BirGün EGE
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubeleri, Ege Üniversitesi Hastanesi’nde güvenlik önlemlerinin alınmaması sonucu yaşamını yitiren işyeri temsilcisi Ali Can için hastane içinde yürüyüş ve basın açıklaması düzenledi. “Kaza değil, cinayet” sloganıyla yapılan eylemde sağlık emekçileri, “Can’ın ölümü karşısında susmayacağız” diyerek sorumluların hesap vermesini istedi.
Hastane içerisinde PTT kargo aracının çarpmasıyla yaşamını yitiren Ege Üniversitesi Hastanesi Diyaliz Ünitesi çalışanı ve SES üyesi Can için gerçekleştirilen eylemde Ege Üniversitesi Poliklinik önünde toplanan hastane çalışanları Can’ın yaşamını yitirdiği noktaya yürüyüş gerçekleştirdi. Açıklamaya Birlik Sağlık Sen, Türk Sağlık Sen, Hep Sen, Sağlık-İş İzmir Şube ve İzmir Tabip Odası katıldı. Basın metnini SES İşyeri Temsilcisi ve Ali Can’ın yakın mesai arkadaşı Melika Sarıtepe okudu.
Yaşananların “kaza değil işçi cinayeti” olduğuna dikkat çeken Sarıtepe, “Biz biliyoruz ki bu ölümler, tesadüf değil; denetimsizliğin, taşeronlaştırmanın, liyakatsizliğin, özelleştirmelerin ve insan hayatını hiçe sayan yönetim anlayışının doğrudan sonucudur. Tam olarak kargo sahibi kurumun taşeronlaşması ve performans sistemi sebebiyle yaşanan cinayet bizlere yıllardır ifade ettiğimiz gibi performans sistemi, taşeronlaştırma ve özelleştirmelerin ölüm getirdiğini bir kez daha gösterdi. Sağlık işkolu da bu tablodan muaf değildir” dedi.
“CAN GÜVENLİĞİMİZ ELİMİZDEN ALINMIŞTIR”
Ege Üniversitesi Hastanesi’nde olduğu gibi pek çok sağlık kurumunda iş güvenliği önlemlerinin kâğıt üzerinde kaldığını vurgulayan Sarıtepe, “Çalışma alanları risklerle dolu halde bırakılmakta, emekçiler adeta ‘kendi güvenliğini kendin sağla’ anlayışına terk edilmektedir. Yıllardır dile getirdiğimiz ‘Sağlıkta dönüşüm’ politikalarının bir sonucu olarak, kamu hastanelerinde personel yetersizliği, aşırı iş yükü, uzun mesailer ve düşük ücretler yetmezmiş gibi, şimdi bir de can güvenliğimiz elimizden alınmıştır” şeklinde konuştu.
2022 yılında tutulan iş sağlığı ve güvenliği raporlarında trafiğe açık olan alanın yayalar açısından güvenli olmadığı tespit edilmesine rağmen herhangi bir tedbir alınmadığına dikkat çeken Sarıtepe, şöyle konuştu: “Raporlar görmezden gelinmiş ve kazanın yaşandığı bu alan güvensiz şekilde bırakılmıştır. Bu alanın güvenli olması için basit birkaç düzenlenmenin yapılması gerekirken yapılmamasının bedelini Ali Can hayatıyla ödemiştir. Bu ölümün sorumluları, sadece o an ki teknik ihmali yapan kişiler değil; 2022 yılında tutulan iş güvenliği raporuna rağmen çalışma koşullarını güvenli hale getirmeyen, gerekli önlemleri almayan, uyarıları kulak ardı eden tüm yöneticiler ve üniversite idaresidir.”
Açıklamada, şu sorulara yer verildi:
“-Bu alanda yaya kaldırımı neden yok, yaya ve araç trafiği neden ayrı değil?
-Kırılan bariyer yeniden neden takılmadı?
-Hastane içinde yaya trafiği olan alanlara neden kargo araçları giriyor?
-Kargo aracında geri vites ikaz sireni neden yok?
-Rapora rağmen neden önlem alınmadı?”
KADER DEĞİL, DÜZENİN TERCİHİ
Sarıtepe açıklamaya, “Ali Can’ın ölümü karşısında susmayacağız! Sorumluların tespit edilip yargılanması, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin gerçek anlamda uygulanması, sağlık emekçilerinin yaşam hakkının korunması için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, arkadaşımız Ali Can’ın adını mücadelemizde yaşatacağız. Her bir hastane koridorunda, her bir emekçinin yüreğinde onun sesi yankılanacak: insanca yaşamak, insanca çalışmak ve güvenceli bir gelecek istiyoruz. İş cinayetleri kader değil, bu düzenin tercihidir. Bu düzen değişmeden, bu ölümler bitmeyecektir” ifadeleriyle son verdi.