“Kral” Neden Kaybetmeli?

“Kral” kimdir?.. Nereden, nasıl görünmektedir?.. Kral kaybederse ne olur?..

Fotoğraf, Kral Kaybederse dizisinin internetteki tanıtım sayfalarından alınmıştır.

📌 Abone olmayanlar, yazının tamamını BURADAN okuyabilirler.

Televizyonda (Star TV) bir dizi yayımlanıyor: Kral Kaybederse

Bu dizinin ismini ya da ününü çok duydum. Önceleri, “Başrolde Muhteşem Süleyman (Halit Ergenç) oynuyor; bu kadar popüler olması bundandır.” deyip pek önemsemedim ama çevremdeki görüşüne değer verdiğim arkadaşlar da sitayişle söz edince “Bi’ bakalım bakalım,” deyip birkaç bölümünü televizyondan, bazı bölümleri ya da sahneleri de internetten izledim.

Dizinin Gülseren Budayıcıoğlu’nun eserinden uyarlandığını öğrenince ilgim daha da arttı. Çünkü yine Gülseren Budayıcıoğlu’dan uyarlama “Kırmızı Oda”yı ilgiyle izlemiştim.

Kırmızı Oda dizisindeki hastalar, bu hastaların yaşadığı sorunlar, o sorunları sabırla dinleyen psikiyatrist, psikiyatristin iç sesi, hastalarla olan sohbetleri, sorunlara çözüm bulma gayreti, sorunlara bulduğu ya da bulamadığı çözümlerden aşina olduğum bir konuydu psikolojik sorunlu insanlar; bu mevzua yabancı değildim. “Kral Kaybederse” dizisi belki de bu yüzden ilgimi çekti, düzenli olmasa da fırsat buldukça izlemeye başladım. Dizi hakkında sosyal medyada çıkan yorumlara da yine fırsat buldukça göz attım.

Psikologlar, psikiyatristler ve psikolojiye meraklı olanlar elbette olan biten hakkında bir şeyler düşünüyor, fikir yürütüyordur ama bizler gibi sıradan insanlar için Kenan Baran ve yaşadıkları, yaşattıkları ne ifade ediyor?

Diziyi izlerken sık sık “Nasıl oluyor da oluyor?” diye düşünüp olan bitenler için akıl yürütmeye çalıştım; dediğim gibi, “Kırmızı Oda”dan da aşina olduğum bu durumların üzerine biraz kafa yordum, araştırma yapmaya gayret ettim, kendimce küçük notlar çıkardım.

Bakalım bu gözlemlerime katılacak mısınız?

Başlıyorum efendim.

Kenan Baran Kimdir?

Kenan’a baktığımızda muhtemelen şunu görüyoruz:

Yakışıklı, zengin, kadınların peşinde koştuğu, egosu tavan yapmış, “Ben ne istersem o olur” diyen şımarık bir adam.

  • Biz sıradan insanların gözüyle bakınca ne görüyoruz?

Kenan, “Vitrin İnsanı”dır. Dışarıdan bakıldığında hayatı mükemmel görünür ama içeride derin bir “açlık” vardır. Kenan’ın kadınları elde etme hırsı, aslında bir sevgi arayışı değil, bir “onaylanma” ihtiyacıdır.

  • Mevzua nasıl bakalım?

Ona kızmak yerine (kaldı ki kızılacak çok yanı var), ona acımamız gerekiyor belki de. Çünkü o, “Olduğu gibi sevilmeyeceğine” inanmış bir erkek. O yüzden sürekli “başarılı”, “zengin” ve “çapkın” olmak zorunda hissediyor kendini. Bu maskeler düşerse, geriye kimsenin yüzüne bakmayacağı korkak bir çocuk kalacağını düşünüyor.

“Avcı” Psikolojisi: Neden Sürekli Fethetmek İstiyor?

Kenan, ilişkilerinde bir avcıdır. Kadını elde edene kadar her şeyi yapar, elde edince değersizleştirir ve kenara atar.

  • Nasıl bir ders alalım? Hayatımızda, iş yerimizde veya çevremizde Kenan gibiler çoktur. Bu insanlar bizi “sevdiği için” değil, “kendi yetersizlik hislerini bastırmak” için bizimle ilgilenir.
  • Neye dikkat etmemiz gerekiyor? Kenan karakteri, bize şu gerçeği haykırır: “Kendini sevmeyen biri, başkasını asla gerçekten sevemez.” Kenan’ın o büyük egosu, aslında devasa bir aşağılık kompleksinin perdesidir.

Anne Etkisi: Maalesef, “Prens” Olarak Büyütülen Çocukları Üzücü Bir Son Bekliyor

Dizinin (ve kitabın) temelinde yatan en büyük gerçek şudur:

Kenan, annesi tarafından bir “Kral” gibi yetiştirilmiştir. “Sen aslansın, sen yaparsın, kimse sana hayır diyemez,” denilerek büyütülen çocuklar, yetişkinlikte “Hayır” cevabını duyunca yıkılırlar.

  • Ebeveynler, Bu Söz Size (GORA’daki Arif mi konuştu ne?): Çocuğunuzu “dünyanın merkezi” gibi yetiştirmeyin. Kenan’ın trajedisi, çocukken sınır konulmamış olmasıdır. Gerçek hayat, annesinin ona sunduğu o masal dünyası gibi değildir. Sıradan insanlar için en büyük ders budur: Çocuklara “kral/kraliçe” muamelesi yapmak, onlara yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Kral, Neden Kaybetmeli?

Dizinin adı “Kral Kaybederse”. Peki, kaybedince ne olur? Kenan, parasını, itibarını veya kadınların ilgisini kaybettiğinde (veya reddedildiğinde), o sahte kabuğu kırılacaktır.

  • Dibe Vurmak: Biz sıradan insanlar, başarısızlıktan korkarız. Ama Kenan için “kaybetmek”, başına gelen en iyi şeydir. Çünkü insan, ancak dibe vurduğunda egosuyla değil, gerçek karakteriyle tanışır.
  • Umut: Kenan’ın çöküşü, aslında onun insanlaşma sürecidir. O tahtından inip sıradan bir insan olduğunda, ilk kez gerçek acıyı ve dolayısıyla gerçek sevgiyi anlamaya başlayacaktır.

Kenan Baran’a Nasıl Bakmalıyız?

Onu televizyondaki “kötü adam” veya “ulaşılmaz zengin” olarak değil, “duygusal olarak sakat bırakılmış bir yetişkin” olarak izlemek daha doğru olabilir mi?

  • Gördüğümüz şatafat: Bir maske.
  • Gördüğümüz çapkınlık: Bir kaçış.
  • Gördüğümüz kibir: Bir savunma mekanizmasıdır.

Sıradan hayatlarımız için çıkarılacak ders için de şunları söyleyebilir miyiz?

İnsanların neye sahip olduğu (para, statü, güzellik) önemli değildir. Çocukluklarında yaralanmış o ruhu iyileştirmeden, kimse mutlu olamaz. Kenan Baran, “Her şeye sahip olup, hiçbir şeyi (huzuru) olmayan” adamın ibretlik hikâyesidir.

Onu izlerken öfkelenmek yerine; kendi çevremizdeki, belki de kendi içimizdeki o “Onaylanma bekleyen küçük çocuğu” görmeye çalışmamız gerekiyor galiba.

.

“Kral” Neden Kaybetmeli? was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.