Balıkesir Karesi’de mühimmat fabrikasında 24 Aralık 2024’te meydana gelen ve 11 işçinin yaşamını yitirdiği, 7 işçinin yaralandığı patlama hakkındaki dava, istinaf mahkemesinin bozma kararı sonrası yeniden açıldı.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi, ilk derece mahkemesi kararını eksik inceleme, yetersiz bilirkişi raporu ve kusur zincirinin doğru kurulmamış olması gerekçeleriyle bozdu. Dosya, davanın baştan görüşülmeye başlanacağı Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Yerel mahkeme, yeniden yargılamanın ilk duruşmasını 27 Mart 2026 tarihine bıraktı. Bu süreçte oluşturulacak 7 kişilik yeni bilirkişi heyetinin, patlamanın nedenini ve kusur ilişkisini tüm yönleriyle ortaya koyması bekleniyor.
TUTUKLU KALMADI
İlk yargılamada “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 11 yıl hapis cezası alan ve tutuklu bulunan sanıklar C.Y. ve S.B., dosyanın istinaftan dönmesinin ardından Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tensip kararıyla yurtdışına çıkış yasağı ve aylık imza şartıyla tahliye edildi. Sanıklar H.Y.A. ve M.B. hakkındaki adli kontrol tedbirleri ise devam ediyor.
Mahkeme, yeni yargılama sürecinde; 1 kimya mühendisi, 1 makine mühendisi, 1 elektrik-elektronik mühendisi, 1 patlayıcı uzmanı ve 3 iş güvenliği uzmanından oluşan bilirkişi heyetinin dosyayı yeniden değerlendirmesine karar verdi.
TEK AİLE ŞİKÂYETÇİ
Patlamada yaşamını yitiren 11 işçiden 10 ailenin şikâyetini geri çektiği dosyada, yalnızca Kimya Mühendisi Özlem Özçakır’ın ailesi adalet mücadelesini sürdürüyor. Aile, süreci Balıkesir Baro Başkanı Avukat Hakan Topaloğlu ile takip ediyor.
Topaloğlu, bilirkişi raporunda yer alan kritik tespitleri hatırlatarak şunları söyledi: “Özlem tehlikeyi önceden tespit etti, defalarca yazılı ve sözlü uyarıda bulundu. Yönetim bu uyarıları dikkate alsaydı bugün 11 işçi hayatta olacaktı. Özlem görevini yaptı, korunmadı.” Topaloğlu, sorumluların tüm yönleriyle ortaya çıkarılması ve gerçek kusur zincirinin belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
Bilirkişi raporlarına göre, patlamanın yaşandığı üretim biriminde görevli Kimya Mühendisi Özçakır, patlayıcıların üretim alanında güvenli olmayan şekilde istiflendiğini, bu malzemelerin mutlaka güvenli depolara taşınması gerektiğini üst yönetime defalarca iletti. Bu uyarıların hiçbirine yanıt verilmediği, üretimin “aksatılmaması” gerekçesiyle önlem alınmadığı dosyaya yansıdı. Tanıklar da Özçakır’ın sürekli tehlikeye dikkat çektiğini, ancak yöneticilerin “üretim durur” kaygısıyla bu çağrıları görmezden geldiğini doğruladı.
Bilirkişi heyeti, patlama öncesi iş güvenliği düzeninde ciddi kırılmalar tespit etti. Heyete göre iş güvenliği müdürü H.Y.A., riskleri tespit etme ve işvereni uyarmada yetersiz kaldı.
Operasyon direktörü C.Y., açık tehlikeye rağmen üretimi durdurmadı. Patlayıcı malzemelerin üretim alanında depolanması, yönetmeliklere rağmen sürdürüldü. Bu tespitler, istinaf mahkemesinin kararı bozma gerekçeleri arasında yer aldı.