Erdoğan'dan süreç mesajları: "Tuzaklara düşmeden, sabırlı, samimi, dikkatli ve özgüvenli bir şekilde ilerliyoruz"

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlim Yayma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti işbirliğinde Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen İlim Yayma Ödülleri programında konuştu.

Erdoğan “Millete, ümmete ve insanlığa faydalı işler yapacak bilgili, şuurlu ve vicdanlı nesiller için başlatılan bu hareket hemen her alanda meyvelerini verdi. Önceliği daima vatanı ve bayrağı olan milli ve manevi değerlerine sıkı sıkıya sarılan, ahlakı ve birikimiyle ışıl ışıl parlayan, on binlerce genç işte bu ocakta yetişti” dedi.

Geçmişte AKP’li belediyelerle protokoller imzalayarak belediyelere ait binaları kiralaması ve kira bedellerinin belediyelerin bütçesinden ödenmesiyle gündeme gelen İlim Yayma Cemiyeti ile ilgili Erdoğan şunları öne sürdü:

“Birileri bugün bile sayılarını ve başarılarını hazmetmekte zorlansa da İlim Yayma Cemiyetimiz kuruluşundan bu yana 100’ün üzerinde imam hatip okulunu maarif davamıza kazandırmanın kıvancını yaşadı. Eğitim ve yurt hizmetlerinden, akademik çalışmalara, kültür, sanat ve spor faaliyetlerinden burs destekleri ve ihtisas programlarına İlim Yayma ailesi, çalışmalarına aynı fedakarlıkla ilk günkü kararlılıkla devam ediyor”

POZİTİVİZMİ SUÇLADI, KONUYU GEZİ’YE GETİRDİ

Gazze’deki soykırıma ilişkin dünya basınındaki sansür ve haber kısıtlamalarının nedeninin ‘pozivist ve materyalist anlayış’ olduğunu iddia eden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Değerli misafirler, kıymetli dostlar; bu akşam aramızda sosyologlarımız var, tarihçilerimiz var, mühendislerimiz, doktorlarımız ve daha pek çok alanda kendi sahalarında uzmanlaşmış seçkin hocalarımız var. Şu gerçeği en iyi siz bilim insanlarımızın müşahede ettiğine inanıyorum: Asırlar boyunca üzerine yeni teoriler, yeni pratikler, yeni metotlar inşa edilen kavramlar günden güne kan kaybediyor; anlamlar aşınıyor, değerler tahrip, hatta tahrif ediliyor. Kutsal sayılan ne kadar kıymet varsa planlı ve sistematik şekilde kuşatma altına alınıyor. 19’uncu asırdan itibaren önce pozitivist, ardından insan olma şuurundan yoksun materyalist bir bakış açısıyla tüm dünyaya dayatılan sözde yeni gerçeklikler en başta insanı hırpalıyor, en fazla insana zarar veriyor. İşte sizler de gördünüz; Gazze’de 2 yıl boyunca işlenen cinayetleri, yapılan vahşi soykırımı… Medeni denilen dünya yalnızca seyretmekle yetindi. Gezi olaylarında İstanbul’a kamp kuran uluslararası medya kuruluşları, Gazze’de 270’i aşkın gazeteci öldürülürken meslektaşlarının haberini bile yapmadılar”

Erdoğan, Filistin için “iki devletli çözüm” politikalarını savunmayı sürdüreceklerini söyledi.

“OSMANLI’YI KÖTÜLEDİLER”

“Ecdadın canlarını feda ederek vatan eylediği barış, huzur ve kardeşlik tohumlarıyla yeşerttiği bu topraklarda bin yıldır yan yana yaşayanların kökleriyle bağı kopartılmaya çalışıldı. Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla birbirlerinden güç alarak, yalnızca kader değil, keder birliği de yaparak tek vücut haline gelen bu millet ve bu milleti bölmeye, parçalamaya, fertleri arasına duvarlar örmeye uğraştılar. Bunda ne yazık ki bir dereceye kadar başarılı da oldular” diyen Erdoğan konuşmasına Osmanlı’yı vurgulayarak şöyle devam etti:

“En son grup toplantımızda da ifade ettim. Filistin’de, Suriye’de, Çanakkale’de, Milli Mücadele’nin farklı cephelerinde bizimle omuz omuza çarpışan Arap kardeşlerimizi ‘Bizi sırtımızdan vurdular.’ diyerek milletimiz nazarında düşman hale getirdiler. Bize bunu söyleyenler, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki kardeşlerimize de Osmanlı’yı kötülediler. ‘Türkler buraları sömürdü, ülkenizi işgal etti, kimliğinizi değiştirdi.’ diyerek oralardaki kardeşlerimizi bize karşı kışkırttılar. Senarist, dikkat edin aynı. Yapımcı aynı, yönetmen aynı. Sadece oyunun sahnelendiği mekanlar farklıydı. İsrail’in Gazze’ye saldırılarının başlamasıyla ‘Toprak sattı. Arkadan vurdu. Bize ihanet etti’ yalanı tekrar köpürtüldü” dedi.

“HALKI KIŞKIRTAN, KUTUPLAŞTIRAN, NEFRET DALGASINI KÖRÜKLEYEN HESAPLAR”

Erdoğan, ‘mazlum Filistin halkıyla dayanışmayı engellemek için, bilhassa sosyal medyada ve şovenist basın yayın organlarında büyük bir dezenformasyon kampanyası yürütüldüğünü’ öne sürerek şunları söyledi:

“Halkı kışkırtan, kutuplaştıran, bu nefret dalgasını körükleyen hesapların çoğunun yurt dışından yönetildiği ortaya çıktı. Sanal alemde kendini muhalif olarak lanse edenlerin önemli bir kısmının Türkiye düşmanlarına taşeronluk yapan FETÖ’cü hainler olduğu anlaşıldı”

“86 MİLYON VE KENDİNİ BU TOPRAKLARA AİT HİSSEDEN ON MİLYONLARLA YEPYENİ BİR DESTAN”

“Terörsüz Türkiye” ismini verdikleri sürece de değinen Erdoğan, “Ülkemizin ve milletimizin kaderini değiştirecek, coğrafyamıza huzur, güven, istikrar getirecek bu stratejik hamlemizin kimleri, hangi aktörleri rahatsız ve tedirgin ettiğinin tabii ki farkındayız. Yarım asırlık bir tezgahı bozma çabalarımızın, kan, gözyaşı ve çatışmadan beslenen hangi güçleri telaşlandırdığını çok ama çok iyi biliyoruz. Onlara sadece şunu söylüyorum: Bu sefer muvaffak olamayacaksınız. Allah’ın yardımı, aziz milletimizin duasıyla inşallah bu sefer başaracağız. Hep birlikte başaracağız. Büyük, güçlü, muteber ve muzaffer Türkiye ülküsünü inşallah kuvveden fiile çıkaracağız” dedi.

Erdoğan, ‘86 milyonla birlikte, kendini bu topraklara ait hisseden on milyonları da yanlarına alarak hep beraber yepyeni bir destan yazmaya başlayacaklarını’ iddia etti.

“SÜRECİ ROTASINDAN SAPTIRMAYA DÖNÜK SİYASET VE SOSYAL MÜHENDİSLİK FAALİYETLERİNİN ARTACAĞINI DA ŞİMDİDEN GÖREBİLİYORUZ”

Erdoğan, son olarak “Bu ufka doğru tahriklere kapılmadan, tuzaklara düşmeden, sabırlı, samimi, dikkatli ve özgüvenli bir şekilde ilerliyoruz. Hedefe yaklaştıkça süreci rotasından saptırmaya dönük sabotajların, algı çalışmalarının, medya operasyonlarının, siyaset ve sosyal mühendislik faaliyetlerinin artacağını da şimdiden görebiliyoruz. Bu sefer bunların da üstesinden geliyoruz ve geleceğiz. Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da ittifakımızın da devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim. Türkiye bir yola girmiştir ve inşallah bu yol bizi terörün olmadığı, her karışında kardeşliğin ve huzurun egemen olduğu bir menzile götürecektir. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Bu düşüncelerle İlim Yayma Ödüllerimizin akademi camiamız, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ödül sahiplerimizi bir kez daha canıgönülden tebrik ediyorum. Programımıza iştirak eden siz değerli kardeşlerime şükranlarımı sunuyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyor, sizleri Allah’a emanet ediyorum” dedi.