Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Niğde Sevgi Evleri’nde engelli ve bakıma muhtaç çocuklara işkence yaptıkları gerekçesiyle ceza alan 25 kadın bakıcı hakkındaki mahkûmiyet kararını bozdu.
Mahkeme, işkence suçundan cezalandırılan 14 bakıcının tahliyesine hükmetti.
Gazeteci İsmail Saymaz, halktv.com.tr’de yayımlanan yazısında, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına ve dosyadaki ayrıntılara yer verdi.
Saymaz’ın aktardığına göre, Niğde’de devlet koruması altındaki engelli ve bakıma muhtaç çocuklara yönelik işkence iddiaları, 9 yaşındaki Mustafa Çelik’in 22 Temmuz 2024’teki şüpheli ölümüyle ortaya çıktı. Olayın yaşandığı yer, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Niğde Engelsiz Yaşam ve Bakım Rehabilitasyon Merkezi’ydi.
İŞKENCEYİ ORTAYA ÇIKARAN KAYITLAR
Kamera kayıtlarında, 17 engelli çocuğun yerlerde sürüklendiği, topluca ve çıplak şekilde banyoda yıkandığı, tokatlandığı, itilip kakıldığı, aç bırakıldığı, önlerinden yemeklerin alınıp çöpe atıldığı, merdiven altında tutulduğu ve tehdit edildiği belirlendi.
Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 14 Nisan 2025’te karara bağlanan davada 28 bakıcıdan 25’i mahkûm edildi.
Gerekçeli kararda, “Eylemlerin belirli bir zamana yayılması, mağdurların korkutulup sindirilmeleri, her biri engelli ve algılama kapasiteleri sınırlı olan mağdurlara fiziki acı çektiren eylemlerin bütün halinde işkence suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği” vurgulandı.
Karara göre 12 bakıcıya işkenceden, diğerlerine ise kötü muamele ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından ceza verilmişti.
Ancak 15 Ekim’de Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, bu kararı bozdu.
Saymaz’ın aktardığına göre mahkeme, Niğde Sevgi Evleri’ndeki eylemlerin “sistematiklik içermediğini” öne sürerek işkence suçunun unsurlarının oluşmadığına hükmetti.
Kararda şu ifadeler yer aldı:
“Bahse konu eylemler insan onuruyla bağdaşmayacak surette kişinin bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine ya da aşağılanmasına yol açacak ağırlıkta olmadığı gibi, genel bir tutum çerçevesinde gerçekleştirilen davranışların bir parçası olduğunun sabit olmadığı, bir bütünlük izlemeyip ani tepkiler olarak gerçekleştiği…”
Bu kararın ardından işkence suçundan ceza alan 14 bakıcı tahliye edildi. Bazı sanıklar beraat etti, diğerlerinin cezaları “basit yaralama”, “tehdit” veya “hakaret”e indirildi.
Saymaz’ın yazısında şu ifadeler yer aldı:
“Küçük Mustafa’nın ölümü
Niğde’de, devlet koruması altındaki engelli ve bakıma muhtaç çocukların yaşadığı işkenceyi bir yıldır yazıyorum.
Dokuz yaşındaki Mustafa Çelik’in 22 Temmuz 2024’te şüpheli ölümü, ’Niğde Sevgi Evleri’ diye bilinen, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Niğde Engelsiz Yaşam ve Bakım Rehabilitasyon Merkezi’ndeki zulmü gün yüzüne çıkardı.
Kamera kayıtları incelendi.
7-13 yaş arasındaki 16 çocuk ve bir yetişkinin eziyete uğradığı saptandı.
En başta da Mustafa Çelik’in…
Çocuklara şiddet uygulayan 14 bakıcı tutuklandı.
Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava 14 Nisan’da karara bağlandı.
28 bakıcıdan 25’i mahkum oldu.
İşkence, basit yaralama, kötü muamele ve kişiyi hürriyetinden alıkoyma suçlarından ibretlik cezalar verildi.
Gerekçeli kararda, Mustafa Çelik’nin epilepsi sonucu hayatını kaybettiği ifade edildi.
Ancak Çelik de dahil, çocuklara işkence yapıldığı tespit edildi.
Gerekçeli karardan:
“Eylemlerin belirli bir zamana yayılması, görüntü kayıtlarında müteaddit defa mağdurların tedirgin olarak bakıcılardan uzaklaştıkları ve kaçmaya çalıştıklarının görülmesi karşısında irade ve algılamalarının süregelen davranışlar sebebiyle etkilendiği, her biri engelli ve algılama kapasiteleri sınırlı olan mağdurların korkutulup yaralanıp sindirilerek algılama kapasitelerinin bozulmasına sebebiyet verebilecek nitelikte fiziki acı çektiren eylemlerin bütün halinde işkence suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği…”
12 BAKICIYA İŞKENCEDEN CEZA
Kararda, 25 bakıcının işledikleri suçlar ve aldıkları cezalar tek tek açıklandı. 12 bakıcıya işkenceden ceza verildi.
14 tutuklu bakıcının eylemleri ise şöyle sıralandı:
Cemre Ç.: Çocukları yere, koltuğa, mutfak zeminine fırlattı; tokatladı; sürükledi. 24 yıl 8 ay ceza verildi.
Emine D.: Çocukları fırlattı, tokatladı, sekiz çocuğa toplu ve çıplak banyo yaptırdı. 7 yıl 2 ay 20 gün ceza verildi.
Feride Tulum T.: Tokat atıp tehdit etti, çocukları itekledi. 24 yıl ceza verildi.
Gizem Y.: Çocukları sürükledi ve kafalarına vurdu. 11 yıl 8 ay ceza verildi.
Merve Y.: Çocuklara vurdu, yemek yemelerine engel oldu. 17 yıl 1 ay 10 gün ceza verildi.
Nadibe Ö.: Vurup müdahale etmedi, çocuğun kafasını buzdolabına vurdu. 38 yıl ceza verildi.
Neslihan S.: Uyuyan çocuğa diziyle vurdu, sürükledi. 14 yıl 8 ay ceza verildi.
Pembe A.: Çocuklara vurdu ve itekledi. 23 yıl 3 ay 10 gün ceza verildi.
Songül B.: Çocukları çıplak halde tokatladı, aç bıraktı, küfretti. 87 yıl 4 ay ceza verildi.
Songül K.: Çocukları boğazından sıkarak kaldırdı, tokatladı, tehdit etti. 18 yıl ceza verildi.
Sultan T.: Çocukları aç bıraktı, vurdu, tekme attı. 18 yıl 4 ay 20 gün ceza verildi.
Şeyda B.: Çocukları sürükledi, tokatladı, merdiven altında bekletti. 48 yıl ceza verildi.
Tuğba Gören Y.: Çocukları sürükleyip zemine bıraktı. 10 yıl 8 ay ceza verildi.
Tülay U.: Çocuklara terlikle vurdu, tokatladı, hakaret etti. 31 yıl 4 ay ceza verildi.
İŞKENCE DEĞİL, ANİ TEPKİ
Mahkemeye göre amirlerin de yargılanması gerekirken…
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, 15 Ekim’de kararı bozdu.
İşkenceden verilen cezaları kaldırdı.
Bazılarında beraate hükmedilmesini, bazılarında kötü muameleden, basit yaralamadan, tehditten veya hakaretten ceza verilmesini istedi.
Daire’ye göre Niğde Sevgi Evleri’nde çocuklara yapılan zulüm işkence değilmiş.
Ya neymiş?
Sistematiklik içermeyen ani tepkilermiş!
Karardan aynen aktarıyorum:
“Bahse konu eylemler insan onuruyla bağdaşmayacak surette kişinin bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine ya da aşağılanmasına yol açacak ağırlıkta olmadığı gibi, genel bir tutum çerçevesinde gerçekleştirilen davranışların bir parçası olduğunun sabit olmadığı ya da önceden kararlaştırılmış, organize ve düzenli bir seyir izlemediği, bir bütünlük izlemeyip ani tepkiler olarak gerçekleşen eylemler olduğu ve bu haliyle işkence suçununu unsuru olan sistematiklik içermediği ve bu nedenle işkence suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı…”
Yerel mahkemede cezalandırılan bazı sanıklar beraat ettirildi.
Bazılarının cezası kuşa çevrildi.
Cumhurbaşkanı’nı eleştiren eski milletvekilleri, görüş belirten gazeteciler, iktidar karşıtı tweet atan vatandaşlar, protestocu gençler ve hatta YouTube yayıncıları tutuklanıp içeriye atılırken, 7-13 yaşları arasındaki engelli ve bakıma muhtaç çocuklara zulmeden 14 kadın bakıcı “Hürriyet” çığlıkları atarak, tahliye oldular.”