Görünenin Arkasında

Görsel, yazar tarafından Gemini ile oluşturulmuştur.

“İnsanlar her şeyin fiyatını biliyorlar, ama hiçbir şeyin kıymetini bilmiyorlar” sözü ile kulaklarımıza, dillerimize ve vicdanlarımıza dolanan bir kitap Dorian Gray’in portresi. Onu okurken altını çizdiğimiz satırları hem çok haklı bulur hem de gerçekliğinden rahatsız oluruz. Biz Modern Dorian’lar da işte böyle var oluruz.

Dorian Gray’in portresi, bu yıl okuduğum en etkileyici kitap oldu. Üzerinde taşıdığı alegori ve 200 yıl önceden günümüze uzanan insanın değişmez bencilliği, kullandığı araçları değiştirip bugün de gün yüzüne çıkmanın bir yolunu buluyor.

Görünen ile İmtihan

Tıpkı Dorian gibi, birçok insan hala farklı mecralarda veya sosyal çevrelerde yarattığı portrelerin hayranı, esiri ve nihayetinde hizmetkârı haline gelebiliyor. Zenginliğin, güzelliğin, süslü hayatların, tek bir ana hapsolmuş mutlulukların, kariyerlerin arkasında herkesten sakladığı ve üzerini safir karanlık bir örtüyle kapattığı bir portre gizliyor.

İnsanın “görünen” ile sınırlanan dünyasını suistimal etmek üzere programlanmış zihinler, cennet kadar cehennemi de içinde taşıyor. Dünyanın en büyük günahlarını kimseye göstermeden düşüncelerinde işlerken, bazen kendilerini de suçlayarak başkalarının onları suçlama hakkını bertaraf ettiklerini düşünüyor.

Fakat “… boğarak öldürmeye çalıştığımız içgüdülerimiz zihnimizi kuşatıp bizi zehirliyor.”

Portrelerin Arkasında

Her gün, portreler biraz daha güzelleşirken o uğurda kurban edilenler vicdanı kirletmeye devam ediyor. Ancak görünenin büyüsüne kapılanlar öyle kör oluyorlar ki, sentetik portreler tarafından zincire vuruluyor, özgür iradeleri ellerinden alınıyor ve vicdanları vücutlarının içinde çürüyüp yok oluyor. Geriye kalan kendini beğenmişlik, kibir, yükselen dozda manipülasyon ve onaylanma ihtiyacı onları esir alıyor.

Ve bir kez bu zincir kırılmayadursun, birden savunmaya geçiyorlar. Tıpkı Dorian’ın Basil’e yaptığı gibi hayatta kalma içgüdüleri onları nefrete, hırçınlığa ve yok etmeye davet ediyor. Çirkinleşen kendilerini gizlemek için yok etmeye çalıştıkları aynalar, bir daha hiçbir zaman istedikleri insanı onlara göstermiyor. Çünkü kendi inşa ettikleri güzellikler tarafından yok edilmeye, başkası olmaya ve geri dönülemez şekilde bozulmaya mahkûm oluyorlar.

Her kim onlara bunu söylese, sezdirse, yüzüne vursa; onları zayıf, hadsiz ve ahlaksız olarak yaftalamaya başlıyorlar. Ancak Oscar Wilde’ın söylediği gibi “İnsanların ahlaksız diye nitelediği kitaplar, insanları kendi ahlaksızlıkları ile yüzleştiren kitaplardır.”

Narsisist insanların hatası, çevre kontrolünü ellerine alıp başka insanlar üzerinde etki alanına sahip olduklarında onlar üzerinde deneyler yapabileceklerini sanmalarıdır. Halbuki, “en büyük ve en korkunç deneyi kendi üzerlerinde yapmaktadırlar.” Bizler ancak kendi hayatımızın sadece öznesi değil seyircisi de olabilirsek bu cenderenin dışında kalabiliriz.

Geri çekilip baktığımızda, görünen portrelerimizin arkasında onlar uğruna feda ettiklerimiz, geride bıraktıklarımız, kurban ettiklerimiz ile de görünür olmayı göze alabiliyorsak, yaşanmaya ve izlenmeye değer bir hayata sahip olmuşuz demektir.

Görünenin Arkasında was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.