Katar’ın ABD’deki yeni üssü “Stratejik Hamle” olarak değerlendiriliyor

Katar Hava Kuvvetleri için ABD’nin Idaho eyaletindeki Mountain Home Hava Üssü’nde inşa edilen yeni eğitim tesisi, hem pratik hem de jeopolitik etkileriyle dikkat çekiyor. 10 Ekim’de ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ile Katar Savunma Bakanı Saud bin Abdulrahman Al Thani arasında imzalanan anlaşma ile duyurulan tesis, Katar’a ait F-15 savaş uçakları ve pilotlarının eğitimine ev sahipliği yapacak.

Savunma Bakanı Hegseth, “Bu tesis, birlikte eğitim imkanlarını artırarak ortak operasyonel kabiliyetlerimizi ve ölümcüllüğümüzü geliştirecek,” ifadelerini kullandı. Gelen eleştiriler üzerine Hegseth, Katar’ın ABD topraklarında bağımsız bir üs sahibi olmayacağını, mevcut üssün ABD kontrolünde kalacağını vurguladı.

Uzmanlar, bu girişimin Katar’ın sınırlı hava sahası gibi pratik sorunlarını çözdüğünü ve pilot yeterliliğini hızla artırma fırsatı sunduğunu belirtiyor. Katar’ın F-15QA uçaklarının eğitimi ve operasyonel destek faaliyetleri, Yabancı Askeri Satış (FMS) programı kapsamında yürütülüyor. ABD’li yetkililer, tesisin aynı zamanda ileri düzey eğitim imkanları sağlayarak iki ülke arasındaki savunma ortaklığını derinleştireceğini kaydetti.

2016 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı, Katar’a 72 adet F-15 savaş uçağının satışı için 21,1 milyar dolarlık bir anlaşmayı onaylamış, 2017’de ise bu sayı 36 uçağa düşürülerek 12 milyar dolarlık nihai anlaşma imzalanmıştı. Katar, bu uçakların ilk teslimatını 2021 yılında aldı.

Ancak uzmanlara göre bu tesisin kurulması yalnızca askeri değil, aynı zamanda diplomatik anlamda da önemli mesajlar içeriyor. Katar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Bakir, bu adımın “Katar’ın ABD içindeki etkisini artırma, Washington yönetimiyle olası siyasi gerginlikleri bertaraf etme ve Trump ile kişisel ilişkileri güçlendirme amacı taşıdığını” ifade etti.

Tesisin aynı zamanda ABD’de istihdam yaratacağı, altyapıya katkı sağlayacağı ve Katar’ın Savunma Bakanlığı ile bağlarını güçlendireceği belirtiliyor. 2022 yılında “NATO dışı büyük müttefik” statüsüne kavuşan Katar’ın bu adımı, Washington nezdindeki konumunu daha da sağlamlaştıran bir karşılıklı güven jesti olarak yorumlanıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Rabdan Güvenlik ve Savunma Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Kristian Alexander, tesisin ABD’nin Ortadoğu’daki yükünü müttefiklerle paylaşma stratejisinin bir yansıması olduğunu belirtti. Bu tür anlaşmaların Körfez ülkelerine daha fazla operasyonel özerklik kazandırdığını ve ABD’nin Doğu Asya’ya odaklanma politikasına katkı sunduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Bakir ayrıca, bu adımın Katar’ın gelecekte daha fazla ABD menşeli silah alımına ve ABD ile ekonomik iş birliklerine kapı aralayabileceğini vurguladı.

Kaynak: Breaking Defense