Kriz, pahalılık, güvencesizlik: Ülke ‘kaygı cenneti’

Emek Servisi

Günden güne derinleşen ekonomik kriz, giderek artan hayat pahalılığı, hızla zayıflayan alım gücü ve tüm bunların sonucunda yaygınlaşan işsizlik; gençleri geleceksizlik ve kaygı çıkmazına sürüklemeye devam ediyor. Araştırma şirketi Youthall’un 2 bin 763’ü üniversite öğrencisi, 837’si üniversite mezunu olmak üzere 3 bin 600 gençle gerçekleştirdiği “Gençlerin Beklentileri ve Yönelimleri Araştırması”nın raporu, gelecek kaygısı ve mutsuzluğun gençler arasında giderek yaygınlaştığını ortaya koydu. Gençlerin gelecek beklentilerinden çalıştıkları işlere ve aldıkları ücrete kadar çeşitli alt başlıklarda yürütülen araştırmada elde edilen çıktıların ortak sonucu ise ülkenin gençlere iyi bir yaşam standardı sunamaması oldu.

Raporun ekonomik krizin boyutuna ilişkin ortaya koyduğu ilk veri gençlerin artık kendi evlerine çıkacak ekonomik güce sahip olmaması oldu. Buna göre 2025’te öğrencilerin yüzde 44,2’si, mezunların ise yüzde 76,7’si aile evinde yaşamak zorunda. Bu oran yalnızca bir yıl önce öğrenciler arasında yüzde 40,5, mezunlarda ise yüzde 69,7’ydi. Rapora göre verilerdeki artış, ülkenin ekonomik gerçekliğinin bireyselleşme önünde bir engel teşkil ettiğini ortaya koydu.

HER 2 GENÇTEN BİRİ KAYGILI

Gençlerin duygu durumuna ilişkin yürütülen araştırma ise hem öğrenci hem de mezun gençler arasında en yaygın olarak hissedilen duygunun kaygı ve mutsuzluk olduğunu gösterdi. Buna göre öğrencilerin yüzde 42,6’sı mutlu hissettiğini söylerken bu oran mezunlarda yüzde 25,8’e kadar geriliyor. Öğrencilerin yüzde 46,3’ü, mezunların ise 45,9’u nötr hissediyor. Mutsuz hissetme oranı öğrencilerde yüzde 11,1 seviyesindeyken bu oran mezunlarda yüzde 28,3’e kadar yükseliyor.

“Geleceğe dair ne hissediyorsun?” sorusuna verilen yanıtlar ise çok daha sert. Öğrencilerin yüzde 42,8’inin, mezunların ise yüzde 49,1’i geleceğiyle ilgili kaygılı hissediyor. Heyecanlı hissedenlerin oranı öğrencilerde yüzde 29,6, mezunlarda ise yüzde 21,6 olurken en yaygın hissedilen üçüncü duygu gruplar arası farklılık gösteriyor. Öğrenciler arasında geleceğe dair en yaygın olarak hissedilen üçüncü duygu yüzde 16,4 ile heyecan olurken mezunlarda yüzde 13,6 ile umutsuzluk olarak gerçekleşiyor.

EKONOMİ ENDİŞE YARATIYOR

Gençlerin duygu durumu hayatlarını tanımladıkları kelimelerde de ortaya çıkıyor. Buna göre gençlerin hayatlarını tanımlarken kullandıkları en yaygın üç kelime “belirsizlik”, “mücadele” ve “bekleyiş” oldu. “Belirsizlik” kelimesi hem mezunlar hem de öğrenciler arasında en çok verilen yanıt oldu. Öte yandan gençler “Ülkedeki eğitim düzeni, hayat pahalılığı, hukuk düzeni, kentsel dönüşüm ve doğal afetler karşısında önlem süreci gibi çeşitli başlıkların daha iyiye gideceğini düşünüyor musunuz?” sorularına olumsuz yanıt verdi. Gençler tarafından verilen yanıtlar, hiçbir kategoride olumlu seyretmedi, gençler ya gidişatın daha da kötü olacağını ya da aynı kalacağını düşündüklerini ifade etti.

Araştırmaya katılan gençlerin yarısına yakını kaygılı hissederken gençler arası endişe ve kaygının bu kadar yaygın olmasının temel sebebinin ekonomik olduğu görüldü. 2 bin 763 üniversite öğrencisinin yüzde 46,6’sı “Mezun olduktan sonra 6 ay içinde iş bulabileceğini düşünüyor musun?” sorusuna “Emin değilim” yanıtı verdi. Yüzde 41,8’inin yanıtı evet olurken yüzde 11,6 da iş bulamayacağını düşüğünü söyledi.

Yurtdışında yükseköğrenim görme ve çalışma eğiliminin gençler arasında artmasını da araştıran raporda gençler, yurtdışına gitme gerekçelerinde ortaklaştı. Yurtdışında çalışmak istediğini belirten gençlerin ülkeden gitmesinde en yaygın sebep yüzde 38,8 ile “yurtdışında yaşam koşullarının daha iyi olması” olurken ikinci en yaygın sebep de yüzde 30,1 ile “yurtdışında emeğe daha çok değer verilmesi” oldu.

ASGARİ ÜCRETİN BİRAZ ÜSTÜ YAYGIN ÜCRET

Emeğe daha çok değer verildiğine dair inanış yurtdışına gitmede en yaygın ikinci sebep olarak gerçekleşirken ülkede çalışan gençlerin yalnızca yüzde 2,3’ü “Aldığım ücretin deneyim ve bilgi birikimini karşıladığını düşünüyor musun?” sorusuna “Evet, kesinlikle karşıladığını düşünüyorum” cevabını verdi. Yüzde 53,5 karşılamadığını ifade ederken yüzde 24,4 “Yaklaşık olarak karşılıyor” yanıtını verdi, “Emin değilim” diyenlerin oranı ise yüzde 19,3 oldu. Katılımcı gençlerin ücret bilgilerinin de saptandığı araştırmada şu veriler yer aldı:

Gençlerin yüzde 8,4’ü 22 bin 104 lira olan asgari ücreti,

Yüzde 21,7’si 22 bin 105 lira ila 30 bin lira arası bir ücret

Yüzde 24,1 30 bin ila 40 bin arası bir ücret alıyor ve bu geçler arasındaki en yaygın ücret aralığını oluşturuyor.

MEMNUN OLMASA DA İŞE MUHTAÇ

Alınan ücretlerden memnuniyetsizlik yaygın olsa da ekonomik krizde işini kaybetme korkusu da bir o kadar yaygın. Araştırma, gençlerin hissetme sıklığı değişmekle birlikte yüzde 69,8’inin işini kaybetme korkusu yaşadığını ortaya koydu. Bu endişenin nedenini de irdeleyen araştırma, iş kaybetme kaygısını doğuran en yaygın faktörün yüzde 55 ile ülkedeki ekonomik belirsizlikler ve dalgalanmalar olduğunu saptadı. Ekonomik krizi yüzde 46,7 ile işyerinde mobbinge uğrama ve olumsuz çalışma ortamı takip ederken kaygı yaratan üçüncü en yaygın unsur da performans beklentilerini karşılayamama endişesi oldu. İşini kaybetmeye ilişkin dördüncü kaygı unsuru ise yine ekonomik kriz ile ilintili olarak gerçekleşti: “Çalıştığı şirketin daralmaya ya da küçülmeye gitme ihtimali.”

Araştırmaya göre ücretler beklentiyi karşılamıyor, işini kaybetmek endişe veriyor ama aynı zamanda maaş beklentisini karşılayacak bir maaş alabileceğine dönük inanç da oldukça düşük gerçekleşiyor. Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 22,3’ü maaş beklentisinin karşılanacağına kesinlikle inanmıyor. Verilen en yaygın cevap ise yüzde 42 ile “Kararsızım” olarak şekilleniyor. “Evet, beklentimin kesinlikle karşılanacağına inanıyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 35,7.