Hayatınızda hiç birisi tarafından haksızlığa uğradığınız ve intikam alma isteği duyduğunuz oldu mu?
İntikamın Gücü
Misilleme saldırganlık veya halk adıyla intikam, genellikle insanların reddedilme ve hakaretin acısıyla başa çıkma yoludur.
Haksızlığa uğradığımızı hissettiğimizde, doğal içgüdümüz, karşı tarafın da bizim yaşadığımız acıyı hissetmesini umarak karşılık vermektir. Bu intikam arzusu o kadar güçlüdür ki, geçici olarak ruh halimizi bile iyileştirebilir.
Chester ve DeWall (2017) tarafından yapılan ilginç bir çalışmada, öğrencilere, çalışmalarında olumsuz geri bildirimde bulunan bir öğretmeni temsil eden vudu bebeğine iğne batırma fırsatı verildi.
Sonuçlar, misilleme yapma şansı olanların, yapmayanlara kıyasla ruh hallerinde daha büyük bir iyileşme yaşadığını gösterdi. Bu sonuç, intikamın sağlayabileceği anlık duygusal tatmini vurgulamaktadır.
İntikamın Evrimsel Kökenleri
Evrimsel psikologlar, intikam alma eğiliminin DNA’mıza derinlemesine kazınmış olduğunu öne sürmektedir (McCullough ve Kurzban, 2013).
Yasalar ve resmi adalet sistemleri olmadan, atalarımız sosyal uyumu korumak ve adaletsizlikleri gidermek için misilleme saldırganlığa güveniyorlardı.
Teşvikler güçlüdür. Teoride, göze göz dişe diş herkesi kör eder, ancak gerçekte, kimse görme yetisini kaybetmek istemediği için herkesin doğru davranmasını sağlar.
İntikamın Uzun Vadeli Sonuçları
İntikam kısa vadede duygusal rahatlama sağlayabilir, ancak araştırmalar uzun vadede refahımıza zarar verebileceğini göstermektedir.
Carlsmith, Wilson ve Gilbert (2008) tarafından yapılan bir çalışmada, katılımcılar finansal kazanç için birbirleriyle işbirliği yapabilecekleri veya birbirlerine ihanet edebilecekleri bir oyun oynadılar. İhanete uğrayanlar misilleme yapma fırsatına sahipti. İntikam aldıktan sonra başlangıçta kendilerini harika hissetmiş olsalar da, sonuçta deneyin başlangıcına göre daha düşük bir genel ruh hali yaşadılar.
Bu bulgu önemli bir noktayı vurgulamaktadır:
İntikam düşüncesine takılıp kalmak, zihnimizde asıl suçun önemini büyütebilir ve duygularımız üzerinde daha fazla etki yaratabilir.
Bu vurgu, bana travmanın tanımını hatırlatıyor; bu tanıma göre, travmayı her düşündüğünüzde, sanki az önce yaşanmış gibi yeniden yaşarsınız. Belki de travmayla başa çıkmanın ve affetmemize yardımcı olmanın anahtarı hafızadır, çünkü bir şeyi yoğun bir şekilde düşündüğümüzde, bize yapılan yanlışları pekiştiririz. Bu da onu unutmamızı zorlaştırır.
Bu bir terapi değil. Bu bir tedavi değil. Bu adaletin yerini tutan bir şey değil. Bu sadece çocukluğumuzda bize zarar veren insanlara karşı hissettiğimiz büyük acıyı dindirmek için kullandığımız bir teknik.
İntikam Döngüsünden Kurtulmak
Peki, yıkıcı intikam döngüsünden nasıl kurtulabiliriz?
Anahtar, evrenin bireysel mücadelelerimize kayıtsız kaldığını kabul etmektir.
Hepimiz büyük resimde önemsiz zerrecikleriz ve başımıza gelen kötü şeyler genellikle kişisel saldırılar değil, başkalarının kendi çıkarlarını takip etmelerinin sonucudur.
İşte, geçmişte yapabileceğiniz hiçbir şey olmayan bir şey hakkında hissettiklerinizin esiri olmaktan kurtulmanıza yardımcı olacak hızlı bir yol.
Biri bize haksızlık yaptığında, onun eylemlerinin kendi sorunlarını yansıttığını ve birey olarak değerimize yönelik bir saldırı olmadığını hatırlamak önemlidir. Biz olmasaydık, muhtemelen başka biri olurdu. Bu bakış açısı değişikliği, intikam arzusunu besleyen öfke ve kin duygularından kurtulmamıza yardımcı olabilir.
Bağışlama : İleriye Giden Yol
“Bağışlama” kelimesi, kanunsuzluğa çağrı olarak yanlış yorumlanmaması için genellikle kapsamlı bir açıklama gerektirir, ancak bu kelime, kırgınlığın acısını aşmak için oldukça güçlü bir araçtır.
Bağışlama, yanlışları hoş görmek veya birini eylemlerinin sonuçlarından muaf tutmak anlamına gelmez. Aksine, öfke ve kin gibi duygusal yüklerden kurtulmak için yapılan bilinçli ve bireysel bir seçimdir.
Araştırmalar, affetmenin zihinsel ve fiziksel sağlık durumlarını iyileştirebileceğini göstermiştir. Worthington ve Scherer (2004) tarafından yapılan bir meta-analiz, affetme müdahalelerinin kaygı, depresyon ve stresi önemli ölçüde azaltırken, özgüven ve umudu artırabildiğini ortaya koymuştur.
Affetmek mi Yoksa İntikam mı?
İntikam alma arzusu, evrimsel geçmişimizde kök salmış doğal bir insan içgüdüsüdür. İntikam almak geçici bir duygusal rahatlama sağlayabilir, ancak sonuçta acımızı gereksiz yere uzatabilir ve bizi olumsuzluk döngüsünde hapsedebilir.
Evrenin kayıtsızlığını ve çoğu suçun kişisel olmayan doğasını kabul ederek, intikam alma arzusunu besleyen öfke ve kin duygularını bırakmaya başlayabiliriz.
Affetmek, çoğu zaman yanlış anlaşılsa da, iyileşmek ve ilerlemek için güçlü bir araçtır. Geçmişteki acıların duygusal yükünü bırakmayı seçerek, kendimizi daha büyük bir huzur, dayanıklılık ve esenliğe açarız.
Unutmayın, gerçek özgürlüğe giden yol intikamda değil, affetmenin cesurca eyleminde yatmaktadır.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Bu yazı sizde bir düşünce uyandırdıysa, yorumlarda buluşalım.
Başka bir yazıda tekrar görüşünceye kadar kendinize çok çok iyi bakın!
🐐
İntikamın Psikolojisi was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.