İktidarın Boğaz trafiğini bahane ederek yapmak istediği, uzmanların ise bir rant projesi olmakla eleştirdiği Erdoğan’ın ‘çılgın proje’si Kanal İstanbul için Meclis’te vekillerin sorduğu sorular yanıtsız kalıyor. Son aylarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a sorulan hiçbir Kanal İstanbul sorusu cevaplanmadı.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başkanlık sistemine geçilirken iktidarın en öne çıkan savlarından birisi TBMM’nin etkisinin artacağı, muhalefetin ise azalacağı yönündeydi. Süreç muhalefeti haklı çıkardı. Birçok vekilin sorusu ya yanıtsız kaldı ya da bakanlar tarafından yönetmelik ya da kanun maddesi gösterilerek kopyala-yapıştır yöntemiyle cevapsız kaldı.
Son dönemde iktidarın çevresindeki konut projelerine ve ihalelerine hız verdiği Kanal İstanbul da kamuoyunun en çok ilgilendiği konulardan. Birçok milletvekili de bu konuyu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Kadir Uraloğlu’na sordu.
Kurum hiçbir soruyu cevaplamazken Uraloğlu ise kopyala-yapıştır cevaplarla geçiştirdi. Kendisine gelen sorular cevapsız kaldı.
28 Nisan’dan bu yana Çevre Bakanı Kurum’a 10 defa Kanal İstanbul konulu soru önergesi verildi. Bu önergelerde sorulan soruların bazıları şöyle:
>>Kanal İstanbul güzergâhında arazi satın alan yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin sayılarının ve satın aldıkları arazi miktarlarının arazi satın alan yabancı gerçek ve tüzel kişilerin uyruklarına göre dağılımı nedir?
>>Kanal İstanbul güzergâhında özelikle stratejik öneme sahip bölgelerde yabancı kişilerin arazi edinimlerine yönelik herhangi bir sınırlama veya kısıtlama getirilmiş midir ve getirilecek midir?
>>Kanal İstanbul projesi kapsamında Amavutköy ilçesi Sazbbosna mevkiinde gerçekleştirilen 24.150 konutluk TOKİ projelerinin ÇED raporu bulunmakta mıdır? Eğer bulunmamakta ise, “ÇED Gerekli Değildir” kararının gerekçeleri nelerdir?
>>Sazbbosna ve Hacımaşlı bölgelerinde gerçekleştirilen ve toplam yatınm bedeli 65 milyar TL’yi aşan projelerde, tarım alanları, su havzalan ve doğal sit alanlarına yönelik ne tür koruma tedbirleri alınmıştır? Bu bölgelerde su havralarına yönelik olarak İSKİ’den alınmış bir görüş var mıdır?
>>Kanal İstanbul Projesi kapsamında Sazlıdere Barajı devre dışı kalırsa, İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için hangi alternatif kaynaklar planlanmıştır?
>>TOKİ ve Emlak Konut projelerinde tahmini 50 bin konut inşaatı sürmektedir. Bu konutlardan kaçı dar gelirli vatandaşların erişebileceği koşullarda tahsis edilecektir?
>>Kanal İstanbul projesi kapsamında yapılan imar plam değişikliklerine karşı açılan davalarda, bilirkişi raporlarının çoğunda “şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırılık” tespit edilmiş olmasına rağmen, neden hâlâ yeni revizyon planları yapılmaya devam edilmektedir?
>>Kanal İstanbul Projesi için öngörülen güncel toplam yatırım maliyeti ne kadardır?
>>Kanal İstanbul Projesi kapsamında Sazlıdere Havzası’ndaki Sazlıdere Barajı, Terkos Gölü, Şamlar Ormanı’nın zarar görmemesi ve ilerleyen zaman içerisinde İstanbul’un su arzında problemler yaşanmaması için planlanma yapılmış mıdır?
>>Kanal İstanbul projesine bugüne kadar merkezi bütçeden ne kadar kaynak harcanmıştır?
>>ÇED raporunda yer alan “su kaynaklarının yok olması, ekosistemin zarar görmesi, deprem riskinin artması” gibi kritik uyarılar hangi bilimsel yöntemlerle bertaraf edilmiştir? Bu risklerin ortadan kaldırıldığına dair bağımsız bir rapor mevcut mudur?
>>Kanal İstanbul projesi kapsamında 2023-2025 yıllan arasında herhangi bir yeni ihale yapılmış mıdır? Yapıldıysa, hangi şirketlere hangi bedellerle verilmiştir?
URALOĞLU’NDAN KOPYALA-YAPIŞTIR CEVAP: KÖİ MODELİ
Ulaştırma Bakanı Uraloğlu ise kendisine sorulan sorulara aynı yanıtı vererek geçiştirdi. Uraloğlu projenin KÖİ modeliyle yapılacağını açıkladı.
Uraloğlu’nun cevabında şunlar denildi: “İstanbul Boğazında suyolu ulaşımını riske eden keskin dönüşler, kuvvetli akıntılar ve aynı zamanda transit gemi trafiği ile dik kesişen kent içi deniz trafiği mevcuttur. Gün içinde Boğaziçi, milyonlarca İstanbullu için ticaret, yaşam ve geçiş yeri halindedir. Transit geçen gemi trafiği açısından boğaz, her geçen yıl daha tehlikeli hale gelmektedir. Bu bağlamda Kanal İstanbul, uluslararası ticaret açısından da boğazdaki uzun beklemelerin azalması ve trafiğin rahatlaması ile boğaza göre seyir emniyeti daha yüksek bir suyolu olacaktır.
Ayrıca, Kanal İstanbul Projesi; kıyı yapıları, yat limanları, konteyner limanları, lojistik merkezleriyle ülkemizin geleceği için çok önemli bir proje olup esas itibariyle İstanbul Boğazındaki gemi trafik yükünü azaltmak suretiyle hava ve su kalitesini arttırmak suretiyle hem vatandaşımızı hem deniz canlılarını hem de boğaz kenarındaki yapıların, kültürel mirasın korunması amacı ile planlanmıştır. Projenin Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) Modeli ile hayata geçirilmesi planlanmaktadır.”