İstanbul Barosu Çevre Kent ve İmar Hukuku Komisyonu ve Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi öncülüğünde Aydos Ormanı Savunması gönüllüleri ve duyarlı yurttaşlar bugün İstanbul’un Anadolu Yakası’nın nadide orman alanlarından biri olan Aydos Ormanı’nda bir araya geldi.
Etkinliğe ormanlık alanın tahribine yol açan, niteliği itibarıyla park alanı olan Millet Bahçesi’nde basın açıklaması yaparak başlayan topluluk ardından Aydos Kalesi’ne doğru Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi İkinci Başkanı Prof. Dr. Gülen Özalp Alagöz’ün rehberliğiyle ve Aydos gönüllülerinden Ahmet Örnek’in öncülüğünde doğa yürüyüşü gerçekleştirdi.
Yürüyüş rotası üzerinde ve Aydos Kalesi’nde ormanın çevresinde yaşanan tahribatı yerinde gözlemleyen gönüllüler Aydos Ormanı Millet Bahçesi’ne dönerek etkinliği tamamladılar.
“AYDOS ÇARPIK KENTLEŞMENİN YARATTIĞI TAHRİBAT NEDENİYLE BUGÜN BİR ORMAN ADACIĞI HALİNE GELMİŞTİR”
Etkinlikte sıklıkla topluluğu bilgilendiren Prof. Dr. Gülen Özalp Alagöz, şunları kaydetti: “Aydos Ormanı endemik bir tür olan İstanbul Çiğdemi başta olmak üzere mazı meşesi, akçakesme, kocayemiş gibi birçok çalı ve otsu türe ev sahipliği yapmaktadır. Fakat bu türlerin ormandaki yayılımı yıllar geçtikçe zayıflamakta olup orman yabancı türlerin istilasıyla karşı karşıyadır. Ormanlık alan aslen geniş yapraklı ağaçlardan oluşmakta olup iğne yapraklı çamlar insan eliyle 1970’li yıllarda dikilmiştir. Geçmişte Kayışdağı’ndan Ömerli’ye kadar uzanan ormanlık hattın parçası olan Aydos çarpık kentleşmenin yarattığı tahribat nedeniyle bugün bir orman adacığı haline gelmiştir. Ormanların doğal dengesini bozan işlemlerin neredeyse hiçbirinin ne hukuki ne de kanuni bir dayanağı bulunmaktadır. Yurttaşların ormanlık alanlarda doğabilecek temel ihtiyaçları orman dostu yapılarla giderilebilir, bunun için millet bahçesi gibi bir tahribata gerek yoktur.”
“AYDOS ORMANDIR, BAHÇE DEĞİL”
Etkinlikte Aydos Ormanı Savunması adına söz alan Gönül Gümüşoğlu Özer ise ormanlık alanda kurulan LPG (Likit Petrol Gazı) tankına ve Aydos ekosistemine yabancı türlerden menekşe ekme girişiminin başarısızlığı nedeniyle etrafta oluşan plastik lif atıklarına dikkat çekerek “Aydos ormandır, bahçe değil” dedi.
Aydos Kalesi’nde söz alarak bölgede yaşanan imar kirliliğine dikkat çeken İstanbul Barosu Çevre, Kent ve İmar Hukuku Komisyonu sekreteri Görkem Ova “Bir zamanlar kentimizi besleyen su kaynaklarının, tarım arazilerinin ve Aydos Ormanı’nı kuzey ormanlarına bağlayan ormanların olduğu alanlar, özellikle TEM Otoyolu’nun açılması sonrası, plansız ve çarpık kentleşme nedeniyle tahrip edilmiş, günümüze bu orman alanı ulaşabilmiştir. Fakat tahribat ne yazık ki Millet Bahçesi’yle kalmayıp, ormanlık alan sınırında gerçekleştirilen birtakım inşaat faaliyetleriyle de sürmektedir” dedi.
Aydos Ormanı Millet Bahçesi’nin yapım sürecine dair söz alan Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi Başkanı Sezai Kaya, Aydos Ormanı’nın orman yangınlarının en sık yaşandığı alanlardan biri olduğunu vurgulayarak “Birinci derece sit alanı olan bu orman varlığımızda Millet Bahçesi inşa edilerek ormanın bir kısmı tahrip edilmiş olup mevzuattaki son değişiklikler ve öngörülen düzenlemeler Aydos Ormanı’nın orman vasfını yitirmesine yol açacaktır” dedi.
Etkinlik İstanbul Barosu Çevre, Kent ve İmar Hukuku Komisyonu başkanı Gülay Çolak Çalışkan’ın “Artık doğal varlıkların yaşam haklarının olduğu, bizlerin çevreyi gelecek nesillere aktarma yükümlülüğümüz olduğu anlayışa sahip olmamız gerekiyor. Ulusalüstü hak temelli kurumların kararlarında da artık bu yönde değişimi görüyoruz. Aydos Ormanı’nda bugün birlikte olduğumuz siz gönüllüleri, bu bilinci yaymak için dayanışmanın bir parçası olmaya davet ediyoruz” çağrısıyla sona erdi.