by Tuğçem Özkaya
Bahsi hep geçen konulardan biridir. Bir sohbet ortamında sana da, “hayatta keşke‘ lerin var mı?” diye sorulmuştur. Geçen bunu düşündüm. Bu ara ne çok şey düşünüyorum o da ayrı. Kafam ne dolu deyip ama her defasında kendime düşünecek yeni bir konu bulan bir tipim. Şimdilerde popüler bir kelime var gençler arasında. “Overthinging”, sende duymuşsundur sevgili okur. Overthinging saatim geldi diyorlar, düşünceli olup dalıp gittikleri anlara. Haaa işte, bu overthining olayını ilk bulan kişilerdenim bende ☺️ Ben bu kelimeyi kullanmazdım. Böyle düşünce anları için ben, “varoluşsal sancı çekiyorum” derdim. Hayatı, insanı anlamak zor. Hala varoluşsal sancılar çekiyorum ☺️ İşte yine o anlardan birinde hayatta ki keşke ‘lerim üzerine düşündüm.
İnsanoğlu bu soruya kendi yaş grubuna göre faklı cevaplar veriyor bence. Genç yaş grubundaki kişilerde; yaşamlarında aldıkları yolun, doğal olarak daha başlarında oldukları için keşke’ lerinin olmadıklarını söyleyenlerin sayısı daha fazla oluyor. Orta yaşlara geldiğimizde, keşke’ lerinin olduğunu söyleyenlerin sayısı daha fazla çıkıyor. Çünkü insan orta yaşlarına geldiğinde, hayatını daha çok sorguluyor ve belki de ömrünü yarıladığını düşünüp kalan zamanının istediklerini yaşamaya yetmeyeceğine dair kaygılanıyor. Düzeltme payı var mı ya da kaçırdığı fırsatlar bir daha ayağına gelecek mi? Muamma… Bu yüzdendir ki bu ruh hali ile keşkeler en çok bu yaşlarda çıkıyor. Yaşlı gruba bakarsak, onlarda işler tersine dönüyor. Ah vah etmenin geçersiz olduğunun farkındalar. Mutlu olmak istiyorlarsa olanı olduğu gibi kabul etmeleri gerektiğinin de farkındalar. Kalan ömrümde bunları mı kendime dert edeceğim, diyorlar. Ve bir bakıyoruz ki keşkeleri kaybolmuş. Genel perspektiften bakmaya çalıştım ama tabi ki istisnalar vardır.
Benim kendimle ilgili bulduğum cevaplara gelirsem, orta yaşlardayım ve bazı keşke ‘lerim benim de var. Ama bunlar yaşadığım olaylarla alakalı değil. Acısıyla, tatlısıyla bu zamana kadar ki hikayemi, iyi ki yaşadım. Benim keşkelerim yetiştirilmem ile ilgili. Biraz daha konuyu açmaya çalışayım. İlk doğduğumuz zaman, ailelerimizin rehberliğinde hamurumuz yorulmaya başlar. Hele hele ilk yıllarımız tamamen onların kontrolünde. Yaşımız ilerledikçe, aklımız ermeye başladıkça, bu hamura bizim de katkımız olur. Yetişkinlik zamanımıza geldiğimizde artık, ailelerimizin ve bizim ortak ürünümüz ortaya çıkmıştır. Benimle ile ilgili söyleyeceğim şu ki; keşke, büyürken sadece ders çalışma odaklı yetiştirilmeseydim. Hep tek bir konuya, derslerime odaklanmamı istediler ve bunun böyle olması gerektiğini, doğrusunun bu olduğunu da benimsettiler. Evet, derslerimde başarılı oldum. Ama hayatta tek kulvarda yürümeyi öğrenmiş oldum. Yani ders çalışırken aynı zamanda örneğin bir enstrüman çalmanın aslında benim için vakit kaybı değil aksine bir nefes alma alanı olacağını öğretmediler ve izin de vermediler zaten. Bunun doğrusunun; hayattaki tüm kulvarlarımıza eşit önem vermemiz gerektiği olduğunu ben çok sonra fark ettim. Okuluna gidip gelen, sosyal bir yan etkinliği olan, hayatı tanıyan çocuk aslında yaşamın yollarına daha hazır oluyor. Tek bir konuya odaklanmaya o kadar alışmıştım ki, odaklandığım konuda bir problem yaşasam, hayatımın tüm kulvarları etkileniyordu. Çünkü iç dengem yoktu. Sanki insan için tek bir önemli husus olmalıydı. Ama bunun yanlışlığının farkına vardığımda bu keşkemi ben iyi ki ‘ ye dönüştürmeye kadar verdim. Hazırdım, elimde beğenmediğim bir hamur varsa ben bu hamuru baştan istediğim gibi yoğuracaktım. Ve de öyle yaptım…
Bugün bir yetişkin olarak ezberlerimi bozup kendime yeni doğrular buluyorum. Öğreniyorum, deniyorum, bazen çok yoruluyorum ama yeni baştan yazıyorum hayatımı. Tabi ki benim kendimde doğru bulduğum özelliklerimi bozmadan, bir yenisini daha ekliyorum. Değişmenin, gelişmenin sonu yok ki. Sevgili okur, keşke ‘lerimizi biz iyi kilere çevirebiliriz. Bunu bizim için birilerinin yapmasını beklemeye gerek var mı? Biz yaparız… Tüm keşkelerinizin iyi kilere dönüştüğü günlere… Sağlıcakla, sağlıkla, iyi kilerle kalın…
Keşke was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.