Kumpasları sökmeyecek

Politika Servisi

19 Mart’tan bu ayana baskılarını her geçen gün artıran Saray bu kez de “casusluk” suçlamasıyla muhalefeti sindirme hamlesinin yankıları sürüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim kampanyası direktörü Necati Özkan ve TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, haklarında açılan “casusluk soruşturması” kapsamında dün Çağlayan Adliyesi’nde ifade verdi.

İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ hakkında sorgulamaların ardından tutuklama kararı verildi.

İmamoğlu’nun ifadesi öncesinde İstanbul Valiliği Beyoğlu, Bayrampaşa, Kağıthane ve Şişli ilçelerine ilişkin eylem ve etkinlik yasağı ilan etti. CHP Lideri Özgür Özel’in çağrısıyla Çağlayan Adliyesi önüne gelen on binler hep bir ağızdan hukuksuzlukları protesto etti. Kalabalığa seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel “Casusluk soruşturması, Başsavcılığın çaresiz kaldığının itirafıdır” dedi. Özel, İstanbulluları meydanda buluşmaya çağırdı. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ‘casusluk’ soruşturmasında şüpheli Hüseyin Gün’ün itirafçı olduğu belirtildi. Haberi ilk olarak iktidara yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi duyurdu. Başsavcılık, şüpheli Hüseyin Gün hakkında önceden FETÖ üyeliği nedeniyle soruşturma olduğu ve takipsizlik verildiği yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti.

Çağlayan’da konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “4 Temmuz’da tutuklanmış, Silivri’de dururken alınmış, Ankara Sincan’a götürülmüş. Aylarca Ankara’da tutulmuş. Kendisiyle birçok görüşmeler yapılmış. Sonra dönmüş gelmiş burada sorgulanmış. Daha ilk gün itirafçı olacakmış” tepkisini gösterdi.

Özel’in söylediklerinden öne çıkanlar şöyle: “Bugün, günlerden pazar. Bugün bu adliyede çalışanlar, burada güvenlik almak için görev yapan polisler, bu otobüsün üstündekiler – önündekiler, şu anda buraya gelmek için en yakın otobanda inip hayatını tehlikeye atıp bariyerlerden atlayıp, engelleri aşıp buraya gelenler… Normalde sakin, huzurlu… Ama birileri bu huzuru 31 Mart’ta uğradıkları büyük hezimetten sonra Türkiye’ye çok gördüler. 19 Mart tarihinde bir darbeye giriştiler. İşte bugün, bir pazar günü onlar yolları kapamışken, otobüsleri engellemişken, köprüleri kaldırmışken, vapurları bağlamışken burada tarih yazanlara helal olsun. Ekrem İmamoğlu dört sefer üst üste Recep Tayyip Erdoğan’ı yendi. Bunu hazmedemediler, geçen sene 2 Ekim günü Çağlayan Adliyesi’ne AK Toroslar çetesini yolladılar. O gün bugün huzurumuz yoktur. Huzura ermek için evde tek başına oturmak, tasalanmak, kaygılanmak maalesef çare değil. Huzura ermenin bir yolu var, onu da bu meydan biliyor; bir araya gelmek, çağrıldığı yere gelmek, birlikte olmak, birlikte direnmek.

BAŞSAVCI ‘GERİ TEPTİ, ÇARESİZİM’ DİYOR

Peki bizim bugün burada ne işimiz var? Bizim burada olmamız, Ekrem Başkan’a atılan yeni bir iftira yüzünden. Ancak bu iftiraya, bu yalana ne gerek var? Şundan gerek duyuyorlar: ‘Hırsız’ dediler, olmadı. ‘Yolsuz’ dediler, olmadı. ‘Teröre destek’ dediler, olmadı. Şimdi son çare ‘casus’ demeye kalktılar. Yazıklar olsun. Ama Ekrem Başkan’ı kendi davasına, kendini savunmaya götürmeyenler, buna izin vermeyenler bir pazar günü saat 11.00’de Çağlayan Adliyesi’ne getirip ona sorular soracaklarmış. Şimdi şunu çok açıkça görelim: Bugün Ekrem Başkan’a yeni sorular sormak, soru değil, başsavcılığın kendi itirafıdır. Onun itirafı; ‘Diplomaya saldırdım geri tepti. ‘Yolsuzluk’ dedim, geri tepti. ‘Terör’ dedim, geri tepti. ‘Çaresizim, çaresizim, çaresizim’ diyor başsavcı. Ekrem Başkan’ın bir pazar günü ıssızlığında, adliyenin pazar günü olan diğer olabilecek her şeyini de durdurup bu koca binayı Ekrem Başkan’a ve arkadaşlarına son iftira için rezerve edenlere karşı ‘Çağlayan’da olacağım’ dedim ve sizleri arkadaşlarımla birlikte Çağlayan Adliyesi‘nin önüne davet ettim. Vakit kaybetmeden İstanbul Valiliği ‘Hem Şişli’de, hem kağıthane’de ve etraftaki bütün ilçelerde eylem yasağı var’ dedi, ‘Çıkamazsınız, toplanmazsınız, gelemezsiniz’ dedi. Büyük bir algı yönetimi ile buraya ulaşılamayacağını, buraya bir Allah’ın kulunun sokulamayacağını, girilemeyeceğini söylediler.

İşte siz yüreğinizdeki mücadele azmi ile Ekrem Başkan’a yoldaşlığınızla, demokratlığınızla bu engelleri tanımadınız, buradasınız. Şimdi buradan İstanbul’a sesleniyoruz: Bakın bu meydana, bu meydan korkmayanların, yılmayanların, evde tek başına oturmayanların, korkuyu evde bırakanların meydanıdır. Zordur, güçtür ama imkânsız değildir. Bu meydan İstanbul’u çağırıyor. Kalkın ve mücadele için Çağlayan’a akın. Sizi bekliyoruz, İstanbul buraya. Bu meydan İstanbul’da tanıdığı herkesi arasın, mesaj atsın. Buraya nasıl ulaştığını anlatsın. İçeride bu sorgu, bu zulüm, bu baskı sürdükçe biz de demokratik bir şekilde kimseye zarar vermeden ama haysiyetimizi de ezdirmeden mücadele edeceğiz.. İstanbul’u buraya bekliyoruz. Gönlü burada olanlara sesleniyorum; ‘Susmamak lazım’ diyenlere, ‘Mücadele etmek lazım’ diyenlere, ezilenlere, geçinemeyenler, barınamayanlara sesleniyorum: Burada direniyoruz. Buraya gelin, bizimle birlikte olun.

TELE1 EMEKÇİLERİNİ YALNIZ BIRAKMAYIZ

Değerli İstanbullular, bugün bambaşka bir sürecin, bambaşka bir evresindeyiz. Aslında bakarsanız sesimizi duyuran, meydanları gören, bu otobüsü çarşamba akşamları canlı yayınlayan üç kanalımız var. Bunlardan birine, Tele1’e bu mevzuyla ilişkilendirerek Sayın Merdan Yanardağ’ı… Hem de kanal kendinin değil, oğlununken; hem de yalan, iftira ama velev ki dediği mevzu olsa el koyma işlemi için mevzuyla alakalı olmak varken; kameralara, kayıt cihazlarına, canlı yayın araçlarına el koyup o kanaldan normal yayına engel olup belgesel yayınlattıranlara, o kanala TMSF eliyle Yeni Şafak yazarını kayyım diye atayanlara yazıklar olsun. Ey Tayyip Erdoğan verdiğin talimatla çetenin reisi ne iş yapıyor? Muhalif kanallara el koymak için punduna getiriyor, bir şekilde Tele1 kanalına el koymaya kalkıyor. İlk geceden itibaren il başkanımız, genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz iki gündür Tele1’de dayanışma gösteriyorlar. Sizler de gösteriyorsunuz. Bu mücadeleyi bırakmayacağız. Merdan Yanardağ’ı, Tele1 emekçilerini yalnız bırakmayacağız. Özgür basın susturulamaz, onlara sonuna kadar sahip çıkacağız.

İDDİANAME SAATLER İÇİNDE ÇÖP OLDU

Şimdi işin en kritik noktasını ifade edeyim. Bugün içeride Ekrem Başkan’a diğer attıkları iftiralar milletin vicdanında geri döndüğü için, ortalama vatandaşın aklına yatmadığı için; hele hele geçmişte Tayyip Erdoğan bu görevdeyken, tutuksuz yargılanıyorken, bir gün gözaltına alınmamış, bir gün tutuklanmamış, ceza alsa bile polis gelmemiş, telefonla davet edilmişken; şimdi daha hakkında iddianame bile yazılmayan, yazılamayan Ekrem Başkan’ı ve arkadaşlarımızı yakında mahkeme karşısına çıkartmak zorundalar. Sayın Bahçeli söylüyor, ‘İddianame lazım.’ Aklı başında AK Parti’nin geçmiş yöneticileri söylüyor, ‘İddianame lazım.’ Aylardır biz söylüyoruz, ‘İddianame lazım.’ Ama iddianameyi somut kanıt lazım. Geçtiğimiz günlerde 500 sayfa bir iddianame saatler içinde çöp oldu. Önümüzdeki günlerde biz o iddianameyi bekliyoruz ki bugüne kadar atılan bütün iftiraların nasıl çöktüğünü, nasıl büyük yalanların kanıtlamadığına, yapılanın bir algı operasyonu olduğunu dosta, dost olmayana gösterelim.”

Öte yandan Merdan Yanardağ’ın gözaltı süresi önceki gün uzatılırken Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından TELE 1’e kayyum olarak görevlendirilen eski Yeni Şafak Yazarı İbrahim Paşalı’nın ilk icraatı yayınları durdurmak olmuştu. Kayyum Paşalı, TELE 1’in YouTube hesabında bugüne dek yayımlanan videoları sildirirken ardından YouTube kanalı kapatılmıştı.

∗∗∗

STARMER ANKARA’YA GELİYOR!

Ekrem İmamoğlu’na yönelik ‘casusluk’ soruşturması yürütülürken, İngiltere Başbakanı Keir Starmer bugün Ankara’ya resmi ziyaret gerçekleştirecek. Ziyareti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran duyurdu.

Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Sayın Cumhurbaşkanımızın davetine icabetle yarın Ankara’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirecektir.”

∗∗∗

TELE 1 EMEKÇİLERİ YALNIZ DEĞİLDİR!

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, gazeteci-yazar Merdan Yanardağ’ın “casusluk” suçlamasıyla gözaltına alınması ve aynı saatlerde TELE1’e kayyım atanmasını kınadı. TTB, bu adımların “bir kuruma ve kişiye yönelik müdahalenin ötesinde, toplumun haber alma hakkına ve demokratik değerlere yönelik” olduğunu belirterek derhal vazgeçilmesini istedi.

TTB açıklamasında, yıllardır gazetecilik yapan Yanardağ’ın gözaltına alınmasıyla eşzamanlı olarak yayın yönetmenliğini yürüttüğü TELE1’e kayyım atanmasının “basın ve ifade özgürlüğüne ağır müdahale” olduğuna dikkat çekildi. TELE1’in muhalif yayın çizgisiyle toplum tarafından yaygın biçimde izlendiği vurgulandı.

“Demokratik toplumun gereği olan çoğulculuk, farklı düşüncelerin özgürce ifade edilmesi, basın özgürlüğü ve tarafsızlığının güvence altına alınması kamu otoritesinin temel görevlerindendir” denilen açıklamada, son dönemde demokratik değerlere yönelik baskıların arttığına işaret edildi.

∗∗∗

BAKANLIKTAN İHALE ALDIĞI ORTAYA ÇIKTI

Casusluk soruşturmasını Halk TV’deki köşesine taşıyan Bahadır Özgür, ‘casusluk’ suçlamasının baş aktörlerinden gösterilen Christopher Paul McGrath’ın yöneticisi olduğu şirketin, bakanlıklardan ‘siber güvenlik ihaleleri’ aldığının ortaya çıkmasının yetkililerin izahına muhtaç olduğunu söyledi. Özgür, “casusluk şebekesinin baş aktörlerinden birisi olarak gösterilen ve kamudan ihale verilen şirketle ilgili araştırma olup olmadığını insan merak ediyor. Bu isim yeni mi fark edildi, yoksa şüpheli olarak takipte miydi? Yöneticisi olduğu şirket, başka hangi kurum ve kuruluşlarla çalışıyor? Kamuyla hizmet sözleşmeleri var mı?” ifadelerini kullandı.

∗∗∗

GÜN’DEN ‘DOSTANE GÖRÜŞME’ VURGUSU

İtirafçı olan Hüseyin Gün 262 sayfalık ifadesinde Merdan Yanardağ’ın casusluk faaliyeti içerisinde olduğuna yönelik herhangi bir beyanda bulunmadı. Gün, kendisine sorulan “Merdan Yanardağ tavsiye/talimatınız üzerine bir faaliyet yürüttü mü?” sorusuna, “Buradaki görüşmede dostane gelişen ve içinde bulunduğumuz durumdan sitem etme halinden kaynaklıdır. Kaldı ki bu bir emir verme niteliğinde olsa söylemiş olduğum talimata ‘ne kadar etkili olacak kestiremiyorum’ gibi bir cevap olmazdı. O yüzden dostane bir görüşme olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim” yanıtını verdi.

∗∗∗

ÜLKENİN KAYNAKLARI PEŞKEŞ ÇEKİLEMEZ

CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması talebiyle düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 64’üncüsü dün Eskişehir’de yapıldı.

Mitingde, Beylikova’daki nadir toprak elementlerine dikkat çekilirken hukuksuz tutuklamalar, Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ hakkında açılan casusluk davasına tepki gösterildi. Tepebaşı Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitinge on binlerce yurttaş katıldı.

CHP dün Eskişehir’de ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitingi düzenledi. (Fotoğraf: ANKA)

Tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun mektubu okundu. Mektupta, iktidarın, casusluk hikayelerini özgür medyayı yok etmek ve Merdan Yanardağ gibi muhalif aydınları, gazetecileri susturmak için kullandığının altını çizen İmamoğlu, “Kim onlar? Koltuklarını korumak için, milletten alamadıkları meşruiyeti yabancı güçlerden dilenenler; kendi çıkarları uğruna ülkemizin stratejik avantajlarını, doğal kaynaklarını, nadir elementlerini yabancılara peşkeş çekenler” dedi. CHP Lideri Özgür Özel de yaptığı konuşmada, nadir elementlere vurgu yaparak kimseye peşkeş çekilemeyeceğine vurgu yaptı.