Mutluluk için mutluluk

“İşleri yoluna koymak için mutlu olmam lazım. Ama nasıl?”

Photo by Jacqueline Munguía on Unsplash

O, işleri gözünde hep büyüten bir arkadaşımdı. Bir şeyleri hep ertelerdi. Her şeyi içine atardı. Derken bir gün 180 derece değişti. Mutlu oldukça işlerin üstesinden daha rahat gelir oldu. İşin erken çözünce zaman kazandı, sorun çözme becerisi daha da gelişti.

Ani değişimini herkes merak etti. Herhalde aşık oldu dediler.

O ise “Cengiz Han’a katılıyorum” derdi:

“Korkmaktan yoruldum”

Photo by Russ Lee on Unsplash

İnanmadım. Bana bir kart verdi, aradım. Telefondaki ses randevu verdi, kapattı. Anlamadım. Korktum da. Ama merak ağır bastı. İşin aslı bizimki kaygıdan nasıl kurtulduysa aynısını kendim denemek istedim. İşin, hayatın vs. bütün stresinden gına geldi.

Gittim. Aradığım yer meğer psikologmuş. Rahatladım. Ama bizimki ona da gitmemiş. Bu arkadaşıymış. Sordum bu iş nedir diye.

Önce mırın kırın etti. Ama yanlış anlaşılmayla geldiğimi duyunca güldü. “Madem bizim çocuk seni kendi yolladı, hikayesini anlatmamı istedi. Hem o danışanım değil, dostum.

Photo by Brandon Cormier on Unsplash

Bu garibim otoriter bir evde büyümüş, hep eleştirilmiş. Yazılımı diyeyim artık bunu içselleştirmiş. Yani her ne yapıyorsa eleştiri almamak için yapıyor, kendi için değil. Bu işle alakalı da olabilir, ayakkabısıyla da .Kafasından hep “el-alem ne der” geçiyor gibi. Hatta buna bir seferinde arkadaş olarak bir tavsiyede bulunmuştum, sallamamıştı. Otorite olarak söylüyorum deyince uyguladı. Yani benim için yaptı, kendi için değil. konu bana kalsın, onu söyleyemem.

Yani onun bütün mekanizması eleştiriye almama üzerine kurulu. Böyle olunca her adımda kendi kendini önden eleştiriyor ki gedik kalmasın. Başkasına fırsat vermeden o deliği başlamadan kapatsın. Ama öyle de hiçbir şey yürümüyor ki. Aslında kimse de her adımda açığını aramıyor da gel de bizimkine anlat!

Bu eleştiriye hassaslık aslında bir mutsuzluk göstergesidir.

Photo by Sarah Kilian on Unsplash

Sizin gördüğünüzü ben de gördüm. Arkadaşı olarak sordum. Bir sabah işe giderken yeni kesilmiş çimen kokusu almış. Niyeyse o koku bunu sevindirmiş. Bir şey anlatmadı ama bence çocukluğuna dair çok mutlu olduğu bir anıyı hatırlatmıştır. Sizin ofise giderken ana yoldan girince biraz mesafe var ya, o yol boyunca ağzı kulaklarında yürümüş. İşi çoksa de gözünde değilmiş. Rahat olunca performans da artıyor tabi. Bilgisayar RAM’inin üstünde daha az program çalışıyor gibi düşünün. İş hafifleyince daha da rahatlamış. Mevzu bu.”

Photo by FilterGrade on Unsplash

Ses çıkarmadan dinledim. Hikaye bitince kala kaldım. Şaşırdım, ne diyeceğimi bilemedim. Sonra;

“Aynı yoldan ben de geçtim ama bana niye bir şey olmadı? Daha doğrusu bizimkinin geçtiği yoldan ben nasıl geçebilirim?”

demek aklıma geldi.

Psikolog “Aşık olun” dedi.

Öyle oluyor mu? Şaka yapmıyorum. Aşk ayağınızı yerden keser de benim yada sizin dememenizle olmuyor. Olacağı varsa kendiliğinden oluyor.

“Nasıl yani? Kafam karıştı. Ne yapacağım, anlamadım?” dedim

“Aşk yoksa geriye tek bir soru kalıyor:

En mutlu olduğunuz hatıranız neydi?

“Bir dakika, bir dakika. Bu kadar basit mi?”

“Siz ne bekliyordunuz ki ? Kaf dağını da aşsak kendimizden başka varacağımız bir yer yok.”

Bu hikayemi beğendiyseniz istediğiniz kadar alkış 👏verebilirsiniz

Biraz daha hikaye istiyorsanız 👇

  • Durak
  • Memleketten Gelen Misafir
  • Ritim

Mutluluk için mutluluk was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.