Elinizden gelenin en iyisini yapmanıza rağmen işler istediğiniz gibi gitmiyor mu?
Başarı arayışında, birçok kişi hedeflerine ulaşmayı sadece doğuştan gelen yeteneklerine bağlarken, diğerleri ise bu yetenek veya şansa sahip olmadıkları için hedeflerine ulaşamadıklarını düşünür.
Peki, başarı için belirleyici faktörün yetenek olmadığını söylersem ne dersiniz? Hayatta şansınızı artırmak için herkesin geliştirebileceği özellikler ve beceriler olduğunu biliyor muydunuz?
Şimdi şansınızı nasıl artırabileceğinizi ve bunun neye bağlı olduğunu görelim.
Kişiliğiniz şansınızı etkiler
Beş Büyük Özellik modeli (Rothmann & Coetzer, 2003), şu anda en bilimsel geçerliliğe sahip kişilik modellerinden biridir. Bu model, kişiliği 5 ana özellik altında sınıflandırmaya dayanır:
- Deneyime açıklık (yaratıcı/meraklı vs. sabit/ihtiyatlı).
- Titizlik (verimli/organize vs. savurgan/umursamaz)
- Dışadönüklük (dışadönük/enerjik vs. yalnız/çekingen)
- Uyumluluk (arkadaş canlısı/sempatik vs. eleştirel/rasyonel)
- Nörotiklik (duyarlı/gergin vs. dirençli/kendine güvenen)
Şans konusunda önde gelen akademisyenlerden biri olan psikoloji profesörü Richard Wiseman, “The Luck Factor” (2011) adlı kitabında şanslı insanlarda ortak olan 3 kişilik özelliği belirlemiştir: dışadönüklük, düşük nörotiklik ve deneyime yüksek açıklık.
Kendinize şu soruyu soruyor olabilirsiniz:
“Peki, bu kişilik özelliklerine sahip değilsem ne yapabilirim?”
Bu kişilik özellikleri, insanları daha şanslı kılan bazı davranışları teşvik eden özelliklerdir. Siz de bu davranışları benimseyebilirsiniz.
Şanslı insanların davranışları
Wiseman, bu kişilik özelliklerine sahip bazı insanların diğerlerine göre belirli davranışları daha sık sergilemelerine neden olduğunu gördü. Bu davranışlar şunlardı:
- Fırsatları fark etmek
- Sezgilerine güvenmek
- Optimist beklentileri sürdürmek
- Zorluklar karşısında dirençli olmak
Bu davranışlar, şanslı insanların daha fazla insanla tanışmaya eğilimli olmalarına, koşulların yarattığı duygulardan aşırı derecede etkilenmemelerine ve yeni deneyimler arayışında konfor alanlarının dışına çıkmalarına yardımcı oluyor.
Sezgilerinize güvenin ve kararınızı verin
Dünyayı algılama ve karar verme biçimimiz, şans algımızda çok önemli bir rol oynar. Şanslı insanlar sezgilerine, yargılarına güvenirler ve doğru kararlar verdiklerine inandıkları için daha az pişmanlık duyarlar.
Uygulanacak teknikler;
Kararı erteleyin: Mümkünse, endişe, öfke veya aşırı mutluluk gibi duygularla boğulduğunuzda karar vermekten kaçının. Sakin bir an ve sakin bir şekilde düşünebileceğiniz uygun bir yer arayın. Bu duygularla boğuşurken karar vermek, hedeflerimize uygun olmayan yanlış kararlar almamıza neden olabilir.
Praemeditatio malorum: 2000 yıldan fazla bir süre önce Stoacı filozoflar tarafından uygulanan bu teknik, hala çok etkilidir. Eylemlerinizin neden olabileceği olası olumsuz senaryoları gözünüzde canlandırın, bunların kabul edilebilir riskler olup olmadığını ve gerçekleşmeleri durumunda nasıl hazırlıklı olabileceğinizi değerlendirin.
İyimser ve ısrarcı olun
Bir deneyde katılımcılara bir zorluk sunuldu ve kendilerini şanslı olarak görenlerin, zorluk çözülmesi imkansız olsa bile daha uzun süre ısrarcı oldukları ortaya çıktı.
Bu, şanslı insanların olumlu beklentilerini sürdürdükleri ve bunun da ısrarlarını etkilediği anlamına gelir.
Israr; başarıyı garanti etmez, ancak uzun vadeli hedeflere ulaşma olasılığını önemli ölçüde artırır.
Bazen, sonuçlarını şimdiki zamanda göremeyeceğimiz için çok uzun vadeli etkileri olacak eylemleri küçümseriz. Bu etki, hiperbolik iskonto olarak bilinir ve kısa vadeli bir bakış açısı benimsememize neden olur, ancak hayat hedefleriniz bir gecede ulaşılabilecek hedefler değildir.
Uygulanacak teknikler;
Görselleştirin: Birkaç dakika boyunca hedeflerinize ulaştığınızı canlı ve ayrıntılı bir şekilde görselleştirin. Bunun hayatınız ve çevrenizi nasıl etkileyeceğini hayal edin.
Amaç bulun: Hedeflerinizi hayatınızda daha büyük bir amaçla ilişkilendirin. Hayatınız için net ve anlamlı bir amaç duygusuna sahip olduğunuzda, zorluklara rağmen devam etmek için daha motive olursunuz.
Yolu çizin: Hedeflerinizi küçük, ulaşılabilir adımlara bölün. Bu, odaklanmanıza yardımcı olacak ve size ilerleme hissi verecektir, bu da zor zamanlarda tereddüt etmemeniz için iyimserliğinizi ve azminizi artıracaktır.
Örneğin: Yeni bir dil öğrenmek istediğinizi hayal edin, neden yeni bir dili öğrenmekle ilgileniyorsunuz? Belki de en büyük amacınız ufkunuzu genişletmek ve sizden çok farklı insanlarla tanışmaktır. Keşif yaparken yabancı bir dilde akıcı bir şekilde iletişim kurabilmenin heyecanını hayal edin, hatta bu fırsatı seyahat etmek için de değerlendirebilirsiniz. Dili nasıl öğreneceğinizi planlayın ve ilerlemenizi takip edin.
Kontrol odağını değiştirin
Kontrol odağı nedir?
Kontrol odağı, bir kişinin hayatındaki olaylar üzerinde ne derece kontrol sahibi olduğuna dair inancını ifade eden psikolojik bir kavramdır (Rotter, 1996).
Şanslı insanlar genellikle içsel kontrol odağına sahiptir, yani eylemleri ve seçimleri ile kendi şanslarını etkileyebilecek güce sahip olduklarına inanırlar. Kendi yeteneklerine inanan ve başarılarının nedeni olarak gösterdikleri çabaya değer veren kişilerdir.
Ancak dışsal kontrol odağına sahip olanlar, olayların kendi kontrolleri dışında olduğuna inanarak kendilerini daha şanssız hissederler.
İçsel kontrol odağını benimseyerek, kontrol hissinizi artırabilir ve hedeflerinize ulaşmada eylemlerinizi daha olumlu bir şekilde yönlendirebilirsiniz.
“İnsanlar olaylar yüzünden değil, olaylara bakış açıları yüzünden acı çekerler.”
— Epictetus.
Uygulanacak teknikler;
Engelleri fırsatlara dönüştürün: Kendi iyi ve kötü deneyimlerinizi yapıcı bir şekilde düşünmek için zaman ayırın. Gelecekteki hedefleriniz için öğrenme fırsatlarını belirlemeye çalışın veya yaşadığınız rahatsızlığı tekrar yaşamamak için çaba gösterin.
Günlük tutun: Günlük, deneyimlerimizi analiz edebileceğimiz ve her gün kendimizi geliştirebileceğimiz bir düşünme alanı yaratmak için çok iyi bir yoldur. Her ne kadar başlangıçta alışması zaman alsa da sonrasında kendinize çok teşekkür edeceksiniz.
Bu teknikler, insanların bir dizi davranış sergilemelerine ve günlük hayatın zorluklarıyla başa çıkma konusunda belirli bir şablona sahip olmalarına neden oluyor. İşte bu davranışlar ve sonrasında oluşan şablon; belki de şansın hayatımızdaki tanımıdır.
Aslında, kendilerini şanslı olarak gören insanlar, kendilerini şanssız olarak gören insanlarla ortalama olarak aynı sayıda olumlu ve olumsuz olay yaşarlar. Peki şans nerede? Bu anlamda şans, iki kavramın toplamından başka bir şey değildir:
Olumlu Zihinsel Tutum + Hazırlık.
Hepinize iyi şanslar 🍀🎲.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Bu yazı sizde bir düşünce uyandırdıysa, yorumlarda buluşalım.
Başka bir yazıda tekrar görüşünceye kadar kendinize çok çok iyi bakın!
🐐
Şansınızı Arttırmak İçin Kanıtlanmış Teknikler was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.