örgütün katılımıyla başlatılan ‘Yaşam Altından Değerlidir’ çalıştayında Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinin içinin boşaltıldığı ve maden projelerine karşı ÇED süreci öncesi, erken dönemde başlatılan direnişin etkili olabileceği tespitinin yapıldığını söyleyen Polen Ekoloji Kolektifi’nden Levent Büyükbozkırlı, sonrasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı olan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG)’in açtığı toplu ve tesis şartlı ihaleleri takip etmeye başladıklarını aktardı.

Ülkenin tüm yer altı varlıklarını özellikle uluslararası madenci şirketlere adeta altın tepside sunduğuna yönelik yoğun eleştiriler arasında 2025 yılı temmuz ayında meclisten geçirilen ‘Süper İzin Yasası’na yönelik itirazların sürdüğü süreçte MAPEG maden ruhsat ihalelerini mercek altına alma ihtiyacı duyduklarını belirten Büyükbozkırlı, bu kapsamda 2024 yılı başından bugüne MAPEG’in madenci şirketlere sattığı tüm ihalelerin ruhsat sahalarını harita üzerine döktüklerini, bunlara koruma alanlarının haritasını da eklediklerini kaydetti.

ÇARPICI VERİLER

Elde etikleri verilerin, madencilik faaliyetlerinin boyutunu gözler önüne serdiğine vurgu yapan Büyükbozkırlı’nın altını çizdiği verilerden bazıları şunlar:

• Toplam İhale Sayısı: Sadece 1,5 yıl gibi kısa bir sürede 698 adet ihale satıldı.

• Satılan Alan: İhale edilen ruhsat sahalarının toplamı 468.784 hektar büyüklüğünde. Bu alanın Trabzon ilinin yüz ölçümünden daha büyük olduğu vurgulandı.

• Mega Madenler: Satılan ihalelerin 202 tanesi mega-maden olarak tanımlanan (1000 hektarın üzerinde) ruhsat alanlarından oluşuyor.

Büyükbozkırlı’ya göre, bu haritalama çalışması yakın gelecekte hangi bölgelerde köylerin, nehirlerin, ormanlık, meralık ve tarım alanlarının madencilik faaliyetleri nedeniyle yıkım yaşayacağının önceden tespit edilmesine olanak sağlayacak.

ÇED SÜREÇLERİ VE “GÖZDEN ÇIKARILAN KENTLER”

Büyükbozkırlı’nın verdiği bilgelere göre çalışmanın ikinci etabında ÇED süreçleri incelendi. 2023 başından 28 Ekim 2025 tarihine kadar süreci devam eden 4.634 adet maden projesi tespit ediildi. Projeler, proje sahibi ve karar tipine (ÇED gerekli değil, ÇED olumlu vb.) göre listelere ve grafiklere dökülmeye başlandı.

Çalışmanın ortaya koyduğu bazı başlıklar şunlar;

• Deprem Kuşağı Uyarısı: Maden ihaleleri ve projelerin yoğunlaştığı bölgeler önemli oranda 1. derece deprem kuşağında yer alıyor. Çalışmada bu bölgelerde atık su barajları ve zenginleştirme tesisleri kurulmasının “ekokırıma davetiye çıkarmak” anlamına geldiği ifade ediliyor.

• ‘Gözden Çıkarılan Kentler’: Kolektif yaptığı sosyal medya paylaşımlarında ve yazım çalışmalarının sürdüğü raporda, maden ihalelerinin ve projelerinin yoğunlaştığı, çok sayıda ÇED sürecinin bulunduğu, mega maden sahalarının çokça yer aldığı bölgeleri “gözden çıkarılan kentler” olarak adlandırıyor.

SÖMÜRGECİ MADENCİLİĞE KARŞI DİRENİŞ

Çalışmanın il bazında detaylandırıldığı sonuçların, Ocak 2026 ortasında Antalya için hazırlanacak metinle tamamlanacağını aktaran Büyükbozkırlı,  elde edilen verilerin özellikle başta “gözden çıkarılan bölgeler/kentler” olmak üzere, “sosyo-çevresel yıkım alanlarında nasıl örgütleniriz?” ve “kapitalist/sömürgeci madenciliğe karşı direnişi nasıl yaygınlaştırabiliriz?” sorularına yanıt aramak için saha çalışmalarında kullanılacağını belirtti.

RAPOR HAZIRLIĞI SÜRÜYOR

Kolektif, hazırlık çalışmaları süren raporunun amacını “karşı karşıya olunan durumun toplumun ihtiyaçları için belli madencilik projeleri değil, “serveti sermaye gruplarının ellerinde toplarken halkı fakirleştiren, muazzam bir talan” olduğunun gözler önüne serilmesi” olarak veriyor.

Bu raporda yer alacak temel başlıklar şunlar;

Çıkarılan başlıca maden türleri ve çevresel zararları.

En çok ihale alan, geniş alanlarda ekolojik sakatlamalara neden olacak madenci şirketlerin kamuya duyurulması.

Madencilikten kaynaklanan atık miktarları, ihracat/ithalat rakamları ve şirketlerin finans kaynakları gibi veriler.