CHP’li belediyelere yönelik operasyon kapsamında 19 Mart’ta gözaltına alınarak “Kent Uzlaşısı” soruşturması kapsamında tutuklanan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın yerine atanan kayyumun işlemlerine yönelik tepkiler sürüyor.
Şahan’ın “Şişli’nin Kanal İstanbul’u” diye nitelendirdiği, Taşyapı tarafından yapımı devam eden rezidans projesine karşı ilçede 9 Kasım’da Şişli Meclisi oluşumu tarafından bilgilendirme toplantısı yapıldı. Toplantıda yer alan şehir plancılarının aralarında olduğu 9 kişi, cuma günü işten çıkartıldı.
CHP Şişli İlçe Başkanlığı ve belediyenin CHP’li Meclis Grubu, işten çıkarmaları protesto etmek için belediye önünde eylem yaptı. CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, belediye yönetiminin halkın oylarıyla gelmediğine vurgu yaparak “Maalesef olağanüstü hâl koşullarında Türkiye’ye dayatılmış olan bir kayyum düzenlemesiyle haksız, hukuksuz yere gözaltına alınıp tutuklanan Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan cezaevine konulduktan sonra İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı bir işlemle buraya atanan kayyum belediye başkanının yaptığı bir işlemle emekçiler işlerinden uzaklaştırıldı” dedi.
“BU AÇIK BİR SİYASİ KIYIMDIR”
CHP Şişli İlçe Başkanı Canercan Kartal da işçilerin gerekçesiz olarak işten çıkarıldığına vurgu yaparak şunları söyledi:
“Şişli kayyumu, 9 yol arkadaşımızı siyasi kimlikleri olduğu gerekçesiyle cuma günü tek bir tebliğle işten çıkardı. Gerekçeleri 9 Kasım Pazar günü arkamızdaki parkta gerçekleşen Taşyapı karşıtı mahalle toplantısına katılım sağlamaları, işçilik alacağı davası açmaları, CHP’li olmaları, alanında uzman şehir plancıları olmaları; yüzleri yetmemiş, bunu da yazamamışlar tutanaklara. Şişli Belediyesi’nde görev yapan 5 belediye emekçisi hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın yalnızca CHP’ye üye olmaları ve Taşyapı tarafından hukuksuz biçimde yürütülen Şişli’nin Kanal İstanbul’u projesine karşı durmaları, işçilik alacağı davası açmaları sebebiyle işten çıkarılmıştır. Karşımızdaki projeye karşı sesini yükselten, kentine sahip çıkan yurttaşların ve belediye çalışanlarının cezalandırılması kabul edilemez. Bu açık bir siyasi kıyım, sindirme operasyonu ve kayyum düzeninin karakterini ortaya koyan utanç verici bir uygulamadır. Bugün görüyoruz ki kayyum yönetimi, belediye emekçilerini siyasi kimlikleri üzerinden tasfiye ederek Şişli’yi bir sessizlik rejimine döndürmek istemektedir.
“KAYDIMIZI ALAN PERSONELİ FİŞLEMEYECEĞİZ AMA BİLDİĞİMİZİ BİLİN”
Bilinsin ki CHP hiçbir dönemde susmadı, bugün de susmayacaktır. Şişli halkının oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanının yerine atanan kayyum ne halk iradesini temsil etmektedir ne de Şişli’nin çıkarlarını. Kamu görevinden keyfi biçimde çıkarılan her bir çalışan, bu hukuksuzluğun birebir mağduru ve tanığıdır. Değerli bir kamu görevlisi olmakla övünen kayyuma birkaç sorumuz var. Cuma işten çıkardığınız çalışanların tamamının CHP’li olması bir tesadüf müdür? Eğer bu bir tesadüf değilse personele ait siyasi parti üyelik bilgisini nereden temin ettiniz? Resmi yollarla mı, yoksa memur diye getirdiğiniz siyasi başkan yardımcılarının eski usul fişleme yöntemleriyle mi? 9 Kasım Pazar günü gerçekleşen etkinliğimize sadece kayıt alıp size iletmesi için gelen personel sizin bilginiz dahilinde mi gönderildi? Bizden izinsiz bir şekilde kaydımızı alan personeli sizin gibi fişlemeyeceğiz ama adını sanını bildiğimizi bilin. Yine de soralım. Bu arkadaşı gönderen başkan yardımcınız kamu görevi mi yapar, yoksa geldiği ilçedeki gibi yaptığı malum işlere devam etmek için CHP’lileri yavaş yavaş belediyeden tasfiye mi etmek ister?
“BAŞKAN YARDIMCINIZI NEDEN BU KADAR RAHATSIZ ETTİ”
Taşyapı hakkında düzenlenen bir etkinlik, sizi ve getirdiğiniz geçmişi karanlık başkan yardımcınızı neden bu kadar rahatsız etti? Emrullah Turanlı’nın Ankara’daki ortaklarını biliyoruz ama Şişli’deki işbirlikçisi, etkinliğe personel gönderecek kadar yakınınızda biri midir? Son sorumuz ise her şeyden önce sizin kamu vicdanınıza yöneliktir. Sizin adalet teraziniz nerededir? Annesi, babası olmayan bir emekçiyi işten çıkarmak mıdır adalet, yoksa yıllarca belediyeye uğramadığı hâlde maaş alan bir haramzadeyi başkan yardımcılığına atamak mı? Şişli halkının iradesi gaspıyla göreve gelen kayyum Cevdet Bey, buradan bir kez daha açık açık çağrıda bulunuyoruz. Bu hukuksuz karardan bir an önce geri dönün. İşten çıkarılan emekçileri sahip oldukları tek varlıklarıyla, yani onurlarıyla birlikte görevlerine iade edin.”
“BİAT KÜLTÜRÜ İNŞA EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Çınar Altan, “Aslında kendi mücadelemiz için buradayız ve bunun nedeni, yalnızca kent uzlaşısının bir parçası olduğumuz için değil. Belediyelerden tüm ülke sathına kadar yayılan kayyum zihniyetinin her aşamasını hisseden yurttaşlarız. Bu toplumda bunun muhatabının herkes olduğunu düşünüyoruz. Onun için buradayız. İşte böyle fişlemelerle, kumpaslarla bu belediyeye çökmenin ötesinde burada bir biat kültürü inşa edilmeye çalışılıyor” sözleriyle dayanışma mesajını dile getirdi.
“KAYYUM, HALKÇI BELEDİYECİLİK UYGULAMALARINI SONLANDIRDI”
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de şöyle konuştu:
“19 Mart darbesini gerçekleştirenler, rekor oyla seçilmiş Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ı tutuklayarak yerine bir kayyum atadılar ve demokrasiye bir leke çaldılar. Şişli’ye yönelik atanan kayyum uygulamasının üzerinden tam 240 gün geçti. 240 gündür Şişli’nin seçilmiş Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Silivri zindanında. 240 gündür burada hak, hukuk ve demokrasi ayaklar altında. Şişli’de halkçı belediyecilik uygulamaları gerçekleştirilemiyor. Yetmedi, burada kayyumun ilk icraatı, Resul Emrah Şahan’ın gerçekleştirdiği halkçı belediyecilik uygulamalarını sonlandırmak oldu. Kayyum burada göreve başladığı anda Şişli’de kent lokantasını kapattı. Yetmedi, öğrencilere verilen desteği, bursu, ulaşım desteğini kesti. Azınlık iktidarının Şişli’ye atadığı kayyum, Şişli halkını cezalandırmak için burada çöp dağları oluşmasına neden oldu. Şişli tam 240 gündür halkçı belediyecilik uygulamalarından mahrum. Sadece Şişli değil; Esenyurt, Bayrampaşa, Beykoz, Gaziosmanpaşa, Mardin, Batman gibi yurdun dört bir yanında kayyumlarla, transfer operasyonlarıyla, çökmelerle, hilelerle, tehditlerle, şantajlarla halkın iradesine darbe vuruyorlar.
“YAPTIĞINIZ BURAYI BİR SİYASİ PARTİNİN OFİSİNE DÖNDÜRMEK”
CHP’nin yerel yönetimler eliyle toplumla bağ kurmasının önüne geçmek istiyorlar. Amaçları belediyelere çökerek o ilçelerin rantını yönetmek, işte tam da bunun için Şişli’de kayyum bir siyasi kadrolaşma yoluna gitti. Buradaki kayyum, sadece halkçı belediyecilik uygulamalarını sonlandırmadı. Burada siyasi bir kadrolaşmaya gitti. AK Parti’de Kağıthane’de Gençlik Kolları Başkanlığı yapmış bir kişiyi getirdi, buraya başkan yardımcısı yaptı. Tuzla’da, Fatih’te AK Parti’de görev yapmış insanlar, getirildi buraya başkan yardımcısı yapıldı. Buradan kayyuma sesleniyoruz. Bu yaptığınız belediyeyi yönetmek değil. Bu yaptığınız burayı bir siyasi partinin ofisine döndürmek. Yaptığınız kamu yönetimi değil. Yaptığınız bir partizanca kadrolaşma operasyonu. Burada emekçiler hedef alınarak işten çıkartılıyor. Burada bir emekçi kıyımı gerçekleştiriyor. Neden insanlar işten çıkartılıyor? Mesai saati dışında burada Taşyapı’nın mahalle toplantısına, yani Şişli’deki bir rant projesinin mahalle toplantısına katılmış mesai saati dışında, bu gerekçeyle insanlar işten çıkartılıyor ya da CHP üyesi oldukları gerekçesiyle insanlar işten çıkartılıyor.
“BUNUN ADI TAM OLARAK BİR SİYASİ İNTİKAMDIR”
Buradan kayyuma bir kez daha sormak istiyoruz. Kimin talimatını uyguluyorsunuz burada? Bu talimatı kimden alıyorsunuz? Bu talimatı o rantçılardan mı alıyorsunuz? Yoksa onlarla işbirliği hâlinde olanlardan mı alıyorsunuz? Bu işçilerin işten çıkartılması talimatını size kim verdi? Bu insanların suçu nedir? Yaşadıkları ilçenin hakkına sahip çıktıkları için mi? Buradaki bir deprem toplanma alanına, Şişli’nin neredeyse en son kalmış yeşil alanlarına gerçekleştirilen rant projelerinin karşısında durduğu için mi bu insanlar işten çıkartılıyor? Bunun adı tam olarak bir siyasi intikamdır. Şişli halkının hakkına sahip çıktığı için hiç kimse işten çıkartılamaz. Siyasi görüşleri nedeniyle hiç kimsenin ekmeğiyle oynanamaz. CHP’li diye hiç kimse işten çıkartılamaz. Kamu çalışanı bir siyasi partinin memuru değildir.”