Hacettepe Üniversitesi’nde maskeli faşistlerin palalı saldırısı sırasında ve sonrasında yaşanan polis müdahalesinde gözaltına alınan 5 öğrenci adliyeye sevk edildi, 23’ü serbest bırakıldı.
Bir süredir yemekhane protestolarına yönelik faşist provokasyonla gündeme gelen Hacettepe Üniversitesi’nde dün yüzlerini kapatan bir grup, öğrencilere pala ve döner bıçaklarıyla saldırdı. Beytepe yerleşkesinde meydana gelen saldırıda 1 öğrenci yaralandı.
Olayda saldırıya uğrayan gruptan bazı öğrenciler gözaltına alınırken yaralı ööğrenci Bilkent Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı.
Yaralı öğrenciye dayanışma ziyaretinde bulunmak isteyen diğer öğrencilere polis müdahale etti. Müdahale sırasında da çok sayıda öğrenci gözaltına alındı.
Bugün emniyetteki işlemleri tamamlanan 28 öğrenciden 23’ü serbest bırakıldı, 5’i ise adliyeye sevk edildi.
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNDEN DESTEK
İstanbul Üniversitesi öğrencileri, Hacettep Üniversitesi’nde palalı saldırıya uğrayan öğrencilere destek açıklaması yaptı. İstanbul Üniversitesi Ana Kapı önünde bir araya gelen öğrenciler, Hacettepe Üniversitesi’nde 9 Ekim’den bu yana süren direnişin nitelikli ve erişilebilir beslenme hakkı için başlatılan meşru bir mücadele olduğu vurgulandı.
Açıklamada, “Her daim birbirleriyle iş birliği içerisinde olan; polisler, özel güvenlikler ve kampüsün farklı yerlerinde pusu kuran faşistler üniversitelilere palayla saldırdı. Hacettepe Üniversitesi kayyum rektör Cahit Güran’ın faşistlerin “reis değişimi ve bayrak devir teslim töreni”ni korumak için kampüse onlarca çevik kuvvet sokmasından bildiğimiz gibi özel güvenlik ve polisler de faşistlerin sırtını sıvazlayarak, palalı faşistlerle yan yana gezerek üniversitelilerin karşısında durdu” denildi.
Faşist çeteleri koruyan, kampüsleri sermayeye ve denetime teslim eden uygulamalara karşı direnişin süreceği belirtilen açıklamada,”Beyazıt’tan Beytepe’ye dayanışmayı büyütüyoruz: Hacettepeli sıra arkadaşlarımız yalnız değildir. Hacettepe Üniversitesi’ndeki saldırılar, sadece oradaki öğrencilerin meselesi değildir. Bu saldırılar, tüm öğrencilerin hak arayışına yönelik bir saldırıdır” ifadelerine yer verildi.
Üniversitelilerin açıklamasının tamamı şöyle:
“Bugün Hacettepeli sıra arkadaşlarımızın yalnız olmadığını duyurmak için İstanbul Üniversitesi Ana Kapı önünde bir araya geldik.
Hacettepe Üniversitesi’nde 9 Ekim’den bu yana süren direniş, üniversitelilerin nitelikli ve erişilebilir beslenme hakkı için başlattığı meşru bir mücadeledir. Kayyum rektörlüğün yemekhanede rezervasyon sistemine geçilmesi ve Proliz uygulamasını zorunlu kılmasına karşı öğrenciler demokratik yollarla taleplerini iletmiş; 9 Ekim’de Proliz’in kaldırılması için topladıkları 1.042 imzayı kayyum rektörlüğe teslim etmişlerdir. Kayyum rektörden hiçbir geri dönüş alınmayınca öğrenciler 17 Ekim’den itibaren yemekhane önünde toplanmaya, turnikelerden atlayarak yemekleri parasız almaya ve dağıtımı kendileri yapmaya başladı.
Dün, kendilerine “Hacettepe Ülkücü Teşkilatı” diyen faşist çete, kampüsün içerisinde “Reis değişimi ve bayrak devir teslimi töreni” adı altında düzenlediği faşist provokasyonlarını yayma girişiminde bulundu. Ama bunlar kampüslerde kadınları taciz edenler, yurtta kalan öğrencilere muştayla ve kar maskesiyle saldıranlar, kimliği belirsiz, ellerinde palalar olan bu faşistlere karşı arkadaşlarımız Hacettepe Üniversitesi’ndeki yemekhane meydanından seslendi. Arkadaşlarımız faşist çetelerin kampüslerimizde cirit atmasına izin vermeyeceklerini bir kez daha duyurdu.
“POLİS, ÖZEL GÜVENLİK VE FAŞİSTLER İŞ BİRLİĞİNDE”
Her daim birbirleriyle iş birliği içerisinde olan; polisler, özel güvenlikler ve kampüsün farklı yerlerinde pusu kuran faşistler üniversitelilere palayla saldırdı. Hacettepe Üniversitesi kayyum rektör Cahit Güran’ın faşistlerin “reis değişimi ve bayrak devir teslim töreni”ni korumak için kampüse onlarca çevik kuvvet sokmasından bildiğimiz gibi özel güvenlik ve polisler de faşistlerin sırtını sıvazlayarak, palalı faşistlerle yan yana gezerek üniversitelilerin karşısında durdu.
“Hacettepe Ülkücü Teşkilatı”nın kim olduğunu, kampüslerimizde barınmak isteyen faşist çetelerin kime hizmet ettiğini biz çok iyi biliyoruz Bu faşistler, kar maskesiyle yurt odası basıp bir üniversiteliye saldırarak çenesini kıran, kadınları taciz eden, kendileri hariç her hak arayışını terörize etmiştir. Bu çeteleri ne kampüslerimizde ne de memlekette barındırmayacağız. Hacettepe’den Beyazıt’a, Beyazıt’tan Ege’ye üniversitelerimizde faşizmin kökünü kurutacağız.
Dün Hacettepe’deki arkadaşlarımıza özel güvenliğin ve faşistlerin kol kola vermesiyle gerçekleştirdikleri saldırı sonucunda polis, saldırılan üniversitelileri gözaltına aldı. Ankara’da üniversiteliler, hastanede arkadaşlarıyla dayanışmaya gittiğinde ise yine aynı manzarayla karşılaştılar: Kampüste faşist çeteleri koruyan polis, hastanede de farklı davranmadı. Polis, dayanışmayı hastanede de sürdüren üniversitelileri hastanede gözaltına aldı. Faşistlerin palayla saldırısı sonucu beyin travması şüphesiyle hastanede kırmızı alanda müşahade altında tutulan bir arkadaşımızın tedavisi sürerken Ankara Emniyeti hastaneye baskın yaparak yaralı üniversiteliyi “kaçırmaya” çalışmıştır.
“BU BASKILARA BOYUN EĞMEYECEĞİZ”
Dün yaşananlar kampüslerimizdeki faşist çetelerin özel güvenliklerin ve kayyum rektörün iş birliğine dair en net tabloyu gözler önüne sermiştir. Elleri palalı faşistler serbestçe dolaşırken, yaralı öğrenciler tedaviye erişim hakkı engellenerek gözaltına alınmaktadır. Kampüslerde üniversitelilerin taleplerini bastırma çabaları, polis şiddeti ve hastane baskınlarıyla sürdürülmektedir. Bu faşist saldırılar, üniversitelerdeki temel haklarımıza ve özgür düşünceye yönelik bir saldırıdır. Yemek, barınma ve özgür üniversite talep eden öğrencilerin sesini kısmak isteyenler, şiddetle ve baskıyla hak arayışımıza engel olmayı hedeflemektedir. Ancak, bizler bu baskılara boyun eğmeyeceğiz.
Üniversiteliler olarak faşist çeteleri koruyan, kampüsleri sermayeye ve denetime teslim eden uygulamalara karşı direnişi sürdüreceğimizi; üniversitelerin özerk ve demokratik alanlar olarak kalması için mücadele etmeye devam edeceğimizi bugün buradan da haykırıyoruz.
Beyazıt’tan Beytepe’ye dayanışmayı büyütüyoruz: Hacettepeli sıra arkadaşlarımız yalnız değildir. Hacettepe Üniversitesi’ndeki saldırılar, sadece oradaki öğrencilerin meselesi değildir. Bu saldırılar, tüm öğrencilerin hak arayışına yönelik bir saldırıdır. Kampüslerimizde faşist çetelerle ortak olarak bize pusu kuran, kampüse faşistlerin “töreni” için onlarca çevik kuvvet sokan, yaralı arkadaşlarımızın tedavisini engellemeye çalışan, muayene esnasında gözaltı uygulayanlar suç işlemektedir. Beytepe’den DTCF’ye, memleketin dört bir yanındaki kampüslere kadar sesimiz bir: Üniversiteler faşizme mezar olacak.”