Konuya ana hatlarıyla giriş yapmadan önce değinmek istediğim bazı şeyler var: İnsan, doğası gereği sosyal bir varlıktır. Diğer insanlarla bağ kurmadan, çevresinde olup bitenleri bilmeden ve anlamlandırmadan yaşamını sürdürebilmesi neredeyse imkânsızdır. İşte bu yüzden haberleşme, yalnızca bir teknik eylem değil, varoluşsal bir ihtiyaçtır. Bir toplumda neler olup bittiğini öğrenmek, uzaktaki bir sesi duymak, başka bir düşünceyle karşılaşmak; insanın hem birey hem de topluluk olarak kendini inşa etmesinde belirleyici bir rol oynar. Tam da bu noktada medya devreye girer, sadece bilgi aktaran bir araç değil, aynı zamanda insanı dünyaya ve birbirine bağlayan bir köprü olarak. Günümüzde medya, haberleşmenin modern hali; her gün takip ettiğimiz haberlerle, bizleri sadece bilgilendirmekle kalmayıp, aynı zamanda dünyayı anlama biçimimizi de şekillendiriyor.
İnsanlar için haberleşmenin kaçınılmaz bir gerçeklik olduğundan bahsettiğimize göre birazda bu haberleşme olayının nasıl değiştiğinden bahsetmek istiyorum. Günümüzde insanlar özellikle de gençler geleneksel haberleşme yöntemlerinden olan gazeteler ve televizyon bültenleri tamamen yok olmasa da aktiflik konusunda yerlerini daha hızlı ve aktif başka yöntemlere bıraktılar .Kısaca bu yöntemlerden ve nedenlerinden bahsedip sonrasında asıl bahsetmek istediğim algoritmalar konusuna değineceğim.
- Instagram, YouTube, TikTok ve X gibi sosyal medya platformlarının haber takip etme aracı olarak kullanılması günümüzde oldukça yaygınlaştı. Bunun başlıca nedeni, yaşanan bir olayın genelde değişime uğramadan, oldukça basit bir şekilde bu platformlara aktarılabilmesi ve başka insanlara olayın yaşandığı mekândaymış gibi bir deneyim yaşatabilmesidir. Ayrıca gelişmeler anlık olarak paylaşılabildiği için insanlar hızla haberdar olabiliyor. Oysa olayların yazılı bir kaynakta aktarılması ve gelişmelerle birlikte düzenlenmesi oldukça zaman alıcıdır. Bunun yanında, sahip olduğumuz sınırlı dikkat süresi ancak kısa video ve yazı formatındaki haberleri sindirmemize imkân tanıyor.
- Mobil uygulamalar ve bildirimler sayesinde, gündemi aktif olarak takip etmiyor olsak bile yaşanan gelişmelerden anlık olarak haberdar olabiliyor, en azından haber başlığını okuyabiliyoruz. Ancak çoğunlukla haberin içerik ve ayrıntılarına ilgi göstermiyoruz (bu konuya ilerleyen bölümlerde değineceğim).
- Günümüzde etkisini açıkça gördüğümüz televizyon kanalları ve gazeteler arasındaki kutuplaşma, aynı haberin oldukça farklı açılardan değerlendirilmesine yol açıyor. Bu nedenle insanlar artık bağımsız gazeteciler tarafından yayınlanan haberleri ve podcastleri takip etmeyi daha uygun buluyor. Olaylar üzerine derinlemesine analiz yapan, fakat bunu sıkıcı bir dille değil, akıcı bir üslupla sunan gazeteciler günümüzde oldukça tercih ediliyor.
- Güven sorunu: Klasik haber anlayışındaki güven eksikliği nedeniyle insanlar bir haberi farklı kaynaklardan araştırmayı, olay üzerine farklı yorumlar dinlemeyi tercih ediyor. Bunun en kolay yolu da yine sosyal medya platformları oluyor.
- Algoritma etkisi: Konunun asıl değinmek istediğim tarafı olan algoritmaların başta ne olduğundan bahsetmek istiyorum.Algoritma, belirli kurallara göre işleyen ve kullanıcıya en uygun içeriği sunmayı amaçlayan yazılımsal bir sistemdir. Sosyal medya platformlarında bu algoritmalar, kişinin daha önce beğendiği, paylaştığı ya da etkileşim kurduğu içeriklere göre haber akışını şekillendirir. Terimsel tanımı yaptığıma göre daha basit şekilde kendimce algoritma etkisinden ve bunun medya, habercilik üzerine etkisinden bahsetmek istiyorum. Algoritmalar izlenen ve sonrasında beğendiğiniz veya belli bir süre boyunca o içerik üzerinde kaldığınız sürece sizin o içeriği beğendiğinizi varsayarak benzer tarzda içerikleri önünüze sunmaya başlar bu durum bizleri bir anlamda pozitif etkilese de benim nazarımda ağırlıklı olarak negatif etkileniyoruz. Pozitif etkisi; kullanıcının ilgi alanlarına göre haberler filtrelenir, bir içerik çok kısa sürelerde milyonlarca kişiye ulaşabilir ve haberin oldukça yüksek etkileşim alması yine algoritma sayesinde gerçekleşir. Negatif yönüyse ‘haber balonu’ dediğimiz durumla karşılaşıyoruz. Haber balonları bizleri sadece aynı görüşteki haber ve içeriklere maruz kalmamıza neden oluyor . Bunun sonucunda; tarafsızlık sorunu, kutuplaşma ve yanlış haberin hızla yayılımı gibi sorunlarla karşılaşabiliyoruz.
by ChatGPT
Algoritmanın yükselişe geçtiği bu dönemde birçok insan tarafından tartışma konusu olan medyanın belirlenmesi tamamen algoritma tarafından mı yoksa editör tarafından mı belirleniyor buna değinmek istiyorum.
Editör; kitap, gazete, dergi veya internet sitelerinde yayımlanacak bir içeriğin, yazım, dilbilgisi, noktalama, stil ve içerik bakımından incelenmesi ve düzenlenmesi işini yapan kişidir. Editörler, yazarların yazdıkları metinleri inceleyip düzenler ve yazarlara geri bildirim vererek metinleri nitelikli hale getirirler. Metinlerin okunabilirliğini arttırmak kadar tanıtım ve pazarlama süreçlerini yönetmek de editörün görevleri arasındadır. Kısaca editör, yayınla ilgili tüm kararları verir.
Haberlerin genelini artık biz belirlemiyoruz. Eskiden bir haberin manşete çıkıp çıkmayacağına editörler karar verirdi, şimdi bu işi sosyal medyanın görünmez algoritmaları yapıyor. Ne izlediğimiz, neye güldüğümüz ya da hangi habere sinirlendiğimiz, bir sonraki karşımıza çıkan içerikleri belirliyor. Yani aslında haberleri biz seçiyoruz sanıyoruz ama bizi en çok ekrana kilitleyecek olanları bir yazılım seçiyor. Bu yüzden bazen gerçekleri değil, en çok ilgi çeken versiyonlarını görüyoruz. Algoritmaların bizi gündemden haberdar etmek yerine kendileriyle daha fazla vakit geçirmemiz adına bize bizim en iyi olduğumuzu, duymak ve görmek istediğimiz şeyleri göstererek bizi manipüle ettiğini düşünüyorum.
Algoritmaların haber seçimi konusunda toplum yararını gözetmekten çok “tıklanma” odaklı çalıştığını görüyoruz. Burada da karşımıza clickbait (tıklama tuzağı) kavramı çıkıyor. Clickbait’i basit bir şekilde, “bir başlığın veya içeriğin merak uyandıracak şekilde tasarlanması” olarak tanımlayabiliriz. Ancak bu noktada, clickbait’in cazip özelliklerinin yanında içeriğin gerçek değerini ve doğruluğunu ne kadar öne çıkardığı da oldukça önemlidir.
Yukarıda bahsettiğim noktanın devamı olarak, clickbait esasen kullanıcıyı tıklamaya teşvik eden, fakat içeriğin vaat ettiğinden daha az bilgi veya değer sunabilen bir stratejidir. Bizlere bildirimler aracılığıyla ulaşan haber başlıkları genellikle sadece okunur, detaylarına girilmeden üstünkörü geçilir. Bu durum, haberin değerini büyük ölçüde düşürüyor.
Bu durumu eleştirirken, aynı zamanda bu yazının daha geniş kitlelere ulaşabilmesi için ben de dikkat çekici okuyucuyu ilk baçta cezbedecek bir başlık bulmak adına uzun süre düşündüm. Yani, clickbait kavramının da diğer her şey gibi hem olumsuz hem de olumlu yönleri var.
Clickbait üzerine yapılan araştırmalar, yüksek duygusal içerik barındıran başlıkların daha fazla paylaşım aldığına işaret ediyor. Örneğin, “yüksek duygusallık” içeren clickbait başlıklarının sosyal medya kullanıcıları arasında daha fazla etkileşim yarattığı saptanmış durumda. Ayrıca bazı araştırmalar, kullanıcıların %60’ının bir haberi ya da başlığı okumadan sosyal medyada paylaştığını gösteriyor (GCFGlobal.org). Bu da “tıklamadan önce düşünme” refleksinin büyük ölçüde zayıfladığını ortaya koyuyor.
by ChatGPT
Ayrıca medya ile bağlantılı olarak bahsetmek istediğim bir deney var. Alman siyaset bilimci Elisabeth Noelle-Neumann ve bir grup asistan tarafından gerçekleştirilen deneyin sonucuna göre, bir ortamda çoğunluk aynı fikirdeyse, karşıt görüşe sahip olanlar düşüncelerini ifade etmekten çekinirler. Böylece herkes aynı fikirde olmasa bile öyleymiş gibi bir ortam oluşur ve bu durum “suskunluk sarmalını doğurur. (Ayrıntılar için: Wikipedia) Bu deneyden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz: Eğer bir ortamdaki baskın düşünce algoritmalar tarafından sürekli öne çıkarılırsa, farklı görüşler görünmez hale gelir ve toplum giderek tekdüze, sığ bir bakış açısını benimsemeye başlar.
Günümüz medyasını doğru şekilde takip etme adına ve algoritmaların bizleri yönlendirmesine karşı medya okuryazarlığı kritik bir önem taşımaktadır. kullanıcılar bir haberi farklı kaynaklardan okumalı, haber içeriği doğrulayıcı sistemler kullanmalı ve algoritmaların sadece ilgiye göre içerik sunduğunu unutmamalıdır.
Beni Instagram’da takip etmek için:
Medyanın Yeni Efendisi: Sosyal Medya Algoritmaları was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.