DEM Partililer, 7 sanık hakkında tahliye, 2 sanık hakkında da tutukluluğun devamına karar verilen ”Kent Uzlaşısı” davasının ardından İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Arife Çınar, “Bizler yerel demokrasi inşa edilmeden, Türkiye’de demokrasinin inşa edilmeyeceğini biliyoruz. Esas zeminin yerel demokrasi olduğunu biliyoruz. Hem yerel demokrasiyi hem de Türkiye’nin demokratikleşmesi için mücadelemize devam edeceğiz” dedi. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli de arkadaşlarının haksız ve hukuksuz yere 10 ay boyunca alıkonulduğunu belirterek, “Hala iki arkadaşımız alıkonulmaya devam ediyor. Dolayısıyla bunu hukukla açıklamak insan haklarıyla açıklamak hiçbir şeyle açıklamak mümkün değil. Bu tamamen bir kumpas aklının dayatmasından başka bir şey değildir. Tabii bunları süpürüp atacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın” diye konuştu.
31 Mart yerel seçimlerinde CHP ile DEM Parti arasında yapılan “Türkiye İttifakı/Kent Uzlaşısı” ittifakıyla ilgili açılan davanın üçüncü duruşması, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada mahkeme heyeti, tutuklu yargılanan Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Livan Gür ile Üsküdar Belediye Meclis Üyesi Bülent Kaygun, Fatih Belediye Meclis Üyesi Güzin Alpaslan, Tuzla Belediye Meclis Üyesi Hasan Özdemir, Adalar Belediye Meclis Üyesi Nesimi Aday ve Şişli Belediye Meclis Üyesi Sinan Gökçe hakkında tahliye kararı verdi. Sancaktepe Belediye Meclis Üyesi Elif Gül ve Beyoğlu Belediye Meclis Üyesi Turabi Şen’in tutukluluk halleri ise devam edecek.
”Kent Uzlaşısı” davasının ardından Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nden Avukat Sinan Zincir, DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Arife Çınar ve DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yaptı.
“BU BİR TUTUKLAMA DEĞİLDİR, REHİN ALMADIR”
Avukat Sinan Zincir, “Bu bir tutuklama değildir, rehin almadır. Mutlu değiliz. İki arkadaşımızın rehine hali hala devam ediyor. Bugün, bu topraklarda Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü konuşulurken hapishanelerde tutsak bulunan, rehin bulunan binlerce yoldaşımızın tahliyesini beklerken hala zindanlarda halkın iradesiyle seçilmiş meşru demokratik siyaset hakkını kullanmış, örgütlenme hakkını kullanmış yoldaşlarımızın tutukluluk halinin devamı bu ülkede gelişen geliştirilmeye çalışılan barış sürecine, barış iklimine karşı bir darbedir” dedi.
“BELEDİYELERİ RANT KAPISI OLARAK GÖRDÜLER”
Arife Çınar ise iktidarın sadece kendilerini esas alan farklı kimlikleri esas almayan, kapsayıcı olmayan bir belediyecilik anlayışıyla hep hareket ettiklerini ve belediyeleri rant kapısı olarak gördüklerini ifade ederek, “Oysa ‘Kent Uzlaşısı’ dediğimiz şey halkların, farklı kimliklerin, toplumsal dinamiklerin ana muhalefetin ya da farklı siyasi partilerin bir araya gelmesiyle o belediyede, o yerelde her kesimin kendisini ifade etmesidir. Kadınların kendisini ifade etmesidir. Kararlara dahil olmasıdır. Ancak biz şunu biliyoruz; Hep merkeziyetçi bir belediyeyle yönetmeye çalıştılar. İşte ezberi bozan ‘Kent Uzlaşısı’ oldu. Niye ezberi bozan? Çünkü farklılıkları dahil edildi. Niye ezberi bozan? Çünkü iktidarların gücü sarsıldı. Büyük şehirlerdeki gücü sarsıldı. Niye buna karşı durdular? Çünkü Kürtler vardı. Kürt belediye meclis üyeleri vardı. Belediye başkan yardımcıları vardı. İktidarın gücü sarsıldığı için ‘Kent Uzlaşısı’nın karşısında durdular ve ‘Kent Uzlaşısı’nı suç olarak gördü” dedi.
“MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ”
Arife Çınar, tutukluluk hallerinin devamına karar verilen Sancaktepe Belediye Meclis Üyesi Elif Gül ve Beyoğlu Belediye Meclis Üyesi Turabi Şen hakkında ise şöyle konuştu:
“Bunların suçu ne? Suçları DEM Parti’nin diğer toplumsal dinamiklerle, CHP’yle ittifak yapmasıydı, ‘Kent Uzlaşısı’ gerçekleştirmesiydi. Ama bizler biliyoruz ki, yerel demokrasi inşa edilmeden, Türkiye’de demokrasinin inşa edilmeyeceğini biliyoruz. Esas zeminin yerel demokrasi olduğunu biliyoruz. Hem yerel demokrasiyi hem de Türkiye’nin demokratikleşmesi için mücadelemize devam edeceğiz.”
“BU TAMAMEN BİR KUMPAS AKLININ DAYATMASINDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR”
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli de konuşmasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş hakkında üç kere tahliye kararı vermesine rağmen hala tahliye edilmediğini hatırlatarak şöyle konuştu:
“Biz bu zihniyeti çok iyi tanıyoruz. Bu zihniyet kumpasçıdır. Bu zihniyet kayyumcudur. Ve zamanın ruhunu idrak edememiş bu zihniyet artıkları hala burada adaletsizlik üretmeye devam ediyorlar. Arkadaşlarımız haksız hukuksuz yere 10 ay boyunca alıkonuldular. Fakat hala iki arkadaşımız alıkonulmaya devam ediyor. Dolayısıyla bunu hukukla açıklamak insan haklarıyla açıklamak hiçbir şeyle açıklamak mümkün değil. Bu tamamen bir kumpas aklının dayatmasından başka bir şey değildir. Tabii bunları süpürüp atacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
“TÜM ARKADAŞLARIMIZ ÖZGÜR KALANA KADAR BU MÜCADELEYİ VERECEĞİZ”
Kimse enseyi karartmasın. Bu zihniyetten, bu ülke kurtulacak. Eninde sonunda kurtulacak. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Tüm arkadaşlarımız özgür kalana kadar da bu mücadeleyi vereceğiz. Ve buradan bu iddianameye hazırlayan o zihniyete sesleniyorum. Biz demokratik uzlaşılara devam edeceğiz. Biz ‘Kent Uzlaşı’larını var edeceğiz. Biz yerel demokrasiyle ancak bu ülkenin demokratikleşeceğine inanan bir hareketiz. Dolayısıyla müzakereci demokrasi anlayışımızla, radikal demokrasi anlayışımızla biz sizce tırnak içinde suç dediğiniz suçu işlemeye devam edeceğiz. Ta ki bu ülkeye adalet gelene kadar, özgürlük gelene kadar barış ve demokrasi gelene kadar.”
ADLİYE GİRİŞİNDE TARTIŞMA YARATAN KISITLAMA
Kent Uzlaşısı davası öncesi ve sırasında adliyeye yurttaş girişlerine de sınırlama getirildi. Aralarında şikayet için gelen yurttaşların da bulunduğu çok sayıda kişi davaları olmadığı gerekçesiyle içeri alınmadı. Davaları ya da benzeri işlemleri olduğuna ilişkin belge göstermeleri istendi. Bu duruma tepki gösteren yurttaşlarla girişe engel olmaya çalışan personel arasında zaman zaman tartışma ve arbede yaşandı.
”Kent uzlaşısı” davası: 7 kişi hakkında tahliye kararı