“Kendini tanımanın yolu, içindeki sesleri susturmak değil, anlamaktan geçer.”
Hepimiz hayatın bir yerinde kendimizle karşılaşırız kim karşılaşmıyor ki zaman zaman.
Bir an gelir, güçlü görünmek için çabaladığımız o maskenin ardında, ne kadar yorgun olduğumuzu fark ederiz. Neden güçlü görünmeye çalışırız? Kırılganlığını gizleyemeyenlerin savunma mekanizmasıdır bana göre. Gücün altında hırs yatar dünyaya ailesine kendine meydan okuma vardır. Belki de kırgınlığı kullanılmıştır güce yansıttırsam hırsı kim bilebilir ki… Ve aklıma gelen k teori “Kırık cam Teorisi”
"Buna göre bir binanın çoğu camı kırıksa insanlar diğerlerini kırmakta çekinmezler ve bunu suç olarak görmezler. Hayat da buna benzer, insanlara kırıklarımızı gösterdikçe kırmaktan çekinmezler."
Ve sonra devreye ego girer
Ego oradadır bizi korumak için giydiğimiz görünmez bir zırh gibi.
Kırılmamak, reddedilmemek, eksik hissedilmemek için taktığımız bir kamuflaj. Altında yatan kaygılar korkular..
Ama bazen bu zırh, ruhumuzu sıkıştırır duvarlarımızın arkasında sığındığımız bir benlik oluşur korunmak için.
Ego korur sınırlarımızı çizerken aynı zamanda “güçlü” kalırız öğreniriz fakat bir bakıma sessizleştiririz bizi korur ama çizgilerimiz kesinleşir. Egonun duvarları altında ezilmemek gerekir sanki.
Gölge yan ise sessizdir.
O taraf, bastırdığımız tüm duyguların barındığı yerdir:
kıskançlık, öfke, özlem, utanç, kırgınlık, vahşi benlik arzular tutkular.
Kendimizde görmek istemediğimiz her şey, gölgede saklanır.
Ama ne kadar bastırsak da, o duygular bir şekilde yüzeye çıkar bazen bir sözle, bazen bir anıyla, bazen bir sessizlikle.
İnsan kendini tanımaya başladığında, hem egosuyla hem gölgesiyle tanışır.
Ve anlar ki, ikisini de yok etmek değil, anlamak gerekir tanımlamak.
Ego sınır koymayı öğretir; gölge ise içsel derinliği sanki ve derinlikler saklıdır biraz da.
Biri korur, diğeri dönüştürür.
Gerçek denge, iki tarafı da kabul etmekle başlar.
Ne egoyu tamamen susturmak, ne de gölgeyi reddetmek…
Sadece farkında olmak.
Kendini yargılamadan, duygularını bastırmadan, sadece gözlemleyebilmek anlamak..
Belki de gelişim, “bırakmak” kelimesinde değil, “kabul etmek”te gizlidir.
Egonu fark et, ama ona esir olma. Egonla hareket etme.
Gölgeni tanı, ama onda kaybolma.
Çünkü insan, ışığıyla değil, karanlığıyla da bütündür. 🌗
Egon mu Yoksa Gölge Yanın mı? was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.