SOL Parti, DEM Parti, EHP, EMEP ve TİP'in Ankara il örgütlerinden İsrail Büyükelçiliği önünde protesto

DEM Parti, Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), SOL Parti ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Ankara il örgütleri, İsrail’in Sumud Filosu’na müdahalesini protesto etmek için Söğütözü metro çıkışında toplanıp İsrail Büyükelçiliği’ne yürüdü.

Örgütler burada ortak bir basın açıklaması yaparak Filistin’e destek mesajı verdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

“İki yıldır İsrail siyonizmi ile ABD emperyalizminin ittifakında büyüyen saldırganlık; onbinlerce Filistinliyi katletti, toprakları kana buladı. Barbarlığın en vahşi biçimlerinin yaşatıldığı Gazze’de hastaneler, okullar, ibadethaneler, sınır kapıları bombalanıyor; insani yardımları taşıyanlara saldırılar düzenleniyor. Yüzlerce Filistinli çocuk açlık ve susuzluktan ölüyor. Sayısı her geçen gün artan yaralı, yoksul, göçe zorlanan Filistinliler; ölümün kıyısında yaşam direncini sürdürmeye uğraşıyor. Savaş örgütü olan NATO’nun bölgedeki karakolu olan İsrail; uzun yıllardır Filistin’e yönelik sürdüğü katliamlar ile emperyalistlerin emir eri olarak varlığını sürdürüyordu. Son iki yılda artan emperyalist çelişki ve çatışmaların sonucunda İsrail; ABD emperyalizminin desteği ile Ortadoğu’daki saldırganlığını arttırdı. Siyonist-emperyalist ortaklık; Filistin’den başlayarak Lübnan’a, Yemen’e, Suriye’ye, İran’a uzandı.

‘Filistin’i turizm merkezi yapacağız.’ diyen Trump’ın temsilcisi olduğu emperyalist odaklar; Ortadoğu’yu yağmalamak, servetlerini katlamak ve pazar hakimiyetlerini arttırmak üzere halklara ölüm saçıyor. Gazze’deki ablukayı pazarlık konusu yapan emperyalistler ve uzantıları, ateşkes diye Filistinlilere geleceksizliği dayatıyor. Geçtiğimiz günlerde ABD emperyalizminin Gazze Planı’nı onaylayan Saray rejimi ve bölgedeki işbirlikçiler; ikiyüzlülüğü sürdürüyor, Trump’a dizdikleri övgülerle emperyalistlere selam duruyorlar. Ortadoğu’daki istikrarsızlıklardan yalnızca emperyalistler değil, emperyal hedefleri olan kapitalist devletler de nemalanmaya çalışıyor. Geçen bu iki yıl boyunca tek adam iktidarı da Ortadoğu’da hamaset dolu politikaları, NeoOsmanlıcı hedeflerini sürdürmek için kullandı, kullanmaya devam ediyor. Filistin için timsah gözyaşları döken Erdoğan yönetimi; İsrail ile ticareti, diplomatik ilişkileri sürdürüyor.

“Saray rejimi, içeride baskı ve gericiliğini arttırırken dışarıda halkların katledilmesine ortak oluyor”

İsrail; dünyanın çeşitli bölgelerinden bir araya gelip Gazze’ye insani yardım ulaştırmaya çalışan Sumud Filosu’na tüm kuralları çiğneyerek saldırırken aynı sularda Türkiye’den İsrail limanlarına giden ticaret gemileri yer alıyor. İkiyüzlü ekonomik ve siyasal ilişkilerin sonucunda Saray rejimine sırtını yaslayanlar, Ortadoğu halklarının kanı üzerinden zenginleşiyor. İsrail’e silah tedariği yapan Leonardo şirketiyle ortaklık kuran Bayraktar’dan Şam’da ihaleler alan Kalyon ve Cengiz Holding’e patronlar, katliamları kendi çıkarları için kullandı, kullanıyor. Tek adam iktidarı; kürsülerden göstermelik olarak ‘Ey İsrail’ naraları atarken konu, Ortadoğu’yu kana bulayan esas güce gelince sesini çıkarmıyor. ABD emperyalizminin güdümünde olan iktidar ve ortakları; koltuğunu koruyabilmek üzere Trump’ın desteğini arkasına almaya çalışıyor. Meşruiyetin kaynağını emperyalistlerde arayan Saray rejimi, içeride baskı ve gericiliğini arttırırken dışarıda halkların katledilmesine ortak oluyor.

ABD’li temsilcilerinin ‘Türkiye, en değerli NATO müttefikimiz.’ sözleri, yeni bağımlılık ilişkilerini de beraberinde getiriyor. Türkiye’yi kanlı katliamlara taraf yapmaya uğraşan emperyalistler, 2026’da NATO Zirvesi’ni ülkemizde yapmaya hazırlanıyor. Bu seneki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na ana gündeminde Trump ile görüşme olduğu için katılan Erdoğan, ABD’nin isteklerini karşılama hazırlığı ile koltuğa oturdu. ABD Dışişleri Bakanı Rubio’nun ‘Trump ile görüşmek için yalvarıyorlar. Erdoğan da öyle.’ cümleleri, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın ‘Trump, Erdoğan’a ihtiyacı olan meşruiyeti verecek.’ demeci; iktidarın rotasını da faş etti.

“Filistinlilere soluk borusu olan tek şey: Halkların dayanışmasıdır”

Meşruiyetin kaynağını emperyalistlerde gören Erdoğan, Trump ile buluşmasında bedeli 90 milyar dolar olan anlaşmaya imza attı. İşçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin bugününü ve yarınını ipotek altına 90 milyar dolarlık borç yükü; bağımlılık ilişkilerini de tırmandırıyor. AKP’nin sözde meşruiyetinin bedeli, halkın sırtına yüklenen yoksullukla fatura ediliyor. Oysa ABD’ye taahhüt edilen 90 milyar dolar, işçi ve emekçilerin yoksulluk sınırı üzerindeki ücretlerini karşılayabilirdi. Asgari ücrete yüzde 100 oranında zam uygulandığında yaklaşık 7,6 milyon yurttaşın toplam ücreti; Erdoğan’ın imzasıyla kaybedilen miktarın yalnızca 7’de 1’i. Geçtiğimiz günlerde depremin tehlikesiyle burun buruna kalan İstanbul’daki 1,5 milyon riskli konutu 687 kez yeniden inşa edebilirdi.

Geçen iki yıl boyunca da gördük ki Filistinlilere soluk borusu olan tek şey: Halkların dayanışmasıdır. Enkaz altındaki Filistin’e yardım ulaştırmak için birleşen Sumud Filosu, İsrail’in tüm saldırılarına rağmen Gazze’ye el uzatıyor. Berlin, Atina, Barcelona ve birçok şehir merkezinde biriken milyonlar Gazzelilerin sesine ortak oluyor. İtalya’da İsrail’e silah sevkiyatını engelleyen liman işçilerinin mücadelesi ülke geneline yayılıyor, İtalya’da Gazze için genel grev ile yaşam durduruluyor. Bizler de Filistin ve Ortadoğu halklarının yanında olmaya devam edeceğiz. Emperyalizmin ve onlarla işbirliği yapanların ölüm saçan bataklığına karşı halkların direnişini büyüteceğiz. -Gasbedilen filo ve kaçırılan aktivistler serbest bırakılsın! -Gazze’ye giden tüm insani yardımlar ulaştırılsın! Gazze’deki abluka kaldırılsın! -Emperyalistler ve bölge gericilikleri Filistin’den elini çeksin! Filistin halkına kendi kaderini tanıma hakkı tanınsın! Taleplerimiz ile Ankaralı işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri Filistin için mücadele etmeye çağırıyoruz.”