Dünya yayıncılığı Frankfurt’ta buluştu

Dünyanın en büyük yayıncılık buluşması Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı, 77’nci kez kapılarını açtı. 
Almanya’nın Gazze’deki soykırım karşısındaki tavrı ve İsrail’e verdiği desteğin yanı sıra fuar yönetiminin bölgedeki insan hakları ihlallerine, Filistinli yazar ve yayıncıların yaşadığı baskılara sessiz kaldığı gerekçesiyle yapılan boykot çağrıları ise fazla etkili olmadı. Hele de Arap ülkelerinin ve yayıncılarının da geniş alanlar kaplayan, gösterişli stantlar, Filistin’deki dramın sadece batı ülkelerinin değil, “kardeş ülkeler”in yayın dünyasının gündeminde de fazla yer işgal etmediğini gösteriyor.

Fuar kapsamındaki etkinlikler programında Filistin sorunuyla ilgili bazı etkinlikler ve kitap tanıtımları da yer alıyor. Hatta fuarın özel davetlileri arasında Kudüs’te kitapçılık yapan bir Filistinli de yer alıyor. 
Fuarın bu yılki onur konuğu Filipinler’den boykota katılan yazar ve yayıncıların Frankfurt’a gelmeme kararını saygıyla karşıladıklarını açıklayan fuar yönetimi, “Yaklaşık 100 yazarın fuara gelmesinden dolayı mutluyuz. Onlarla görüş alışverişinde olacağız, biz bunun için varız” diyor. Kitap fuarının insanlar arasında bağ kurmayı ve bir araya getirmeyi hedeflediğini belirten Fuar Sözcüsü, beş gün boyunca gerçekleştirilecek etkinlikler arasında “Ortadoğu sorunu”nu konu alanların da yer aldığını hatırlatıyor. Ama peşinden de uyarıyor: “Ancak antisiyonist ve antisemitik unsurlar devreye girerse işler zorlaşır. Sınırlar aşıldığında, bu durum hukuki olarak ele alınır.”

Filistin konusunun ele alındığı, karşıt görüşlerin de yer aldığı bir toplantıda siyonizm ve semitizm düşmanlığı yaptığı ileri sürülen konuşmacıları (ki geçtiğimiz yıllarda bu suçlamaların ne kadar kolaylıkla yapıldığını gördük) “hukuki” süreç bekliyor yani… Bakalım iki yıl önce kitap ödülü alan bir Filistinli yazarın ödül törenini iptal ederek yayın özgürlüğü açısından büyük bir skandala imzasını atan fuar yönetimi bu kez nasıl bir profil çizecek.

Fuarın resmi açılış törenine katılan Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk’ün gözlemleri yayıncıların Filistin’deki dramla ilgili tartışmaların bu devasa buluşmanın gündeminde görmek istemediklerinin de kanıtı. 
Kocatürk, “Açılışa katılan tüm konuşmacılar demokrasiden, kültürel çeşitlilik, insanlıktan söz ettiler. Ancak Gazze’de yaşanan soykırımla ilgili yine tek laf edilmemesi dikkatlerden kaçmadı” diyor.
Önceki gün açılan fuarın ilk gününde de bu konuda dikkati çeken bir gelişme yaşanmadı. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi Filistin’deki soykırıma dünyanın dikkatini çekmeyi hedefleyen göçmenlerin ve duyarlı Almanların kitap fuarını boykot çağrısıyla gerçekleştirdiği sembolik alternatif fuar da yine ana kapının karşısına gelen parkın içinde, yani fuar alanının dışında yerini almış durumda. “Filistin’in Özgürlüğü Kitap Fuarı” başlığı altındaki açık hava standlarında Filistin sorunuyla ilgili, çeşitli dillerden yayınlar yer alıyor, sunumlar yapılıyor. Ama binlerce kişinin katıldığı fuarda bu “alternatif” etkinlikle ilgili bilgisi olanlar bu konuya duyarlı bir avuç insan ve tabii ki güvenlik kuvvetleri.

PANDEMİNİN ÖNCESİ DÜZEY YAKALANAMIYOR

Dünyanın 140 ülkesinden yayın sektörü temsilcisinin ve 1000’den fazla yazarın katıldığı, 92 ülkenin de kendi standlarıyla temsil edildiği fuarı beş gün boyunca yarısı yayıncı ve yazar, diğer yarısı da kitapseverlerden oluşan 200 bini aşkın bir kitlenin ziyaret etmesi bekleniyor. Fuar yönetiminin verdiği bilgiye göre bu sayı önceki yıla göre biraz daha artmış durumda, ancak hem katılımcı, hem de ziyaretçi açısından pandemi öncesi dönemin sayılarından çok geride. Bunda konaklama ve ulaşım maliyetlerinin önceki dönemlere göre büyük artış göstermesinin de büyük rolü var. Artık bir çok küçük yayıncı binlerce euroluk masrafı göze alıp, Frankfurt’a gelmekten kaçınıyor. 
Fuarı hem katılımcılar, hem de ziyaretçiler açısından çekici kılmak için önemli değişiklikler de göze çarpıyor. Örneğin önceki yıllarda beş günlük fuarın ilk üç günü sadece yayıncılara ve gazeteciler gibi bu alanla doğrudan ilgili kişilere açık oluyordu. Bu yıl bu süre iki güne indirildi. Yani kitapsever daha önce olduğu gibi sadece hafta sonunda değil, cuma günü de fuarı ziyaret edebilecek. Bir diğer değişiklik de fuarda stand açan yayıncılar artık kitap da satabileceklerdi. Önceden fuarın son bir-iki gününde kitap satışına izin veriliyordu.

Fuarı çekici kılan temel unsur tabii ki kitaplar ve yazarlar. Bu yıl yayınlanan kitaplar ve yazarları hem uluslararası yayın dünyasına tanıtan, hem fiilen katılan okurlarla biraraya getiren birçok etkinlik, siyasi, edebi konuların tartışıldığı panelleri, yazarlara, kitaplara verilen ödüller için düzenlenen törenleri içeren program kitapçıkları yine sayfalar dolusu.

Eserleriyle ve mücadeleleriyle tarihe geçen yazarlar da var bunlar arasında. Ancak hem Ukrayna, hem de Gazze savaşlarıyla ilgili olarak Batı dünyasındaki egemen anlayışla fazla sorunu olmayanlar çoğunlukta. Örneğin batının savaş örgütü NATO’nun eski Genel Sekreteri yarın “Güvenlik politikası ve insan hakları” konulu bir toplantının konuşmacısı. Ya da 2022 yılında Nobel Barış Ödülü’nü alan Filipinli Gazeteci Maria Ressa da fuarda olacak ve yeni çıkan kitabı “Diktatörlüğe Nasıl Karşı Çıkılır? / Geleceğimiz İçin Savaş”ı tanıtacak.  

TÜRKİYE 40’INCI KEZ FUARA KATILIYOR

Herşeye rağmen dünya yayıncılık sektörünün halen bu en önemli organizasyonuna Türkiye de Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) ortaklığında düzenlenen ulusal standla katılıyor. 
Bu fuara 1985 yılından itibaren neredeyse aralıksız olarak milli katılım sağlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Türkiye’den 20 yayınevinin kendi stantlarının da yer aldığı ulusal standında, bu yıl 20’nci yılını geride bırakan TEDA Projesi (Türk Kültür, Sanat ve Edebiyat Eserlerinin Dışa Açılımını Destekleme Projesi) için geniş bir yer ayrıldı. Şimdiye kadar dünyanın 99 ülkesinde Türkiye’den üç bin beşyüzden fazla eserin 64 farklı dilde çeviri ve baskısı için destek veren projenin 20’nci yıldönümü vesilesiyle fuarda özel etkinlikler gerçekleştirilecek.

Türkiye’den 20 yayınevinin fiilen katıldığı ulusal standın açılışını daha önceki yıllarda olduğu gibi Türkiye’nin Frankfurt Başkonsolosu yaptı. Kültür ve Tanıtma Ataşesi Ferruh Parmaksız’la birlikte standı ziyaret eden Başkonsolos Nagihan İlknur Akdevelioğlu, fuara katılan yayınevlerinin standlarını ziyaret ederek, yayıncılarla görüştü. İTO’nun katılımcılar için hazırladığı teşekkür belgelerini de yayıncılara bizzat veren Akdevelioğlu, ziyaretin ardından standın açılışına katılan misafirlerle de görüştü. Daha sonra Türkiye standına komşu Azerbaycan ve Kazakistan standlarını da ziyaret eden Akdevelioğlu, genel olarak fuar ve özel olarak da Türkiye’nin katılımıyla ilgili şunları söyledi:

“Frankfurt Kitap Fuarı’nın 77’nci yıldönümünde Türkiye standını açmaktan çok büyük mutluluk ve onur duyuyorum. Türkiye bu yıl 40’ncı kez bu fuara katılıyor. Bugün burası kelimelerin kültürün ve edebiyatın kalbinin attığı bir yer. Frankfurt Başkonsolosu olmanın en büyük ayrıcalıklarından birinin de Frankfurt Kitap Fuarı’na katılmak ve buradaki yayınevlerimizle yazarlarımız bir araya gelmek olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de tüm dünyaya anlatılacak çok hikaye var. Bizler kendi hikayemizi anlatmazsak bunu mutlaka başkaları yapacaktır. Bu nedenle dünya yayıncılığının buluştuğu bu fuara katılım çok önemli. Bu yıl Kültür Bakanlığı’mızın TEDA projesinin de 20’nci yılını kutluyoruz. Bu proje edebiyat çevirilerine verdiği destek nedeniyle çok kıymetli. Çünkü böylece diğer dillerde de Türkiye’yi ve kendi hikayelerimizi anlatabiliyoruz. Bu yılki fuarda da geniş bir katılımla ve İTO’nun desteğiyle varlık gösterdik. Tüm katılımcılarımıza yazarlarımıza ve yayınevlerimize hayırlı fuarlar diliyorum.”

Açılış törenine Basın Yayın Birliği Başkanı Münir Üstün, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu ve Genel Müdür Yardımcısı Abdulsamet Taş ile çok sayıda yayın kuruluşunun temsilcisi de katıldı. 
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ve İTO’nun prestij yayınları, TEDA Projesi desteğiyle yabancı dilde yayımlanan Türk edebiyatı eserleri ve güncel yayınların da aralarında bulunduğu yaklaşık 1874 eser ile çok sayıda güncel kitap yayıncılarla ve kitapseverlerle buluşacak.
Fuara katılan yayınevleri arasında Nar Yayıncılık, Usturlab Yayıncılık, Multibem Yayınları, Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları, Yeditepe Yayınevi, Sev Yayıncılık, Eğitim Yayınevi, Çikolata Yayınevi, Literatür Yayıncılık, Yediveren Yayınları, İlgi Kültür Yayıncılık, Nesil Yayıncılık, Kayıhan Yayınları, Omes Yayınları, Net Turistik Yayınlar, Hiperlink Eğitim İletişim Yayıncılık, Alfa Yayınları, Tudem Yayın Grubu, Destek Yayınları ve Maya Yayıncılık yer alıyor.
Fuar boyunca Frankfurt kenti de yazarları ve kitapları okurlarıyla, kitapseverlerle biraraya getiren etkinliklere ev sahipliği yapan, adeta “dünya yayıncılığın başkenti” durumuna geliyor. Buradaki Türkiye kökenlilerin kurduğu derneklerde de ülkemizden gelen ya da Almanya’da yaşayan yazarların katıldığı etkinlikler düzenleniyor.

Hem fuarın içinde, hem de kentteki fuar kapsamındaki etkinliklere katılan ya da katılacak yazarların listesi önceki yıllarda olduğu gibi çok uzun değil. Yine de Frankfurt’ta yaşayan kitapseverlere hemen her gün bir ya da birkaç yazarla buluşması mümkün… Fuar programında göze çarpan yazarlardan bazıları şöyle: Feridun Zaimoğlu, Can Dündar, Güner Yasemin Balcı, Tahsim Durgun, Tijen Onaran, Reyhan Şahin. Kent içindeki kitap tanıtımı ya da okuma akşamlarına, kitaplarıyla katılacak yazarlar arasında Yalın Gündüz, Ülkü Burhan, Esila Ayık var örneğin. Dört yıl önce sürgünde yaşadığı Almanya’da yaşamını yitiren Yazar Doğan Akhanlı’nın yazdığı, ancak yayınlanmayan romanı “Sankofa”nın Almancası da (Türkçesi henüz çıkmadı) bu kapsamdaki bir okuma akşamında tanıtıldı.