Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de, 21 Ocak’ta meydana gelen yangında 36’sı çocuk 78 kişi öldü, 133 kişi yaralandı. Davanın ilk duruşması yaklaşık altı ay sonra, 7 Temmuz’da, ikinci duruşması 22 Eylül’de görüldü. Aralarında otel sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılanmasına yarın devam edilecek.
***
Kapısında ‘Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından denetlenmiştir’ yazan otelde, yangın alarmı ve duman dedektörlerinin çalışmadığı tespit edildi. Perde ve halılar alevlere dayanıklı değildi. Otelin, 2023 yılında, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verilen yatırım teşviklerinden yararlandığı ortaya çıktı. Ancak yangın güvenliğiyle ilgili herhangi bir iyileştirme yapılmamıştı.
***
Oteldeki yangın önlemlerinin eksik olduğunu ortaya koyan itfaiye raporu geri çekilmiş. Sanık ifadelerinden öğrenildi ki, otel yöneticileri yangın raporunu ‘çok masraflı ve başa iş açan’ bir dert olarak görmüş. Olaydan sadece bir ay önce hazırlanan rapora rağmen, otel açık kalmaya devam etmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafında yetkilendirilen FQC Global Danışmanlık AŞ kontrolörleri de otelde yaptıkları incelemelerin sonucunda Grand Kartal Otel için ‘sürdürülebilir turizm’ belgesi düzenlemiş.
***
Grand Kartal Otel’e ‘Turizm İşletme Belgesi’ veren kurum Turizm ve Kültür Bakanlığı. Bakanlık tarafından denetlenen otelde, Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un sahibi olduğu Etstur aracılığıyla çok sayıda misafir ağırlanmış. Yakınlarını kaybeden aileler ve avukatları haklı olarak soruyor? Etstur’un yıllar içinde bu otelden aldığı komisyon ne kadardır? Oteli kontrole gelen bakanlık yetkilileri neden ücretsiz ağırlanmış?
***
Dünyadaki ilk örneklerinden biri olduğu duyurulan ‘Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı’ Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde, Sağlık, Ulaştırma, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının katkıları ve tüm sektör paydaşlarının iş birliğiyle hazırlanmış. Dünyadaki ilk örneklerden denilerek övülen bakanlığın bu uygulaması sayesinde kapısına ‘güvenli’ belgesini yapıştıran Grand Otel’de 78 insan öldü.
***
Ortada Türkiye tarihinin en ölümcül yangınlardan biri var ama başta Bakan Ersoy olmak üzere, ne Kültür ve Turizm Bakanlığı, ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ne de İçişleri Bakanlığı’ndan felaketin sorumluluğunu üstlenen herhangi bir yetkili var. Üstelik Mehmet Nuri Ersoy, burada sadece bakan pozisyonunda değil, açık güvenlik ihmallerinin bulunduğu otel ile aynı alanda iş yapan, ticari ilişkileri olan biri. Ve koltuğunda oturmaya devam ediyor.
***
Yangında eşlerini, evlatlarını, torunlarını kaybeden aileler için zaman 21 Ocak’ta durdu. Tarifi imkânsız bir acı. Türkiye’de Çorlu’dan Aladağ’a, Soma’dan Maraş’a hızlı tren kazası, kız yurdu yangını, maden ve deprem davalarında bu ülke insanına defaatle yaşatılan, sorumluların olması gerektiği gibi yargılanmadığı kahredici bir ‘cezasızlık kültürü’! Tıpkı hala süren Isias davasında olduğu gibi beklenen, sanıkların ‘olası kast’ ile yargılanıp ceza almaları.
***
Yangın alarm sisteminin çalışmadığı ve söndürme ekipmanlarının yetersiz olduğu otel yönetimi ve denetleyenler tarafından açıkça biliniyorken, benzer bir felaketin yaşanmaması adına, yukarıdan aşağıya her kademedeki kamu çalışanlarının görevlerini yerine getiren adaletin hemen yanı başlarında olduğunu bilmeleri elzem. Cezasızlık kültürü ortadan kalkmadığı sürece her an hepimiz her türlü felaketin mağdurları olmaya adayız.
***
Grand Kartal Otel yangınıyla ilgili yarın görülmeye başlanacak üçüncü duruşmada kararın açıklanması bekleniyor. Kamu vicdanına uygun bir sonuç çıkması elbette herkesin dileği ve talebi. Bunun yanında kamu görevlilerine uzanmayan ve sorumluluklarını sorgulamayan bir yargı sistemiyle de varılacak yeni bir yer olmayacak. Devlet ve sermaye arasında kurulan yakın ilişkiden ve buna çanak tutan siyasi iktidarlardan kamusal bir yarar beklenemez. Katliam ve felaketler kaderimiz değil ama önüne geçemediğimiz takdirde, ‘cezasızlık kültürü’ hepimizi felaketler ve katliamlar döngüsüne hapsetmeye devam edecek.