İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir’in tarihi çarşısı Kemeraltı ile tarihi kent merkezinde yer alan Basmane ve Kadifekale’de geçmişte yapılan çalışmalar, mevcut durum ve planlanan projelerle ilgili geniş kapsamlı bir toplantıya ev sahipliği yaptı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın idaresinde Kültürpark’taki Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantıda kurumlar arası koordinasyon, geçmiş projelerden edinilen deneyimler ve önümüzdeki döneme ilişkin öncelikler ele alındı.
Kemeraltı ve çevresine dair çalışmalar Kent Tarihi, Tanıtım ve Turizm Dairesi Başkanlığı tarafından anlatılırken, ilgili daire başkanlıkları da kendi alanlarındaki yürütülen veya planlanan çalışmalara dair bilgi paylaştı. Toplantıya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Prof. Dr. Pınar Okyay ve Hakan Uzun, TARKEM yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşu yöneticileri de katıldı.
HERKES KATKI VERMELİ
Toplantıda konuşan Tugay, “Geçmişle bugünün, bugünle geleceğin bağını koparmadan bir şeyler yaparsak doğru sonuca ulaşabiliriz. Bizim belli ki yeni bazı buluşmalara, değerlendirmelere ihtiyacımız var. Bir dış paydaşlar buluşması yapalım. Öncesinde bazı şeyleri gözden geçirmek gerekiyor. Bölgenin 19 olan alt bölgesini yeniden tanımlamalı. Bunu yaparken sadece tarihsel kökene değil sosyal dokuya da bakmalı, gelecek hedeflerini de düşünerek somut olmayan kültürel miras da dahil envanterleri gözden geçirmeliyiz” dedi.
“Eskiden bugüne taşınabilecek, başka yerde bulunmayacak, İzmir’e dair arayacağınız her şeyi bulacağınız bir alışveriş alanı düşünün” diyen Tugay, gastronomiyle ilgili İzmir’in çok ilginç hikâyeleri olduğunu söyledi. Sokak yiyeceklerinin çoğunun İzmir’den çıktığını hatırlatan Tugay, “İzmir’in sanatı, İzmir’in yemeği, İzmir’in yayınları, İzmir’in sporu, İzmir’in şarkıları gibi birçok tema üzerinden kocaman bir İzmir çarşısı haline dönebilir böyle alanlar. Bazen insan ‘en taze ve güzel meyveyi, çerezi, eti nereden bulurum?’ diye düşünüyor ama çocukluğumda Kemeraltı’nda böyle yerler daha çok bulunurdu. Böyle bir karaktere bürünerek eskiden bugüne bir şeyleri taşımış oluruz. Çokça sinema ve tiyatronun olduğu bir alanın bütün sinema ve tiyatroları yok edilmiş gibi görünüyor. Onlardan en azından birkaçını yeniden kazandırabiliriz. Sokak etkinlikleri, dış mekânda düzenlenen bazı etkinlikler bir an önce başlatılmalı. Gizli kalmış hikâyeleri çok daha yaydığımız, çok daha fazla insanın duyduğu bir çalışmaya ihtiyacımız var” diye konuştu.
Tugay, Kemeraltı özelinde yapılmak istenenleri şöyle anlattı: “Hırpalanmış, eksikleri çok olan, yeterince istediğimiz şekilde düzenleyemediğimiz bir alan var ve burası bizim için değerli. Düzeltirken bir mekânsal düzeltme sağlayacağız ama sadece belli bir grup insan için değil herkesin kullanmaktan keyif aldığı bir ortama dönüştüreceğiz. En azından belli rotalarda insanların bir yerden gelip çıkana kadar bir şeylerden memnun olması gerekiyor. Başarılanlar genelde böyle başarılıyor ama sadece bir tane yapıp bitirmeyeceğiz. Bir tanesini bitirince ikincisine başlayacağız. Derken belki yatırımcısı da mülk sahibi de bundan etkilenip duruma başka yaklaşacak. Sınırları, kuralları koymak gerçekten önemli. Böyle bir süreci yürütmeliyiz.”
DEĞERİNİ FARK EDEMİYORUZ
İzmir’in kültür mirasının kolay bulunmayacak türden bir hazine olduğunu vurgulayan Tugay, “Bizler hayatımız boyunca Roma’nın, Avrupa’nın tarihi kentlerinin reklamlarını izledik. Çoğumuz gitmek istedik ya da para harcayarak gittik. Halbuki İzmir, Roma gibi belki ondan bile eski tarihe sahip nitelikli olabilecek kültürel altyapısı olan bir şehir. Bunun kıymetini bilmeyle ilgili kültürel bir eksiğimiz var. Sahip olduğumuz bu zenginliğin değerini fark edemiyoruz. Şehrimizin kendini kimlikli hissetmesi için, sahip olduğu her türlü potansiyeli kullanması için değerlendirmesi gereken birçok şey var” dedi.