Karanlık orman uğultusu duyuluyordu her yerde. Böceklerin yer altında ki hışırtısı kulaklarıma bir müzik gibi geliyordu.
Az ileride belemiş olan karın gelişi ve soğuk keskin rüzgar sesi ile inilti git gide artıyordu.
Arkasında bekleyen ve kendisini tehlikeye atmayan bir düzüne insan olması dışında bir sorun yoktu.
Alçalmış olan uğultu ile yerel haber gazete yazanlarının ellerinde papatya kurusu.
Parçası eksik olan araba ile yola çıktığı zaman artan yağmur ve çamur ile arıza çıkarmıştır.
Tırıltılı bir sesle etrafa zarar veren bir gürültü çıkaran çırçır böcekleri ıslak kanatları ile estruman değiştirmiş gibilerdi.
Pazar güneşi ile çarşama yağmurları ile birleşen muhteşem bir gece ile parlayan gündü o gün.
Dibi görünmeyen uçurum taşlarının kenarında bir boncuk gördü kendince .
Acısız hissettileri ile parçalanmış olan uğultusu ile parçalandı yürüreği garibimin.
“Acı da nedir ki? İnsan ruhunun yırtıldığını hisserder mi . Patron!!!“
Para gibi yırtılmak değil de sanki son dakika nefesin kesilmiş gibi patron son dakika.
Ağzı yamulmuş para babaları nerede ki şimdi.
Kendilerini tanrı ilan eden adamlar . Göz yaşım sadece benim için değil.
Tüm acı çeken insanlık için patron!
Persi hindistanı avrupalısı afrikalası
Herkes bu cümlede sorgular avrupalılar neden acı çekiyor.
Yokluk onların ki de yokluk.
İnsanlık yokluğu, kültür tanımazlığı, Öğütücü sistemde uyum parçası olsun diye olan insanlar. 70 yaşına kadar çalışıp yetmişinde bodrum katta acı dolu günler yaşayanlar için. Annen baba değil kardeş değil ; yalnızlık tek sorunları.
Karaciğer karası duyguları , kirleri süzen hasta diğer insanları .
Pazar güneşi ile başlayan sabahları
Cumatesi gecesi ile sevgili rehhani gecesi .
Nerede ki sebebsiz deri ceketi içinde ki serseri.
Günlerden beri gülmedi gülleri Kerimin kederi.
Kalktığım yerden devam etmeli miyim ben bilmiyorum onu.
Gel gece devam edelim seferi bedeli.
Aşağıya doğru yürü sabahleyin bekle beni seher de günleri.
Ne geceyi ne gündüzü severim baş ağrısı da benim kederim.
Senin gibi içerim sende ölür gidersin.
Sen kendini zengin zannediyorsun hemşerim.
İrlandalı derviş derdi bana birisi.
Nereden geldi ki hevesi. Bilmiyorum.
İrlandalı Derviş was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.