Futbol sahada değil, hukuk masasında kazanılıyor

Uluslararası Tahkim Merkezi IDRC’nin (International Dispute Resolution Centre) Londra’daki sade binası, St. Paul’s Katedrali’nin gölgesinde kaybolur gider. Ancak son bir yılda İngiliz futbolunun en çarpıcı davalarının sahnesi tam olarak burası oldu. Günlük 5 bin sterline kiralanabilen bu odalarda, milyonlarca sterlini ve kulüplerin geleceğini belirleyen kritik kararlar alındı. 

The Athletic’ten Philip Buckingham’ın yazısında derlediği bilgilere göre, Manchester City’nin Premier League’in yönelttiği 115 ayrı suçlamayla yüzleştiği süreç burada yürütüldü ve karar hâlâ bekleniyor. Burnley’nin, Everton’dan 60 milyon sterline kadar tazminat talep ettiği dava da yine bu duvarların arasında görüldü. Lucas Paquetá’nın kariyerini bitirme noktasına gelen şike suçlamaları ise aynı merkezde aklandı.

Hepsinin ortak noktası: Kapalı kapılar ardında, milyonların konuşulduğu, futbolun kaderinin hukuk tarafından belirlendiği yepyeni bir dönem.

FUTBOLUN HUKUKLA SAVAŞI

Artık kulüpler, federasyon kararlarına boyun eğen yapılar olmaktan çıktı. Geçmişte nadiren mahkemeye taşınan ihtilaflar bugün milyon sterlinlik hukuk savaşlarına dönüşmüş durumda. Premier League sadece geçen yıl 40 milyon sterlinden fazla hukuk gideri yaptı.

PFA ve üç büyük menajerlik şirketinin (CAA Base, CAA Stellar, Wasserman) bu hafta yapılacak mali reform oylaması öncesi Premier League’e yaptıkları sert çıkış, bu yeni dönemin sembollerinden biri. PFA CEO’su ve eski futbolcu-avukat Maheta Molango’nun sözleri durumu özetliyor: b“Yeni mali kurallar daha fazla hukuki kriz doğuracak. Zemin hızla değişiyor.”

CAS DOSYALARI

Kâr ve Sürdürülebilirlik Kuralları (PSR) nedeniyle Everton (iki kez), Nottingham Forest ve Leicester City hukuki süreçlerle boğuşuyor. Leicester için hâlâ puan silme ihtimali gündemde. 

FIFA, uluslararası maç takvimi nedeniyle futbolcu sendikaları tarafından iki farklı davayla karşı karşıya. UEFA ise Avrupa Süper Ligi girişimi A22 Sports Management’ın ardı arkası kesilmeyen başvurularıyla uğraşıyor. Her yerde aynı sonuç ortaya çıkıyor:
Futbol endüstrisi büyüdükçe, hukuk savaşları da büyüyor.

Onside Law kurucu ortağı Jamie Singer’a göre yanıt basit: “Kulüpler artık yerel zenginlerin değil, milyar dolarlık fonların ve devlet destekli yatırımcıların elinde. Bu yapılar mücadele etmeye alışık. Önlerine engel çıktığında bunu hukukla aşmak istiyorlar.”

Eskiden kulüpler federasyon kararlarına daha uyumluydu. Bugün ise her kulübün kendi hukuk departmanı var. Premier Lig ekiplerinin neredeyse tamamında çift haneli sayıda avukat bulunuyor. Dışarıdan alınan danışmanlarla bu sayı daha da büyüyor.

MANCHESTER CITY ETKİSİ

Manchester City’nin son yıllardaki hukuki hamleleri, sektörde bir dönüm noktası oldu. APT (Bağımlı Şirket İşlemleri) kurallarına karşı açtıkları büyük dava, futbolun muhafazakâr hukuk düzenini sarsan en önemli örneklerden biri.

City’nin genel hukuk danışmanı Simon Cliff ve dünyanın en prestijli hukuk firmalarıyla yürüttüğü bu mücadele, “geleneksel kuralları zorlayan modern kulüp” profilinin simgesi haline geldi. UEFA’nın iki yıllık Avrupa kupalarından men cezasını 2020’de CAS’ta bozdurmaları hâlâ hafızalarda. Örnekler çoğalıyor: Everton, Forest, Paqueta, PIF… 

Artık sadece City değil: Everton, Forest ve Leicester, en büyük hukuk ofisleriyle çalışıyor. Lucas Paquetá, spot-fixing suçlamalarından Nick De Marco KC sayesinde aklandı. Newcastle United’ın sahibi PIF, golfte LIV-PGA savaşında agresif bir hukuki politika izledi. Singer’a göre bu, ABD’den ithal bir strateji: “Para sorun değil. Her şey itiraz edilir. Karşı tarafı maliyetle boğma taktiği kullanılıyor.”

1960’LARDAN BOSMAN’A: OYUNCULARIN AÇTIĞI YOL

Bugünkü hukuk dalgasının kökleri, George Eastham’ın 1964’te Newcastle United’a karşı açtığı davaya kadar uzanıyor. Eastham, kulübün transferini engellemesini “ticaretin engellenmesi” olarak tanımlayıp kazandı.

1995’teki Bosman kararı ise transfer sistemini temelden değiştirdi, futbolun finansallaşmasının başlangıç noktası oldu. Bugün CAS’ta görülen davaların yüzde 58’i futbolla ilgili. Atletizmin payı sadece %7,8. Para ve küresellik farkı her şeyi açıklıyor.

AVUKATLAR SAHAYA MI İNİYOR?

Artık federasyonlar ve ligler neredeyse her kararında dava tehdidiyle karşı karşıya. Bir hukuk uzmanının ifadesiyle: “Kimse geri adım atmıyor. Stakes çok yüksek. Kaybetmeyi göze alamazlar.”

Manchester City’nin 115 suçlamada suçlu bulunması halinde diğer kulüplerden gelebilecek “tsunami gibi davalar” ihtimali bile konuşuluyor. Bugün İngiltere’de taraftarlar bir Nick De Marco’yu, bir Lord Pannick’i tıpkı yıldız futbolcular gibi tezahüratlarla karşılayabiliyor. 2023’te Etihad’a asılan Pannick pankartı bunun en çarpıcı örneği.

Artık modern futbol, sadece topun çizgiyi geçmesiyle değil; belgelerin, itirazların ve milyon sterlinlik hukuk ordularının hamleleriyle şekilleniyor. Yıldız oyuncular ve teknik direktörler hâlâ başrolde olabilir ama oyunun gidişatını belirleyenlerin arasında artık avukatlar da var hem de en az saha içindeki kahramanlar kadar etkili biçimde.

Kaynak: