Hakikatin İnşası: Matematiği Muhakeme Sanatının Ontolojik Temeli Olarak Okumak

Hakikatin İnşası: Matematiği Muhakeme Sanatının Ontolojik Temeli Olarak Okumak

İnsan zihninin, duyuların ötesindeki kaotik gerçekliği kavrayıp anlamlı bir düzene dönüştürme  arzusunun en saf ve en sistemli tezahürü olan matematik, özü itibarıyla salt bir muhakeme  faaliyetinden ibarettir; zira o, ham veriyi değil, ilişkileri, ham duyumu değil, onun ardındaki  yapıyı, olguyu değil, onu mümkün kılan ilkeyi merkezine alır. Bu merkezden hareketle,  matematiği bir hesaplama disiplini olmanın çok ötesinde, Platonik bir idealar dünyasına  erişme çabası veya Kantçı anlamda saf aklın kendi kendini inşa etme süreci olarak okumak  mümkündür. Nihayetinde, bir teoremin ispatındaki her bir adım, bir aksiyomun seçimindeki  her bir temellendirme, zihnin, görünür olanın perdesini aralayarak görünmeyen mutlak bir  hakikate ulaşma çabasının, diğer bir deyişle, katıksız bir usavurma eyleminin ta kendisidir. Bu  makale, matematiği, bu kadim muhakeme sanatının ontolojik temeli ve epistemolojik bir  modeli olarak konumlandırarak, onun yalnızca sayılar ve şekillerle değil, düşüncenin en temel  yasalarıyla olan organik bağını ortaya koymayı amaçlamaktadır.