Kadınlar erkeklerden 4 kat daha fazla tükenmişlik yaşıyor: İncelikli cinsiyetçilik

Kadınlar bugün iş hayatında yalnızca ücret eşitsizliği ve terfi engelleriyle değil, çoğu zaman sistem tarafından görünmez kılınan incelikli cinsiyetçi davranışlarla da mücadele ediyor. Bu davranışlar mansplaining, manterrupting, bropriating ve mikroagresyonlar gibi başlıklar altında şekilleniyor. Bu davranışlar kadınların iş hayatında terfi almasından toplantılarda söz almasına kadar birçok konuda engel oluşturuyor.

Türkiye’de toplumsal cinsiyete dayalı çalışma ayrımcılığını inceleyen çok sayıda saha araştırması, kadınların “ciddiye alınmama” ve “uzmanlıklarının sistemli biçimde sorgulanması”nı temel sorun olarak tarif ettiğini ortaya koyuyor. Dünya genelindeki eğilim de farklı değil. Kadınlar yönetici seviyesinde bile sık sık söz kesilmelerine, fikirlerinin görmezden gelinmesine maruz bırakılıyor.

MANSPLAINING

Kadının uzmanlığını yok sayma

2010’ların ortalarında kavram olarak literatüre giren mansplaining, yalnızca “erkeklerin kadınlara bir şeyler açıklaması” değil, kadının uzmanlığının peşinen yok sayılması anlamına geliyor.

Uluslararası Lean In örgütünün 2023 tarihli çalışma yaşamı araştırmasına göre, beyaz yakalı kadınların önemli bir çoğunluğu kendi alanında bilgi sahibi olduğu bir konunun dahi erkek meslektaşları tarafından “öğretilmeye” çalışıldığını belirtiyor. Bu durum özellikle teknoloji, finans ve akademi gibi sektörlerde daha görünür hale geliyor.

Türkiye’de ise 2021’de yayınlanan, nitel görüşmelerin yer aldığı “Kadınların Mikrosaldırı Deneyimlerinin İncelenmesi” başlıklı araştırmaya göre “uzmanlık alanımda bile bana ders verir gibi konuşuyorlar” cümlesi kadınların en çok tekrarladığı cümleler arasında.

MANTERRUPTING

Kadınların sözünü kesen mekanizma

Toplantı ve sunumlarda kadınların sözünün daha sık kesildiği uzun süredir biliniyor.

Amerika’da yürütülen uluslararası bir iletişim davranışları araştırması karma ekip toplantılarında kadınların sözünün erkeklere kıyasla %30 daha fazla kesildiğini ortaya koyuyor.

Aynı eğilim Türkiye’de de gözleniyor. Kurumsal iletişim çalışanlarıyla yapılan saha çalışmalarında, kadınlar özellikle üst düzey erkek yöneticilerin bulunduğu ortamlarda sözlerini tamamlayamadıklarını ve “sözün ellerinden alındığını” ifade ediyor.

BROPRIATING

Kadının fikrini bir erkeğin sahiplenmesi

Bu durum kadınların sadece sözünün kesilmesi değil kurumsal görünürlüğünün azaltılması anlamına geliyor.

Bropriating, kadınların ortaya koyduğu fikirlerin kısa süre sonra bir erkek çalışan tarafından yeniden ifade edilip “daha iyi bir öneriymiş gibi” kabul edilmesi anlamına geliyor.

LeanIn–McKinsey’in 2021 tarihli geniş ölçekli araştırmasına göre kadınların yarısından fazlası, “toplantıda sunduğum fikrin dakikalar sonra bir erkek tarafından tekrarlandığını ve takdiri onun aldığını” ifade ediyor. Türkiye’de kurumsal şirketlerde yapılan grup görüşmeleri de aynı tabloyu doğruluyor. Kadın çalışanlar, fikirlerinin görünmezleşmesinin “en yıpratıcı deneyim” olduğunu belirtiyor.

MİKROAGRESYONLAR

Günlük hayatın yıkıcı darbeleri

Mikroagresyonlar, çoğu zaman iyi niyetle söylendiği iddia edilen ancak kadınlar üzerinde sistematik baskı yaratan davranışlar olarak tanımlanıyor. Bazı örnekler şöyle:

• “Sen bu konuda emin misin?”

• “Bu işi ondan daha iyi yapacağını düşünmüyorum”,

• “Biz bu tarz işleri daha çok kadınlara teslim ederiz” 

Lean In’in 2023 raporu ise kadınların %64’ünün iş yerinde mikroagresyona maruz kaldığını belirtiyor. Bu davranışların sürekli tekrarlanması ise yorgunluk, özgüven kaybı ve tükenmişlik riskini ciddi biçimde artırıyor.

Türkiye’de ise yine “Kadınların Mikrosaldırı Deneyimlerinin İncelenmesi” araştırmasına göre kadınların görünmez emeği “doğal bir kadın görevi” gibi kodlanıyor, bu nedenle kadınların iş yerindeki katkılarını çoğu kez takdir edilmiyor.

ÇİFTE CEZA

Kadın liderliğine yönelik sistematik önyargılar

Kadınların iş yerinde eşitlik, liderlik ve kapsayıcılık konularında ilerlemesini desteklemeye odaklanmış uluslararası bir platform olan Catalyst’in 2025’te yaptığı kadın liderlik araştırmasına göre, üst düzey pozisyonlarda bulunan kadınların %62’si kariyerleri boyunca cinsiyetçi önyargıyla karşılaştığını ifade ediyor.

Bu önyargılar iki uçta birleşiyor:

• Fazla sert: Otoriter olduğu için eleştirilen kadınlar

• Fazla yumuşak: Yeterince lider gibi görülmeyen kadınlar

Bu cinsiyetçi çerçeve, terfi süreçlerini doğrudan etkiliyor ve kadınları görünmez bir cam tavanın altında tutuyor. Türkiye’deki yöneticilerle yapılan görüşmelerden elde edilen bulgular da kadınların liderlik tarzlarının erkeklere kıyasla çok daha sık sorgulandığını ortaya koyuyor.

TOPLANTILARDA ERKEKLERDEN DAHA AZ SÖZ ALIYORUZ

Uluslararası iletişim psikolojisi araştırması yapan Springer’e göre ise kadınlar toplantılarda erkeklere kıyasla daha az söz alıyor, söz aldıklarında daha fazla kesiliyor ve katkıları daha az not ediliyor.

Türkiye’de beyaz yakalı kadınlarla yapılan görüşmelerde de şu ifadeler öne çıkıyor:

• “Fikrim ancak bir erkek tekrarlayınca duyuluyor.”  

• “Toplantıda görünmez biriymişim gibi hissediyorum.”

McKinsey’in 2023 tarihli araştırması, mikroagresyonlara maruz kalan kadınların erkeklere kıyasla 4 kat daha fazla tükenmişlik, 3 kat daha fazla işten ayrılma eğilimi yaşadığını ortaya koyuyor.

Kadın çalışanlar bu süreçleri şöyle tarif ediyor:

• Artık toplantıya girmeden önce bile yoruluyorum.

• Sürekli kendimi kanıtlamak zorunda kalıyorum.”

• Güvenim kırıldığı için fikir sunmaktan çekiniyorum.”