İddianame değil siyasi muhtıra

POLİTİKA SERVİSİ 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik “yolsuzluk” iddiasıyla yürütülen ve çok sayıda kişinin tutuklandığı soruşturmaya ilişkin iddianame 237 gün sonra yayımlandı.

İddianamede 23 Mart’tan bu yana tutuklu olan İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu 143 eylemle suçlanırken İmamoğlu hakkında 828 yıldan 2 bin 430 yıla kadar hapis cezası istendi. Kamunun 160 milyar lira zarara uğradığı öne sürülen iddianame mahkemeye gönderildi. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, dün saat 14.30’da gazetecilerle bir araya geldi. Gürlek, İBB iddianamesinin tamamlandığını söyledi. 3 bin 900 sayfalık iddianamede doğrudan 4 farklı suçlama yöneltilen CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı İmamoğlu için toplam 2 bin 430 yıla kadar hapis istendi. Gürlek, “Ekrem İmamoğlu örgüt yöneticisi olduğu için diğer kişilerin suçlarından da sorumlu tutuluyor” ifadesini kullandı. Başsavcı ayrıca, davanın Silivri’de görüleceğini söyledi. 

Bugünün BirGün’ü

KİM, NEYLE SUÇLANDI?

İddianamede milletvekilleri Özgür Karabat ve Turan Taşkın da yer alıyor. İki vekilinin dosyalarının ayrılacağı öğrenildi. Savcılık, İmamoğlu’nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan’ın örgüt içindeki hukuk grubunda yer aldığını savunarak, “örgüt lideri Ekrem İmamoğlu’nun müdafii” olduğunu ve bu konumunu “savunma sınırlarının ötesinde” kullandığını öne sürdü. 

Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan 9 adet eylemden dolayı suçlandı. Bunlar arasında Kişisel Verileri Başkasına Verme, Yayma veya Ele Geçirme, İcbar Suretiyle İrtikap, Rüşvet, Rüşvet Teşebbüsü gibi suçlamalar yer aldı. İddianamede Şahan hakkında “doğrudan örgüt liderine bağlı olarak hareket ettiği ve örgütün hiyerarşik yapısı içinde özel vasfa haiz üye olduğu” ifadeleri kullanıldı. 

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ise toplam 6 adet eylemden suçlandı. Çalık rüşvet almakla da suçlandı. İddianamede “Örgüt Yöneticisi” olarak anılan İBB Medya A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun ise 52 ayrı numaralandırılmış eylemden dolayı suçlandı. Ongun’a “İhaleye Fesat Karıştırma ve Kamu Zararına Dolandırıcılık, Rüşvet ve İrtikap Eylemleri, Rüşvet Alma, Kişisel Verileri Ele Geçirme,  trol yapılanmasını finanse ettiği, Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama” suçlamaları yöneltildi. 

İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan “avukatlık mesleğini bir zırh gibi kullanmaya çalışarak örgütün amaçları doğrultusunda hareket ederek” Türk Ceza Kanunu 220/2, 281/2, 37/1, 63/1 ve 53/1 suçlarından ayrı ayrı cezalandırılması istendi. Pehlivan için “müvekkili olan şüphelinin lehine en iyi savunmayı yapmak sanığın lehine olan delillerinin toplanmasına yardımcı etmek” ifadesi dikkati çekti. 

“Örgütün kasası” olmakla suçlanan Adem Soytekin’e ise 16 ayrı eylemden suçlama yöneltildi. Soytekin “Rüşvetin Teminine Aracılık Etme, Rüşvet, İcbar Suretiyle İrtikap, Kamu Kurum Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık, Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklamak ve Örgüt Kurmak ve Yönetmek”le suçlandı. 

CHP 38. Olağan Kurultay da iddianameye girdi. 7 dakika 59 saniyelik video kaydında kongrede kürsüde bulunan kişiler incelendi. İncelenen görüntülerde gözaltına alınan kişilerin Ekrem İmamoğlu ile birlikte hareket ettikleri iddia edildi. 

BAKANLIKLAR İDDİANAMEDE

İddianamede İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Şişli Belediyesi ile birlikte dört bakanlık “suçtan zarar gören kurumlar” arasında Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yer aldı. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan yazılı açıklamada da iddianamenin detayları paylaşıldı. 

TOPLAM 143 EYLEM ÜZERİNDEN SUÇLANDI

İddianamede İmamoğlu, “suç örgütünün kurucusu ve lideri” olarak tanımlandı. İmamoğlu’na bunun yanı sıra doğrudan yöneltilen suçlamalar “rüşvet” (12 kez), “suç gelirlerinin aklanması” (7 kez) ve “kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık” (7 kez) oldu. Ekrem İmamoğlu’nun “CHP’yi ele geçirmek” ve “Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi için fon oluşturma amacıyla” örgüt kurduğu iddia edildi. 

7 ayrı bölümden oluşan 3 bin 900 sayfalık iddianamede toplam 402 isim “şüpheli” sıfatıyla yer aldı. İddianamede “10 yıllık süreçte 160 milyar liralık kamu zararı oluştuğu” öne sürüldü. Öte yandan iddianamenin girişinde, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini hatırlatır şekilde “ahtapotun kolları gibi” ifadesinin kullanılması dikkat çekti. 

Gürlek, iddianameye ilişkin şunları söyledi: “İddianamenin giriş bölümünde suç örgütünün yapılanmasını ve şemasını anlattık. 6 tane örgüt yöneticisi var. Dijitallerin büyük çoğunluğu çözüldü. Ekrem İmamoğlu örgüt yöneticisi olduğu için diğer kişilerin suçlarından da sorumlu tutuluyor. 

İddianamede gizli ve normal tanıklar var. 70’ten fazla etkin pişmanlıktan faydalanan var. Etkin pişmanlıktan faydalanan Adem Soytekin bize etkili bilgiler verdi. Adem Soytekin’i iddianamede örgüt yöneticisi olarak belirledik. Örgüt yöneticisi olarak verdiği bilgilerin eksik olduğunu belirledik ama verdiği bilgiler doğru. Ve kendisi ile ilgili bilgiler vermedi. Bilgiler eksik olduğu için tutuklandı. 

Hüseyin Gün bu dosyada örgüt yöneticisi olarak yargılanıyor. Şu an 2 tane belediye başkanı da yargılanacak. Beylikdüzü ve Şişli… İSKİ, İGDAŞ ve Boğaziçi tesis yönetimi ile ilgili muhtemelen ek iddianame düzenlenecek. İncelememiz bunlarla ilgili henüz tamamlanmadı. 

İhalelerin süreçleri ne şekilde dizayn edildiği çok önemli. Bunları iddianamede görebilirsiniz. Yazışmalar doğrudan dosyaya girdi. Mehmet Murat Çalık’ın WhatsApp yazışmaları var. Dosyada ikrar içeren yazışmalar var. Kamu zararı toplam suç tarihinden itibaren 160 milyar TL ve 24 milyon dolar. 95 tane taşınmaz. Bunlar güncel değerler değil. Suç tarihi 10 yıllık süreci kapsıyor. 

Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, “iddianamenin ardından Yargıtay’a yaptığı bildirimde Cumhuriyet Halk Partisi hakkında Anayasa’nın 69. maddesince kapatma davası açılmasını talep ettiği” haberlere yansıdı. Savcılık, “CHP’ye kapatma davası talebi” haberlerine ilişkin, “Bir kısım medya organlarında belirtildiği gibi partinin kapatılmasına yönelik bir talep söz konusu değildir” açıklaması yaptı. 

İdidanamede ayrıca CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı binasının “suç gelirleriyle” finanse edildiği iddia edilerek binaya el konulması da (müsadere) istendi.  

*** 

SARAY’DAN TAZE İDDİANAME

Aylardır bir türlü yazılamayan İBB soruşturması iddianamesi, dün binlerce sayfalık iddialarla servis edildi. Meşruiyetini yitirmiş, saldırmaktan başka çaresi kalmayan rejim; ortaya çıkan iddianame ile daha önce Kurultay davası ile bileğini bükemediği muhalefeti minderden atma kurgusu için düğmeye basmış oldu.  

İlk olarak yandaş Yeni Şafak’ın manşetlerini süsleyen iddianame, hiçbir hukuk devletinde yaşanmayacağı üzere, önce medya aracılığıyla yaygınlaştırıldı. Ardından ülke tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir şekilde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek tarafından basın açıklamasıyla duyuruldu. Sadece bu kısım dahi, ortaya çıkan iddianamenin hukuki bir sürecin ürünü olmadığına dair emareler taşırken İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun lideri olduğu öne sürülen “suç örgütü” tanımıyla yapılan kodlama, halka ‘rejimin aktörlerinden başka kimseyi seçemezsiniz’ mesajının geldiği son nokta oldu. Çok açık ki, ülkenin geldiği son süreç içerisinde halkın iradesini ortadan kaldıran Saray yönetimi; gösterişten ibaret seçimlerin ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “ölene kadar başkanlık” hayalinin önünü biraz daha açtı. 

Ortaya konulan tabloda, Saray yönetimi için artık seçimler biçimsel bir ritüel haline getirilecek ve nihayetinde Erdoğan’ın “ölene kadar başkanlık” hayalindeki yol, seçime kadar da düzlenmek istenecek. Yani bu iddianame ile sistemli biçimde muhalefeti köşeye sıkıştırma, halkın seçme-seçilme hakkını askıya alma, yerel iktidar odaklarını itibarsızlaştırma hamlelerinde artık sınır kalmadı. 

İddianamede bu planın devreye konulmasında öne çıkan en büyük noktalardan bir diğeri iktidarın eski dostlarından öğrendiği yöntemler oldu. Daha önce Ergenekon, Balyoz gibi davalarda görülen cemaat örgütünün kullandığı kumpas modeli, dün iddianamede de vücut buldu. 

Toplumun yüzde 70’lere yakın bir kısmı bu operasyonların siyasi olduğuna inanırken, dün iddianamede yer alan rakamlar da bunun karşısında konuşlandırıldı. “3900 sayfa iddianame”, “2352 yıl hapis”, “160 milyar TL kamu zararı”, “142 eylem” gibi devasa sayılar; halk nezdinde suç örgütü imajının inandırıcılığını artırma çabası olarak ortaya çıktı. 

Topluma da “O kadar büyük ki meşru kabul etmelisiniz” mesajı verilmeye çalışıldı.  İddianamede kullanılan dil de dikkat çekti. Daha önce AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından ortaya atılan “ahtapotun kolları” ifadesi, iddianamede birden fazla kez geçti.  

HEPİMİZİN MESELESİ

Dün ortaya çıkan her bir detay, yaşananların bir kez daha siyasi saiklerle doldurulan suçlamalar olduğunu ortaya koydu. Dış siyasette ABD–İsrail merkezli dizayna paralel biçimde ülkeyi yeni bir dönüşüme sürükleyen rejim, halkın en temel yurttaşlık hakkını ve demokrasiyi ortadan kaldırdığı bir aşamayı daha geride bıraktı. 

Milyonlarca yurttaşın iradesini temsil eden bir kişinin “suç örgütü” şemsiyesi altında siyaset sahnesinin dışına itilmesi, yerel yönetim mekanizmalarının suçlamalara dahil edilmesi ve iktidarın karşısında yer alan en güçlü muhalefet partisinin kapatılma iddiaları da bu aşamanın yeni evrelerini oluşturdu. 

Bu bağlamda yazılan binlerce sayfanın vardığı en önemli nokta, bir kişiyi ya da bir partiyi aşan bardaktaki son damla. Medya, yargı ve siyaset düzlemi başta olmak üzere her alanda yaşanan müdahalelerin ucunun Saray yönetimine bağlandığı koşullarda, ülkenin önündeki asıl sınavın rejime karşı olacağı bir kez daha görüldü. Rejimin ülkeyi dönüştürme hayaline karşı, eşit, özgür ve demokratik bir ülkenin kurulmasını toplumun tüm kesimlerinin rejime karşı vereceği mücadele belirleyecek. 

*** 

HAK YEMEDİK HAKKIMIZI YEDİRMEYİZ

CHP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İBB soruşturmasında iddianamenin hazır olduğu” yönündeki yer alan haberlerin ardından açıklama yaptı. İmamoğlu, “Hukuksuz yöntemlerle, tümüyle kumpas ve kabul edilmeyecek kanuna aykırı yöntemlerle ahmak davası, çirkin davası, yolsuzluk davası, terör davası, diploma iptali, diplomayla ilgili evrakta sahtecilik davası ve casusluk davası gibi eşi benzeri olmayan yöntemlerle saldırılara devam ediyorlar. İstanbul’un ve Türkiye’nin iradesini yok sayan bu partizan zihniyetle en güçlü şekilde mücadeleye devam ediyoruz ve edeceğiz. Vakit Türkiye’nin muhafızı olma vaktidir. Herkes için her yerde önce adalet, önce hürriyet anlayışıyla mücadeleye devam edeceğiz. Milletimize emanetiz. Hak yemedik, hakkımızı yedirmeyeceğiz” dedi. 

*** 

AKP’Lİ VEKİLİN EŞİ ‘‘MAĞDUR’’ OLDU

AKP Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan’ın eşi Fatih Erdoğan iddianamede “mağdur” sıfatıyla yer aldı. Erdoğan Adem Soytekin’in kendilerinden bağış adı altında para istediğini aktardı. Erdoğan şunları söyledi: “Konuyla alakalı genel olarak İstanbul ilindeki inşaat projelerimizde kanunda yer olmayan siluet raporu gerekçesiyle kreş karşılığı para yardımı talebi olduğu ifade edildi. Daha sonra yönetim kurulu başkan vekilimize imar şirketi üzerinden kendisine kreş karşılığı bağış yapılması halinde siluet raporlarının verilebileceği aktarılmış, ben de her ne kadar bu hususu hiçbir suretle uygun görmesem de kamuya yararına bir bağış olması ve resmi olması koşuluyla kabul etmek zorunda kaldım. Süreçte maddi çok büyük zararlarımız oldu. Biz aile ve şirketler grubu olarak devletimizin ve milletimizin emrindeyiz. Bu gerçekte nazara alınarak şahsımıza ve şirketlerimize zarar veren ilgili tüm kişi ve kişilerden şikayetçiyiz.” Pasifik Gayrimenkul tarafından Adem Soytekin’e ait Mufa İnşaat Ve Sanayi Anonim Şirketi unvanlı firma adına yazılan çekler olduğu ifade edilen iddianamede bu yolla Erdoğan’da icbar yolu ile irtikap yapılması ve alınması sağlandığı iddia edildi. 

*** 

ESENYURT BELEDİYE BAŞKANI ÖZER’E TAHLİYE

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi tensip kararıyla, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında tahliye kararı verildi.  Aziz İhsan Suç Örgütü dosyası kapsamında 20 Ekim’de iddianame düzenlenmişti. 1. Ağır Ceza Mahkemesi tensip zaptını hazırladı. Dosya kapsamında tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Profesör Doktor Ahmet Özer hakkında tahliye kararı çıktı. Öte yandan Ahmet Özer’e adli kontrol hükümleri uygulanmasına ve yurtdışı yasağı kararı verildi. Ahmet Özer, 30 Ekim 2024’te “Kent Uzlaşısı” soruşturması kapsamında tutuklanmış, yerine kayyım atanmıştı. Özer hakkında Temmuz 2024’te görülen duruşmada tahliye kararı verilmiş ancak “ihaleye fesat karıştırma” iddiasıyla yürütülen Aziz İhsan Aktaş soruşturması kapsamında yeniden tutuklanmasına hükmedilmişti. Aziz İhsan Aktaş iddianamesinde, ihaleye fesat karıştırma ve özel belgede sahtecilik suçlamalarıyla Ahmet Özer’in üç yıldan dokuz yıla kadar hapsi istenmişti. 

*** 

36 KİŞİNİN ŞİRKETLERİNE EL KONULMASI TALEBİ

İBB’ye yönelik ‘yolsuzluk’ iddianamesinde 36 kişinin şirketlerine el koyma talebinde de bulunuldu. Şirketine el konulması istenen isimeler arasında İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu, oğlu Selim İmamoğlu, İBB Medya AŞ Müdürü Murat Ongun, eşi Gözdem Ongun ile İmamoğlu’nun basın ve kampanya danışmanı Necati Özkan’ın da bulunuyor. 

İddianamede, 36 kişinin şirketlerine el koyma talebinde de bulunularak şöyle denildi: 

Şüphelilerden Ekrem İmamoğlu, Fatih Keleş, Murat Ongun, Ertan Yıldız, Adem Soytekin, Murat Gülibrahimoğlu, Emrah Bağdatlı, Hüseyin Köksal, Mustafa Nihat Sütlaş, Tuncay Yılmaz, Ömür Yılmaz, Murat Kapki, Fatoş Pınar Türker, Hakan Karanis, Serhat Kapki, Vedat Şahin, Necati Özkan, Eyüp Subaşı, Gülşah Subaşı, Ahmet Köksal, Alihan Aydın, Alper Aydın, Alperen Aydın, Ali Kurt, Serpil Kadıoğlu, Sarp Yalçınkaya, Seza Büyükçulha, Ali Nuhoğlu, Berat Çağrı Kapki, Elif Kapki, Yiğit Çam, Baran Gönül, Hasan İmamoğlu, Zeynep Ayten Gözdem Ongun, İbrahim Bülbüllü ve Mehmet Selim İmamoğlu’na ait İstanbul Sulh Ceza Hakimlikleri kararlarıyla el konulan, suçtan elde ettikleri haksız kazanç ve suçta kullandıkları şirketlerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 54 ve 55’inci maddeleri uyarınca müsadereleri talep edilmiştir.” 

*** 

İDDİANAMEDE 4 GAZETECİ DE YER ALDI

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iddianamesinde dört gazeteciye yönelik suçlamalar yöneltildi. 3741 sayfalık iddianamede gazeteciler Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç, Soner Yalçın’a yönelik “Örgütün Hiyerarşik Yapısına Dahil Olmamakla Birlikte Örgüte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme, Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma” suçlaması yöneltildi. Gazetecilere yönelik suçlamada gizli tanık ifadesine atıfta bulunuldu. 

MEDYA AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı ve İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun’un, Emrah Bağdatlı aracılığıyla bu gazetecilere ödeme yaptığı öne sürülüyor. İddianamede  “Suç örgütü ve yapılanmasının ‘PR’ için planlı ve düzenli haberler, içerikler ürettiği görülmüştür. Bu bakımdan Şaban Sevinç, Yavuz Oğhan, Ruşen Çakır ve Soner Yalçın’ın fiillerinin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu oluşturacaktır” ifadeleri yer aldı. Gazeteciler ifadelerinde iddiaları kesin bir dille reddetti. Halen CHP’nin iletişim koordinatörlüğü görevinde olan Yavuz Oğhan “Murat Ongun tarafından sağlanan bir finansman sözkonu değildir. İddialar tamamen gerçek dışıdır” dedi. Ruşen Çakır, Bağdatlı’yı tanımadığını, “Para alıp verme gibi bir durum asla söz konusu değildir” dedi. 

***

İDDİANAME SONRASI BORSA ÇAKILDI

Güne yükselişle başlayan Borsa İstanbul, İBB iddianamesi ve CHP’ye açılan kapatma davasının ardından düşüş yaşadı. Endeks, gün içinde yüzde 3,7’ye varan kayıpla 10.338 puana kadar geriledi. Öğleden sonra piyasalar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in aylardır beklenen İBB iddianamesi ve CHP’ye yönelik açılan kapatma davalarının ardından yüzde 4’lük düşüş gerçekleştirdi ve 10.338,78 puana geriledi.