Yabancı basında yer alan bilgilere göre Elbit Systems’in yaklaşık bir ay önce duyurduğu ve şirket tarihinin en büyük sözleşmesi olan 2,3 milyar dolarlık savunma satışının arkasında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) bulunuyor. Fransız istihbarat dergisi Intelligence Online, anlaşmanın BAE ile yapıldığını ve son derece ileri teknoloji içeren bir savunma sistemini kapsadığını aktardı.
Elbit, anlaşmanın imzalanmasının ardından İsrail borsasına yaptığı bildirimde müşterinin adını açıklamadan “uluslararası bir müşteri için stratejik bir çözüm” ifadesini kullandı. Satışın içeriğine dair ayrıntılar kamuoyuna açıklanmazken, çok katmanlı sensörler, gelişmiş komuta-kontrol altyapısı ve yüksek hassasiyetli elektronik sistemlerin paketin merkezinde yer aldığı belirtiliyor. Calcalist, bu düzeyde hassas bir teknolojinin bölgeye satılmasının İsrail’in Orta Doğu’daki askeri üstünlüğü üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabileceğine dikkat çekti.
Anlaşmaya ilişkin birçok detayın İsrail’de yayın yasağı kapsamında tutulduğu, bunun da sistemin kabiliyetleri ve kullanım alanlarına dair hassasiyetle bağlantılı olduğu ifade ediliyor. Satışın, uzun yıllara yayılan bakım, modernizasyon ve yazılım güncellemelerini de içeren geniş kapsamlı bir paket olduğu; bu yönüyle Elbit’e sadece kısa vadeli gelir değil, uzun vadeli stratejik bir iş ortaklığı sunduğu değerlendiriliyor.
İsrail ile BAE, yaklaşık beş yıl önce İbrahim Anlaşmaları çerçevesinde ilişkileri normalleştirmiş, bu sürecin ardından Elbit Systems ve Israel Aerospace Industries (IAI) gibi İsrailli savunma şirketleri Abu Dabi’de resmi temsilcilikler açmıştı.
Habere göre IAI, normalleşmenin hemen ardından BAE’ye Barak MX hava savunma sistemi bataryaları da sattı. Ayrıca BAE merkezli Edge Group, dronları tespit etme ve engelleme sistemleri geliştiren İsrail şirketi Third Eye’ın %30 hissesini bu yılın başlarında satın aldı.
Öte yandan BAE’nin F-35 savaş uçağı alım girişimi, ABD’nin teknoloji güvenliği gerekçeleriyle öne sürdüğü koşullar nedeniyle ilerlemezken; Washington’un çekincelerine karşın İsrail’in savunma iş birliğinde daha esnek bir tutum benimsediği değerlendiriliyor.