SOL Parti, gerici rejimi değiştirmek için ülkenin dört bir yanında düzenlediği yürüyüşlerin ardından Memleket Buluşması’nı gerçekleştirdi.
Ankara’da bir araya gelen yurttaşlar, SOL Parti’nin 3’üncü Olağan Kongresi’nin ardından “daha fazla mücadele, daha fazla birlik, daha fazla eşitlik” şiarıyla Neşet Ertaş Kongre Merkezi’nde toplandı.
Buluşmaya ayrıca Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, TMMOB Başkanı Emin Koramaz, Makine Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, KESK MYK üyeleri Sema Pınar ve Bahadır Berdicioğlu, Tüm Bel-Sen MYK Üyesi Bülent Türkmen, Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen ve MYK üyeleri, Büro Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Özer Avannaş, Genel Sekreteri Sedat Suna, Basın Yayın Sekreteri Yılmaz Tuluk, Hukuk Sekreteri Cengiz Yılmaz, Kadın Sekreteri Nigar Dinçer, Sağlık Emekçileri Sendikası Eş Genel Başkanı Mehmet Sıddık Akın ve Yapı-Yol Sen Genel Başkanı Gültekin Narinli de katılım gösterdi.
Kongrenin ikinci gününde gerçekleştirilen kadın ve gençlik forumlarında kadınların güncel sorunları, kadın mücadelesi; 19 Mart sonrası gelişen gençlik hareketi ve birleşik öğrenci hareketinin gereklilikleri tartışıldı.
Forumların ardından coşkulu bir konserle başlayan Memleket Buluşması gençlerin, kadınların ve konukların konuşmalarıyla başladı.
Buluşmada söz alan Avrupa Solu Parti Temsilcisi Ismael Gonzales, “SOL Parti, yüksek enflasyon ve yoksullukla karşı karşıya olan, aynı zamanda Avrupa’nın geri kalanına ilham verebilecek güçlü bir mücadele ve örgütlenme geleneğine sahip bir ülke olan Türkiye’de bir umut ışığıdır” ifadelerini kullandı.
“ALTERNATİFLER İNŞA EDEBİLİRİZ”
Türkiye’deki işsizlik, enflasyon, iş güvencesizliği, konut fiyatları ve yoksulluk verilerini paylaşan Gonzales, “Bu gerçekle karşı karşıya kaldığımızda yerel, ulusal ve Avrupa çapında direniş inşa etmeliyiz. Gerici siyasete bir alternatife ihtiyacımız var. İnsanları ilk sıraya koyan, kamu hizmetlerini savunan, çevreyi koruyan ve eşitliği teşvik eden bir sistem. Bu alternatif zaten sokaklarda var. Emekçiler hayatta kalmak için örgütleniyor. Bizim rolümüz onlar için faydalı bir araç olmaktır” dedi.
Gonzales, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:
“Avrupa Solu Partisi, açık öneriler, koordineli çabalar ve barışçıl, adil ve birleşik bir Avrupa vizyonuyla bu göreve kendini adamıştır. Bu yolculukta SOL Partisi ve Türkiye solu vazgeçilmez müttefiklerdir. Birlikte, gericiliğe ve neoliberalizme gerçek bir alternatif inşa edebiliriz.”
Ardından konuşan Hozat Belediye Başkanı Aydın Kaya, sözlerine ‘Terzi’ lakaplı 1980’de Fatsa’nın Belediye Başkanı Fikri Sönmez’i anarak başladı. “Terzi Fikri, Fatsa’da toplumsal dayanışmada, toplumsal örgütlülükte, toplumsal bilinçte, toplumsal üretimde ve halkla bütünleşmede dünya çapında model olmuştur” diyen Kaya, “Biz de bu yolda yürümek için kendisinden aldığımız feyizle devam ediyoruz. Bu konuda özellikle gençlere sesleniyoruz. Sizin her alanda olmanız gerekir: fabrikalarda, sokaklarda, okullarda… Biz de bunu yapıyoruz. Köylerden kentlere kadar inanıyoruz ki biz, kuşaklara saygımızla bunu başaracağız. Yolumuz açık olsun. Hak, haksızlıktan yüce; sevgi, nefretten büyükse kaybeden yok yoldaşlar. Biz kazanacağız” şeklinde konuştu.
FORUMLAR DA DEĞERLENDİRİLDİ
Konuşmaların ardından forumların değerlendirmesi yapıldı. Kadın forumundaki tartışmaların sonuçlarını aktaran Emine Ünsal, şöyle konuştu:
“Kendimize çıkarmamız gereken bir ders, çizmemiz gereken bir yol var. SOL Feminist Hareket olarak biraz daha gençleşmeye, LGBTİ+’ların sorunlarına daha çok değinmeye ve kadınların olduğu her alanda daha fazla varolmaya karar verdik. Genç kadınlar örgütlenmelerini ve varoluş biçimlerini ilk etapta üniversitelerde buluyorlar. Buna sosyalist bir perspektif kazanmaları gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle, SOL Feminist Hareket’in öğrencileri mücadeleye kazandırmasının gerekliliğine inanıyoruz.”
Gençlik forumunun aktarımını yapan Güneş Aydoğan da, “SOL Genç olarak önümüzdeki dönemin en önemli görevi, çürümüş saray rejimi karşısında gençliğin birleşik, demokratik hareketini kurmaktır. Bu sebeple bizlerin karşı karşıya bırakıldığı geleceksizlik, güvencesizlik sarmalına karşı geleceğimizi kazanmak için, AKP’nin kayyım rektörleriyle, ÖGB’lerle kendi arka bahçesi haline getirmesine karşı özerk ve demokratik üniversiteleri kurmak için, eğitimdeki dinci-gerici, piyasacı saldırılara karşı eşit, parasız, bilimsel eğitim için, AKP-MHP faşizminin baskı ve zorbalıklarına karşı onurumuza sahip çıkmak için, siyasal islamcı tek adam rejimine karşı laik, demokratik ve özgür bir Türkiye için gençliğin birleşik-demokratik hareketini hep beraber kuralım” dedi.
Ardından önceki gün gerçekleştirilen konferansın tartışma sonuçlarını paylaşan İrem Yıldırım, “Türkiye’nin eşit ve özgür yeniden kuruluş yollarının açılması için olmazsa olmaz gençlerin, kadınların ve tüm emekçi halkın mücadelesi içinde yükselen eşit ve özgür yeni bir düzen özlemleri doğrultusunda, tüm direnme eğilimlerini birleştirecek birleşik bir halk muhalefet zeminlerinin aşağıdan yukarıya halkın kendi inisiyatifine dayanarak yaratmaktır” ifadelerini kullandı.
“Daha eşit, daha eşit ve özgür bir ülkeyi kurmak, haklarımızı ve geleceğimiz kazanmak için şimdi örgütlenmenin, şimdi birlikte mücadele etmenin zamanı” diyen Yıldırım, konuşmasını, “Yarının kurucuları bu karanlık rejime direnen gençleriyle kadınlarıyla, işçileri emekçileriyle bu ülkenin yürekli, korkusuz ve onurlu insanları olacaktır” sözleriyle sonlandırdı.
“BİRLEŞİK MÜCADELEYİ BÜYÜTMENİN ZAMANI”
Son olarak söz alan SOL Parti PM Üyesi Pelin Bektaş, “Mesele memleket meselesidir. Mesele insanlığın insanlığa sahip çıkma iradesidir. Mesele bu karanlıkla, bu yozlukla, bu gericilikle mücadeledir. Bundan öte öncelenmesi gereken hiçbir şey olamaz” dedi.
Bektaş, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Eşitlik için, özgürlük için, demokrasi için, adalet ve dayanışma için bu konferans bir çağrıdır. Gelin, omuz omuza birleşik mücadeleyi örgütleyelim. Bu çağrıyı duyanlar ve duyacak olanlar bizi bilir, onlar bizi tanır. Kendimizi hatırlatalım: Biz dün pes etmeyenler, bugün yılmayanlar, yarın susmayacak ve durmayacak olanlarız. İnatla, umutla, emekle birleşik mücadeleyi büyütelim. Gelin, toplumsal muhalefetin direnme damarlarıyla umudu buluşturalım. Şimdi daha fazla mücadele, daha fazla dayanışma, daha fazla örgütlenme zamanıdır. Devrim ve sosyalizm zamanıdır. Hepimize kolay gelsin.”