Mete HATAY / Lefkoşa
Kıbrıs’ın kuzeyinde yapılan başkanlık seçimleri, yalnızca bir lider değişimini değil, yıllardır süren bir vesayet düzenine karşı sessiz bir isyanı simgeliyor. Tufan Erhürman’ın açık farkla kazandığı bu seçim, “biz hâlâ buradayız” diyen Kıbrıslı Türklerin kendi tarih sahnesine geri dönüşüdür.
Seçim süreci, belki de son yılların en ağır dış müdahalelerinden birine sahne oldu. Türkiye’den bakanlar, milletvekilleri, tarikat şeyhleri, futbolcular, hatta popçular ardı ardına adaya geldi. Havuz medyası neredeyse her akşam “Ersin Tatar Show” yayınladı. “Kıbrıs giderse Türkiye biter” klişesi, savaş tamtamları eşliğinde sahnelendi.
Ama işe yaramadı. Kıbrıslı Türkler korkmadı, sinmedi, teslim olmadı.
Bu kez “bizim kardeşlerimiz” diye hitap edilen insanlar, tam da kardeşliğin onurunu savunarak sandığa gittiler.
“Biz kardeşiz ama emir eri değiliz.”
SINIRLARIN ÖTESİNE TAŞAN BİR MESAJ
Bu seçim, yalnızca Lefkoşa’da değil, Ankara’da da okunması gereken bir manifestodur. Çünkü bu sonuç, iktidarın “bizimkiler” diye kodladığı bir halkın, kendi rızası dışında yönetilmeyi reddetmesidir.
Kıbrıslı Türkler, Türkiye halkına da bir mesaj verdi:
“Kurtarıcı değil, eşit istiyoruz.”
Bu cümle, bugün Türkiye’de demokrasi, laiklik ve sosyal adalet için mücadele eden herkesin aynası olabilir. Zira Kıbrıslı Türklerin mücadelesi, bir ada meselesi değil; otoriterliğe, kayyuma, biata karşı bir yurttaşlık direnişidir.
YENİ BİR SİYASET HARİTASI
Seçimin en dikkat çekici tarafı, Türkiye kökenli yurttaşların da önemli bir kısmının Erhürman’a oy vermesiydi. “Yerliyim-göçmenim” ayrımı, bu kez yerini ortak bir adalet arayışına bıraktı.
Bu, Kıbrıs’ın kuzeyinde solun ilk kez gerçekten kapsayıcı bir toplumsal zemin kurduğunun göstergesi.
KUKLA REJİMİN SONU
Yarı-başkanlık sistemiyle yönetilen kuzeyde bu sonuç, mevcut hükümetin meşruiyetini fiilen bitirdi. Halkın açık iradesi, Ankara’ya bağımlı UBP-DP-YDP koalisyonunun miadını doldurduğunu ilan ediyor. Seçim sonucu nettir: Erken seçim şart.
Çünkü halk, bu defa yalnızca bir cumhurbaşkanı değil, kendi iradesinin temsilcisini seçti.
GÜNEY’E VE DÜNYAYA
Bu sonuç aynı zamanda uluslararası topluma da açık bir çağrıdır:
“Kıbrıs’ta, her şeye rağmen demokratik bir irade vardır.”
Kıbrıslı Türkler, yıllardır süren tecridin duvarlarını kendi elleriyle çatlatmaya başladı. Bu iradeyi yok sayan her politika, yalnızca adadaki statükoyu değil, bölgedeki demokratik umutları da törpüleyecektir.
Bu seçim, adanın kuzeyinde sessizce büyüyen bir olgunluğun, demokratik bir sabrın sonucudur.
TÜRKİYE’DE İKTİDARA VE MUHALEFETE MESAJ
Ve elbette bu mesaj sadece iktidara değil, Türkiye’deki muhalefete de yöneliktir.
Kıbrıs’ı hâlâ bir “dosya” olarak gören, burada yaşayan halkın iradesini ise diplomatik bir detay gibi değerlendiren her siyaset anlayışı artık eskimiştir.
Kıbrıslı Türklerin talebi ne ayrılık ne de teslimiyettir; öncelikle saygı ve eşitliktir.
Bugün Kıbrıs’ın kuzeyinde bir halk, kendi iradesini hatırladı.
Belki de bu, başkaları için değil, herkes için bir hatırlatma.
Demokrasi, en sessiz anlarda bile kendi yolunu bulur.
Özgür Özel’den Kuzey Kıbrıs’ın yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’a tebrik telefonu Kuzey Kıbrıs’ın yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman kimdir?