ai
“Slop” kelimesini ben icat etmedim. Hatta ilk duyduğumda kulağıma biraz çirkin geldiğini itiraf edeyim. Ama 2025’e girerken kelime birden bire ciddiye alındı: Merriam-Webster, “slop”u yılın kelimelerinden biri olarak seçti. Gerekçesi de oldukça netti: Dijital dünyada, özellikle yapay zekâ destekli üretimle birlikte, vasat ama aşırı miktarda üretilen içeriklerin hayatımızı istila etmesi.
Slop kötü içerik demek değil. Bu önemli.
Slop, “eh işte” içerik demek.
Düzgün, problemsiz, akıp giden ama kapattıktan sonra hiçbir iz bırakmayan şeyler.
Bunu düşünürken aklıma sabah verdiğim molalar geliyor. Kahvemi alıp Instagram’a giriyorum. Karşıma çıkan reklamların yarısı tuhaf bir şekilde birbirine benziyor: aynı ton, aynı estetik, aynı yapay samimiyet. “Hayatını değiştirecek uygulama”, “senin için tasarlandı”, “bunu kimse bilmiyor” cümleleri… Videoyu izliyorum, bitiyor. Ne izlediğimi tam hatırlamıyorum ama bir şey izlemiş olduğumdan eminim.
Slop tam olarak bu his.
Kelimenin geçmişi de ironik aslında. 1700’lerde “sulandırılmış yemek”, “çamurumsu bir şey” anlamına geliyor. Yani besliyor gibi yapıyor ama aslında doyurmuyor. Bugün dijital anlamı da çok farklı değil. İçerik var, hatta çok var; ama zihinde kalıcı bir iz yok.
Buradaki asıl mesele yapay zekâ değil. Yapay zekâyı şeytanlaştırmak kolay ama tembelce. Asıl mesele, ayırt edilemezlik. Slop çağında problem “çok içerik” değil, “her şeyin aynı hissi vermesi”. Kimin yazdığı belli olmayan metinler, kimin deneyiminden çıktığı anlaşılmayan videolar, kişisel gibi duran ama kimseye ait olmayan anlatılar.
Bence yorgunluk da buradan geliyor. Sürekli maruz kalıyoruz ama nadiren temas ediyoruz. İçerik tüketiyoruz ama deneyim yaşamıyoruz. Zihnimiz dolu ama tatmin olmuş değil. Bu bir bilgi yorgunluğu değil; anlam yorgunluğu.
Ve belki de bu yüzden “slop” kelimesi bu kadar tuttu. Çünkü kelime kızgın değil, panik değil, dramatik hiç değil. Hafif alaycı. Biraz göz deviren bir tarafı var. Sanki şunu söylüyor:
“Bak, bu olan bitenin farkındayız. Adını da koyduk. Şimdi ne yapacağımızı düşünürüz.”
Bu yazı da onu yapmaya çalışıyor aslında.
Bir suçlu aramadan, bağırmadan, manifesto yazmadan.
Sadece şunu söyleyerek:
Bazı şeyler var, çok düzgün görünüyor… ama hiçbir yere değmiyor.
Slop Diye Bir Şey Çıktı (Ben Uydurmadım) was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.