Mistik Katılım: Öznenin Nesneyle Dansı

Mistik Katılım: Öznenin Nesneyle Dansı

Bazen bir koku, bir gölge, bir ses suyun yüzeyi gibi titreşir ve içimizde, çok eskiden kalmış bir melodinin tekrar çalındığını duyarız. O an hatırlarsın ve neye baktığını biraz unutursun, hatta kimsin onu da. Rüzgâr bir dalı eğdiğinde sanki sana bir şey söylüyormuş gibi, deniz karşı kıyıya değil sana dönüyormuş gibi, bir yüz bin yıllık bir ayna gibi sana geri bakar. Lucien Lévy-Bruhl’ün “mistik katılım” dediği şey, belki de özne ile nesne arasındaki sınır çizgisinin, bir an için, yumuşayıp geçirgenleşmesi. Sırf “inanmak” ya da “yanılmak” değil de dünyayı, üzerinde durduğumuz bir taş değil de içimizde büyüyen bir bahçe gibi duymak.