İBB iddianamesinde dikkat çeken Tayfun Kahraman ayrıntısı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yolsuzluk iddiasıyla başlatılan soruşturma için hazırlanan yaklaşık 4 bin sayfalık iddianame, geçtiğimiz günlerde İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle binlerce sayfalık fezlekeler ve ek klasörler de UYAP sistemine yüklenmeye başlandı.

Eklenen fezlekelerde dikkat çeken bir detay ortaya çıktı. Cumhuriyet Gazetesi’nden Engin Deniz İpek’in haberine göre; yıllardır cezaevinde olan Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman için fezlekede ‘firari’ yazıldı.

TUTUKLU TAYFUN KAHRAMAN İÇİN ‘FİRARİ’ YAZILDI

Emniyet tarafından dosyayla ilgili hazırlanan “Fezlekeli Tahkikat Evrakı’nın” ilk bölümünde yer alan 826 kişilik şüpheli listesinde, Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman da yer aldı.

Listenin 711. sırasında yer alan Kahraman’ın olduğu bölümün yanında Kahraman için “firar” yazılması dikkat çekti.

Fotoğraf: Cumhuriyet

2022’DEN BU YANA CEZAEVİNDE

2019 yılında İBB’de Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı olarak göreve başlayan Kahraman, 25 Nisan 2022’de Gezi Direnişi davası kapsamında 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

***

KAHRAMAN’DAN AYM’YE BİR BAŞVURU DAHA

Öte yandan Tayfun Kahraman, dün ikinci kez Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduğunu açıkladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Kahraman hakkındaki yeniden yargılama, infazın durdurulması ve tahliye edilmesi yönündeki talepleri reddetmişti.

Karara ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Tayfun Kahraman, “Anayasa Mahkemesi’nin hakkımda verdiği ihlal kararının uygulanmamasından bu yana kamuoyuna hiç konuşmadım. Bu süreçte sessiz kalmayı, hukuka olan inancımı ve sabrımı korumak için bilinçli olarak tercih ettim. Ancak bugün ikinci kez Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak hakkımdaki kararın uygulanması talebinde bulunduğumu sizlerle paylaşmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

“BAŞVURU HAK ARAYIŞIMDAN İBARET DEĞİL”

Kahraman, şöyle devam etti: “Evet, 4 senedir Silivri’deyim; adil yargılanmadığım ve masum olduğum AYM kararı ile tescillendiği halde evime, Vera’ma dönemiyorum ve bu ancak yaşayanın anlayabileceği kadar zor ama dilerim bu hatadan bir an evvel dönülür ve hiç kimse bir daha bunu yaşamaz. Yaptığım başvuru, yalnızca benim özgürlüğüm veya kişisel hak arayışımdan ibaret değildir. Tam tersine, hepimizin ortak ihtiyacı olan hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı ve Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığıyla ilgilidir.”

“Bugün bu karar benimle ilgili olabilir; yarın bambaşka bir yurttaşla ilgili olabilir. Haksızlığa uğrayan kim olursa olsun, onun yanında durabilme iradesini gösterebildiğimiz ölçüde bu ülkede hepimizin güvende olacağına inanıyorum” diyen Kahraman, şunları söyledi:

“Her siyasi görüşten, her partiden, her düşünceden insanın hukuk karşısında eşit olduğu bir düzeni savunmak hepimizin ödevidir. Adaletin kimliğe, dünya görüşüne, oy tercihlerine göre değişmemesi gerekir. Bu nedenle çağrım, yalnızca bana destek verilmesi çağrısı değildir; hepimizin güvenliğini sağlayan hukuk devletinin korunması için bir arada durma, doğru tarafta olma çağrısıdır.

Yaşadığım süreç zor, yorucu ve kimi zaman yıpratıcı oldu. Ancak umudumu hiç kaybetmedim. Bu umudu bana ailem, dostlarım, dayanışma gösteren herkes verdi. Şimdi herkesi bu dayanışmayı, kişisel bir haksızlığa değil, ülkemizde adaletin 86 milyon tarafından güvenilir biçimde tesis edilmesi için büyütmeye davet ediyorum.

Ben ve ailem adaletsizlik ve haksızlığın acısını yaşadık, yaşıyoruz. Bu acıyı kimsenin yaşamamasını istiyorum. Kimse bunu hak etmiyor. Evladım Vera başta olmak üzere, bizden sonraki tüm nesiller için adil bir düzen istiyorum. Bu isteğe herkesin tüm başka aidiyetlerini geride bırakarak, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ortak olmasını diliyorum. Allah kimseyi masumiyetini müdafaa etmek zorunda bırakmasın.”