Erdoğan "Cebimizden beş kuruş çıkmayacak” demişti, milyarlar çıktı

Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu, Sayıştay’ın tespit ettiği şehir hastanelerindeki usulsüzlükleri ve sorunları sıralayarak, şehir hastanelerinin bütçe dengelerini ve sağlık hizmeti sunumunu altüst ettiğine vurgu yaptı.

Sağlık Bakanlığı bütçesinden ”Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeli ile yapılan sağlık tesislerine yönelik faaliyetler” adı altında 2025 yılının ilk 8 ayında yapılan harcamanın bir önceki yıla göre yüzde 19 arttığı ve 76,2 milyar TL’ye ulaştığı anımsatılan açıklamada “Verilere göre 18 şehir hastanesi için şirketlere 2017-2024 yıllarında yapılan ödeme toplam 132 milyar 367 milyon 346 bin TL’yi bulmaktadır. Akılcılıktan ve bilimsellikten uzak bir şekilde planlanan, hayata geçirilen şehir hastaneleri, kamunun finansal kaynaklarını her daha fazla tüketirken, yeni usulsüzlükler ve sorunlarla anılmaktadır” denildi. 

CİDDİ GECİKMELER YAŞANDI

Sayıştay’ın yayımladığı 2024 yılına ait Sağlık Bakanlığı Denetim Raporu’na dikkat çeken ATO, şehir hastaneleri ile ilgili önceki yıllarda tespit edilen usulsüzlükler ve sorunların geçen yıl da devam ettiği belirtildi.

Açıklamada, KÖİ modeli ile yapılan projelere ilişkin bulgularda şirketlerin kendilerine devredilen çeşitli hizmetlerde taahhütlerine uymadıkları gibi bazı hastanelerde eksik hizmet sundukları, projelerde kendilerine tahsis edilen ticari alan sınırlarını sürdürdükleri, TSE belgesi olmayan bazı tıbbi cihazları kullandıkları, planlanan hemodiyaliz ünitelerini açmadığı, görüntüleme randevularında ve laboratuvar sonuçlarında ciddi gecikmeler yaşandığına dikkat çekildi.

Bazı şehir hastanelerine Sağlık Bakanlığı bütçesinden fazla ödeme yapıldığı, buna karşılık Sağlık Bakanlığı’nın şirketlerden bazı bedelleri tahsil edemediğinin tespit edildiği de belirtilen açıklamada “Şirketler, sözleşmelerin boşluklarından yararlanarak veyahut sözleşme maddelerinden doğan yetki ve sorumlulukları kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak sadece kâr amaçlı yaklaşmakta, kamu maliyesinde kayıplara yol açmakta, ikinci ve üçüncü basamak hizmetinin organizasyonunu aksatmaktadır. Sağlık hizmetleri, kamusal paradigmada eşit, ücretsiz ve erişilebilir olmalıdır” denildi.

SÖZLEŞMELERİ FESHEDİLMELİ

Sağlık hizmetlerinin kamu yararı doğrultusunda, bölgeler ve iller arası eşitsizliği ortadan kaldıracak şekilde organize edilmesine dikkat çekilen açıklamada “İllerin ve ilçelerin coğrafya, nüfus, altyapı ve ulaşım gibi özellikleri göz önünde bulundurularak, kent ölçeğine uygun devlet hastaneleri inşa edilmelidir. Şehir hastaneleri için kapatılan devlet hastaneleri yeniden açılmalıdır. Kamu imkânları ile modernizasyonu yapılmalı, depreme dayanıklılığı sağlanmalıdır. Şehir hastaneleri için yapılan sözleşmeler feshedilmeli, kira ve hizmet bedeli ödemeleri sonlandırılmalıdır. Şirketlere herhangi bir ödeme yapılmamalı, şehir hastaneleri kamulaştırılmalıdır” ifadelerine yer verildi.

ATO, açıklamasında Sayıştay’da tespit edilen bazı usulsüzlük ve sorunları şöyle özetledi:

  • Hizmet alımı suretiyle temin edilen uygulama projeleri ve ihale dokümanları hazırlanması işlerindeki eksikliklerin ek maliyetlere ve sağlık tesislerinin planlanan zamanda faaliyete geçememesine sebep oldu, Ordu 900 yataklı şehir hastanesi yapım İşinde; kalorifer, havalandırma ve duman tesisatına ilişkin birçok esaslı imalatın uygulama projelerinde bulunmadığı veya detayına yer verilmediği gerekçesi ile önemli tutarlarda iş artışına gidildiği anlaşıldı.
  • Şehir hastanelerinde nihai tamamlama süreçlerinin yürütülmedi.Yer teslimi yapılmadan inşaat işleri başlamasına rağmen yatırım ve işletme dönemlerine ilişkin revizyonların yapılmadı.
  • Yönetmelik uyarınca öngörülen ölçüm kapasitesine uygun sayaç değişimi yoluna gidilmediği, bundan dolayı yüksek miktarlarda eksik ölçüm bedellerine maruz kalındığı tespit edildi. 
  • Ankara Etlik Şehir Hastanesi için fiili tamamlama tarihi öncesinde teknolojik gelişmeler kalemi için yapılması öngörülen iş azalışı hususunda mutabakat sağlanmasına rağmen kullanım bedelinin revize edilmedi.
  • Konya Karatay Şehir hastanesinde görevli şirket tarafından sağlık tesisi konseptine uygun olarak yer ve bahçe bakım hizmeti verilmediği görüldü.  
  • KÖİ modeli ile işletilen Kütahya Şehir Hastanesinde fiili tamamlama tarihinde yapı kullanma izin belgesinin şirket tarafından alınmaması nedeniyle hemodiyaliz ünitesinin ruhsatlandırılamamasından kaynaklı sağlık hizmeti sunulamadığı ve sözleşme haklarının kullanılmadığı görüldü.  
  • KÖİ modeli ile işletilen şehir hastanelerinin bazılarında ticari alanlara ilişkin tüketim bedellerinin ölçülebilmesi için gerekli olan sayaçların görevli şirket tarafından tamamlanmadığı, eksik veya arızalı sayaçların olduğu görüldü.
  • Görüntüleme hizmetlerine ilişkin randevu verme sürelerinde ve laboratuvar hizmetlerine ilişkin sonuç verme sürelerinde gecikmeler meydana geldi ve bunların çoğunluğu yardım masasına bildirilmedi.