Ebru ÇELİK
Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Kurtderesi Mahallesi’nde 5. Etap TOKİ konut projesi kapsamında yurttaşların tapulu arazilerine dün sabah kolluk kuvvetleri eşliğinde iş makineleri girdi. Kurtderesi halkının tapulu arazileri üzerinde bulunan narenciye ağaçları, zeytinlikleri sökme girişimine ardından köylüler, topraklarını savunmak için iş makinelerinin önüne geçti. Çıkan arbedede polisin sert müdahalesi sonucu bazı yurttaşlar yaralanarak hastaneye kaldırılırken ağaç katliamı gerçekleştirildi.
BİZLER DE DEPREMZEDEYİZ
Arazileri için nöbet tutan kadınlar yaşanan olayın ardından BirGün’e konuştu. Yurttaşlar, “Resmen tapulu malımıza kondular. Bir mesaj ile tapularımızı iptal ettiler bizim. O gündür burada nöbet tutuyoruz. Tapularımızın iptaline ilişkin dava açtık ancak davanın daha ilk duruşması görülmeden nefesimi kestiler bizim. Neyimiz var neyimiz yok kesip gittiler” dedi.
“Bu konutlar depremzedeler içinmiş. Biz depremzede değil miyiz” diyen yurttaş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizim de evlerimiz yıkıldı. Biz çadırımızı alıp geldik bahçelerimize. Bizim arsalarımız evimiz oldu. Bizim de canlarımız gitti depremde. Şimdi depremzedeler için bir başka depremzedelerin arsalarına kondular. Zeytin ağaçlarımız, portakal mandalina ağaçlarımızı söküp götürdüler. Biz neyle geçineceğiz? Hayvanlarımızı nerede otlatacağız? Hükümet bize arkasını döndü bir de üstüne bizi polislerle karşı karşıya getirdi. 80 yaşındaki kadın burada sürüklendi. Bize altına sığınacağımız ağaç dahi bırakmadılar.”
BURASI NARENCİYE DEPOSU
Mağdur olan yurttaşlardan Fırat Diker ise tapuların tek tek iptal edildiğini ve mahkemesi süren arazilere de daha önce iş makinelerinin girdiğini aktardı.
Diker, “Buralara depremzedeler için TOKİ evleri yapılacak diyorlar. Oysa burada hazine ve vakıf arazileri var ama devlet ısrarla bizim tapulu arazilerimize giriyor. Bu şekilde mağdur ediliyoruz. Devlet hazine arazilerine girmiyor, doğrudan tapulu topraklarımıza giriyor. İnsanların kendi tapularıyla sahip olduğu arazilere el koyuyorlar” diye konuştu.
Kurtderesi, Vakıflı, Hıdırbey ve Mağaracık Mahallelilerinde de aynı durumun yaşandığını söyleyen Diker konuşmasına şu şekilde devam etti: “Oysa Mağaracık hâlâ istinaf mahkemesinde, dava sürüyor. Ama mahkeme kararlarını beklemiyorlar. Bizim bahçelerimizde mandalina, portakal, zeytin ağaçları var. Burası narenciye deposu. Günler önce kepçelerle ağaçları söktüler, şimdi de polis eşliğinde yer açmaya çalışıyorlar. Biz günlerdir nöbet tutuyoruz, gece gündüz bekliyoruz. Bugün ise birden bire silahlı çevik kuvvet ekipleri geldi. Polislerin tabancaları vardı. Sanki biz burada silahlı direniş yapıyormuşuz gibi üzerimize geldiler. İnsanlar darp edildi, bahçelere zorla girildi. Resmen saldırıya uğradık. Ağaçlarımızı söktüler, şimdi de topraklarımızı elimizden almaya çalışıyorlar.”
hâlâ KONTEYNERDEyim
80 yaşındaki darp edilen kadın “Biz insanız, biz haklıyız. Ben 80 yaşındayım, hâlâ konteynerdeyiz. Suçum ne? Bütün kuvvetler bizle gelmişler, niye? Ne toprak kaldı ne insan kaldı. Hakkımı helal etmeyeceğim, Allah’a havale ettim. Bu benim toprağım, bir dönüm iki dönüm, kime verecek? Yazıklar olsun” diyerek yaşanılanlara tepki gösterdi. Kurtderesi Mahallesi halkı, tapulu arazilerinin TOKİ inşaatına kurban edilmesine izin vermeyeceklerini ve nöbetlerine devam edeceklerini belirterek dayanışma çağrısında bulundu.