Aslında daha önceleri yazı yazan biriydim fakat uzun bir sürece buna ara vermiştim ilk yazılarımı google blog sayfasında yazıyordum yıl 2017'de. O zamanlar çokça yazı yazarken daha sonrası yazı yazmaya ara vermek ve kendimi keşfetmek istemiş olacaktım ki baya bir ara verdim denebilir..
Bazen yazı yazmak için gücüm oluyor, bazen ne yazacağım hakkında hiçbir fikrim olmuyor ama yazı yazmanın en güzel yanı bence uzun ara vermelerin getirdiği tecrübelerle yeniden sahalara dönmek galiba ve şuan bu yeni yaşımda yeniden döndüm sahalara tecrübelerimle bambaşka bir ben’e merhaba diyerek daha bilgece bakan hayata karşı.
Yazmaya, önce sadece kendime konuşarak başladım. Bir defterin sayfalarına döktüm önce, ne hissediyorsam, ne yaşadıysam günlüklere her gün yazardım hem beni rahatlatıyordu hem de kalemimi güçlendiriyordu belki de kim bilir. Sonra yavaş yavaş Medium’da görünür olmayı seçtim. Çünkü fark ettim ki:
Yazdıkça yalnızlığım eksilmiyor, tam tersine birileri “ben de böyle hissediyorum” diyebiliyor. En önemlisi bu platformu daha yeni keşfetmiş olmama rağmen bir kaç ayda aynı hislerle duygularla buluşuyor olabilmek… Tarifsiz bir mutluluk ve umut hissini bende uyandırmış olması… Benzer hisler, benzer duyguların aktarımını yapmak bir yazımın ya da bir yazının beni çok mutlu ediyor.
Yazmak benim için bir kaçış değil; bir karşılaşma olmaya başladı son bir kaç aydır ruhumda benliğimde hissettiğim.
Kendimle.
Geçmişimle.
Kırgınlıklarımla.
Ve iyileşmeye çalışan tarafımla tüm gerçekliğimle burada bu platformda olmak beni inanılmaz gururlandırıyor.
Sözcüklerimle ruhumu yansıtmayı seven biriyim… Çokça mektuplar yazmış biri olarak=) Kırıklıklarla yazılar yazan biriyim esasen ne yalan söyleyeyim fakat şuan o kabullenişle gelen rahatlama modundayım. ‘’Let them go’’ Teorisini yaşıyorum galiba…Ruhun kırılır bir bakmışsın senin içinden bir amatör yazı yazan bir bayan çıkmış.. Şuna inan biriyim yazmanın arkasında insanın yaşadığı kırgınlıklar vardır bir benim gibi aynı ruh var mı arayışı, aynı hislerde olan benim yaşadığımı bir başkası da yaşadı mı, bir ben yaşamadım herhalde hissiyatı düşüncesi. Bir süre sonra sadece acıyı değil, ama gücü de taşımaya başlıyor insan sözcüklerinde ve ben bunu şuanda yaşıyorum. Çünkü insan yaşadıklarını yazınca, onları dışarıdan izleyebilecek kadar cesur oluyor. O an güç değişiyor seni yaralayan şey artık seni büyüten şeye dönüşüyor.
Yazmaya devam etmemin nedeni de tam olarak bu:
Her kelimede kendimi ve ruhumu keşfettiğimi hissediyorum.
Her cümle, en çok kendimle aramdaki bağı onarıyor.
Her yazı, yalnız olmadığımı hatırlatıyor benim gibi benzer güzel ruhları görebiliyorum.
Bugün yazmak benim için bir alışkanlık değil, bir nefes oldu sanki bir kafede oturuken bunları yazmak başka ruhlarla aynı tonlarda olduğumu bilmek kendimi yalnız hissetmediğimi bilmek. Bir kendime dönüş yolu ve belki de en güzeli:
Yazdıkça başkalarının hikayesine de dokunabilmek aynı payda da buluşmak.
“Ben de yaşadım”, “Ben de böyle hissettim” diyenlere bir kapı aralayabilmek.
İşte bu yüzden yazıyorum.
Bu yüzden başladım.
Ve sanırım bundan sonra da hep yazacağım elimden geldiği kadar düzyazı şiir, gördüklerim, hissettiklerim ve düşüncelerimle. Benim yazılarımı okuyan herkese teşekkür etmek istedim
Tırtıl yolun sonu dediğinde ‘’Allah’’ KELEBEK DEMİŞ.
Neden Yazmaya Başladım? was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.