Gazeteci Çiğdem Toker'den yeni kitap: "Devletin Cebinden"

Gazeteci-Yazar Çiğdem Toker’in yeni kitabı Devletin Cebinden-Büyük Simbiyoz kitabı, otoyol, havalimanı, tünel gibi mega projelerin ardına gizlenen politik-ekonomik denklemi, devlet ile inşaat sermayesi arasındaki karşılıklı beslenme ilişkisini ele aldı. 

İktidara yakın şirketler, dolar endeksli garantilerle adeta “ebedi refah sözleşmesi” imzalayıp zenginliğine zenginlik katerken, emeklilerden üniversitelilere, işçilerden işsiz gençlere kadar bu sürecin bedelinin nasıl ödendiği “Devletin Cebinden” kitabında anlatılıyor.

MASKE DÜŞTÜ

Tekin Yayınevi’nden çıkan Toker’in kaleme aldığı kitapta, TBMM’den bile kaçırılan sözleşmelerin hem taslak hem de onaylı nüshalarından bölümler yer alıyor. 

Bu belgeler, şirketlere verilen döviz güvencelerinin, ABD enflasyonuna endeksli ödemelerin, yıllar içinde mevzuata aykırı ek sözleşmelerle genişletilip gizlendiğini gösteriyor. Sayıştay’ın dahi zor ulaştığı bu sözleşmeler, ilk kez Devletin Cebinden kitabında yer aldı.

BABACAN’DAN İTİRAF: SONRA FARK ETTİK

Çiğdem Toker, yeni kitabında çarpıcı röportajlarla bir ilke imza attı.

Kitapta AKP döneminde dönemin Hazine’den sorumlu Bakanı Ali Babacan ve Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı, Toker’e verdiği özel söyleşilerde ses getirecek açıklamalarda bulundu.

Ekonominin bir dönem başında bulunan Eski AKP’li, bugünkü DEVA Genel Başkanı Ali Babacan, “YİD ihaleleri açık, şeffaf yapılmadı. Onun için çok pahalıya mal oldu. Siyasetin finansmanını sağlayan yüzde 90’dır inşaat sektörü. Biz büyük şeylere bakarken arkada birileri de başka şeylerle uğraşmış. Ama sonradan farkına vardık” derken, eski Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı, “2011 sonrası rant devşirmeye dayalı model her yana dal budak sardı” ifadelerini kullandı.

Babacan ve Çanakcı’nın yanı sıra CHP’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz da AKP dönemine dair yolsuzluk dosyaları ile ilgili çarpıcı bilgiler verdi.

“HESAP VERME ÇAĞRISI”

Toker’in kaleme aldığı “Devletin Cebinden”, sadece gizlenen belgeleri açığa çıkaran bir çalışma değil; aynı zamanda Türkiye’de politikanın rantla ilişkisini, iktidarın inşaat şirketleriyle kurduğu ilişkiyi, bu ilişkinin halkın cebini nasıl boşalttığını ifşa ediyor. “Devletin Cebinden” Çiğdem Toker’in yılların fikri takibiyle örülmüş bir kamusal yüzleşme metni olarak da okura şunu hatırlatıyor:

“Eğer halkın cebinden çıkan her kuruş, halktan gizlenen sözleşmelerle şirketlere aktarılıyorsa, bu sadece ekonomik bir sorun değil; demokrasi, adalet ve emek mücadelesinin merkezine oturan bir sınıf meselesidir.”