Medyada ‘savaş’ haberlerinin artması: Ciddiye alıyor muyuz?

2023'ün sonlarından itibaren, medyadaki ‘savaş’ temalı haberlerin sayısında dikkat çekici bir artış yaşandı. ‘Savaş haberi’ dediğime bakmayın, tabii ki içlerinde doğrudan savaş da var fakat yazıların/haberlerin temaları yoğun olarak askeri harcamalar ve jeopolitik riskler, uzun uzadıya yazmamak adına hepsini ‘savaş haberleri’ olarak kısaltacağım.

Küresel medya alarmı nasıl normalleştirdi?

2025'in son ayındayız ve her gün yüzlerce yayıncı bu haberleri yapmaya devam ediyor. Her gün ‘savaş kapıda’ kapakları hazırlanıyor, her gün ‘X ülke bilmem kaç milyar dolarlık roket sistemi satın aldı!’ başlıkları atılıyor…

Haber okuyan, izleyen ya da sosyal medyada gündemle alakalı gelişmeleri az da olsa takip eden çoğunuz, neden bu denli savaş haberi yapıldığının farkındadır.

2023'ün sonlarında başladı demiştik mesela… Kuşkusuz herkes, 7 Ekim 2023'te X ana sayfamıza ardı arkası kesilmeyen şekilde düşmeye başlayan o videoyu hatırlıyordur.

Hamas militanları, İsrail’e yönelik sürpriz bir saldırının parçası olarak Gazze Şeridi ile sınır çitine yakın olan Netiv HaAsara’ya saldırdı.

O günden bu güne, İsrail ordusu Gazze’de çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 70 bine yakın masum sivili acımasızca katletti.

Ben o gün (7 Ekim 2023) Litvanya’nın Vilnius kentinde kaldığım eve yakın olan Vilniu nehri kıyısında kahvemi içerken; telefonuma bakmamla adeta şoku uğramıştım.

Bugüne dek tam 792 gün boyunca her gün şoka uğradık, her gün kahrolduk.

Bir de aslında 2014'ün Şubat ayında başlayan, 2022 yılında ise medyada ‘işgal’ olarak adlandırılmaya başlayan Ukrayna-Rusya savaşı var.

Bir dönem haber sıklığı azalsa da; barış müzakereleri, Putin’in Avrupa tehditleri ve ABD’nin başındaki çatlağın müdahaleleri nedeniyle tekrar gündem olmuş durumda.

CNBC’nin “Putin threatens Europe with war if it wants one, as Ukraine peace talks falter” başlıklı haberi. Link

Hangi savaşın manşeti daha büyük?

Bu arada maalesef ki, dünya medyasında ‘savaş haberlerinin’ artmasının asıl nedeni bu savaştır. Başka bir şekilde ifade edeyim; küresel çaptaki muhtemel bir savaşın sinyalleri, genelde bu savaş üzerinden verilir. Orta Doğu ya da Afrika’daki gerilimlerdense, Avrupa’ya yönelik bir tehdit dünyayı daha çok ilgilendiriyor.

Belki de bunun nedeni, Avrupa’daki okuyucuların II. Dünya Savaşı anıları üzerinden daha kolay korkutulmasıdır.

Peki, bu iki büyük krizin yarattığı yoğun haber akışı, bir süre sonra duyarsızlaşmaya yol açtı diyebilir miyiz?

III. Dünya Tıklanma Tuzağı

Medya, yüksek izleyici/tıklanma oranlarını korumak için fiili savaşın ötesine geçip, askeri alımları ve ‘III. Dünya Savaşı’ söylemlerini ön plana çıkardı.

Askeri alımı, ‘III Dünya Savaşı’na hazırlık! Almanya Arrow 3 satın aldı’ şeklinde servis etti.

Her gün önümüze düşen ve verimli analizler dışında aslında III. Dünya Savaşı çığırtkanlığı olan bu haberleri ciddiye alıyor muyuz?

Breaking Defence’in “Germany receives first Arrow 3 air defense system from Israel” başlıklı haberi. Link

Mesela, 1 yılı aşkın süredir maruz kaldığımız çığırtkanlıklar sonrası, Aralık 2025'te yapılan, Avrupa’nın göbeğindeki Almanya’nın İsrail’den Arrow 3 hava savunma sistemi satın alması haberini ne kadar önemsedik?

Peki ya United Nations’ın dünya çapında askeri harcamaların 2,7 trilyon dolar ile rekor seviyeye ulaştığını gösteren raporu? Dikkatimizi çekti mi?

Anadolu Ajansı’nın “German parliament approves 2025 budget with major defense spending boost” başlıklı haberi. Link

Ya da Merz hükümetinin savunma harcamalarını ciddi şekilde artıracağına yönelik hazırlanmış bir haber karşımıza çıktığına üzerine düşünüp, ileriye dönük bir fikre varıyor muyuz?

Reuters’ın “Italy to hike defence spending once out of EU deficit procedure, minister says” başlıklı haberi. Link

Avrupa’nın turizm başkenti İtalya da savunma harcamalarını artıracakmış mesela, ne kadar umursadık?

TVP World’ün “News in Depth: Europe faces missile shortage as Baltic states warn of Russian threat” başlıklı haberi. Link

Bu haber de Baltık ülkelerinin (eski sovyet üçlüsü — cağnım Litvanya, Letonya ve Estonya) artan Rusya tehditleri karşısında daha fazla füze ve koordineli NATO desteği talep ettiğini anlatıyor. Kritik, çok çok dikkat edilmesi gereken bir haber. Çünkü Rusya Avrupa’ya saldırmaya başlarsa, muhtemelen ilk hedef bu 3 ülke olacak.

Bu haberi ne kadar ciddiye aldık?

Türkiye savunma sanayisi ve yatırımları ile ilgili her gün yapılan haberleri saymıyorum bile…

‘Savaş çıkacak’ diye değil de…

Bu arada, bu haberleri ‘savaş çıkacak, hazırlanın’ diye ciddiye alın demiyorum. Savaş çıktı zaten…

Savaş harcamaları, küresel enflasyonu doğrudan tetikler. Askeri harcamaların artması, bizden kesilen vergilerin nereye gittiğini gösterir. Bu yüzden ciddiye alın.

Hükümetlerin zaman zaman çok sevdiği ve işlerine gelen kriz ortamları, sivil özgürlükleri kısıtlamak için bir gerekçe haline gelir. Bu yüzden ciddiye alın.

Çatışma haberlerinin çokluğu, okuyucunun hangi bilginin doğru, hangisinin propaganda olduğunu ayırt etme yeteneğini köreltir. Bu yüzden ciddiye alın.

Ha bir de, medya okuryazarlığını ciddiye alın…

Medyada ‘savaş’ haberlerinin artması: Ciddiye alıyor muyuz? was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.