Depremzede sağlık sisteminde sıkıştı: Tedavi için yardım çağrısı

6 Şubat depremlerinin üzerinden bin günü aşan bir süre geçti. Ancak depremin yarattığı yıkımın izleri, aradan geçen zamana rağmen hâlâ silinmiş değil. Kış günlerinin yaklaştığı bu günlerde, evi ve iş yeri yıkılan birçok depremzede hâlâ kalıcı konutlarına kavuşamadı. Kuraları çekilen konut ve iş yerlerindeki eksiklikler nedeniyle teslimatlar gecikirken, depremin açtığı bir başka yara da sağlık alanında yaşanıyor.

O sorunlardan biriyle mücadele eden Muhammed Mirza Kuzu, deprem sırasında yaşadığı korku sonucu ağır beyin hasarı geçirdi. Babası Hacı Kuzu, oğlunun tedavi sürecini ve yaşadıkları zorlukları anlattı.

“DEPREMDEN KAÇARKEN BAYILDI, DİLİ BOĞAZINA KAÇTI, BEYNİ HASAR ALDI”

Oğlu Muhammed Mirza’nın 6 Şubat 2023 depreminde kaçarken korkudan baygınlık geçirdiği anlatan Hacı Kuzu, şöyle konuştu:

“Dili boğazına kaçtı. Beynine oksijen gitmeyince beyin hasarı oluştu. Bir gece Malatya’da entübe kaldı. Oradan uçak ambulansla Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi’ne gönderildi. Bir hafta orada yoğun bakımda tuttular. Ondan sonra da Gaziantep Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderdiler. Dört buçuk ay orada kaldık. Oradan da sevkini Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’ne yaptılar. Yani anlayacağınız, üç senedir hastane hastane geziyorum.

“MALATYA’DA TAM DONANIMLI HASTANE YOK”

Oğlunun izinli olarak Malatya’ya geldiğini, şehirdeki imkanların kısıtlı olduğundan yapması gereken eksersizleri kendisinin yaptırdığını belirten Kuzu, şunları söyledi:  

“Şu an izinli burada, Ankara’da. İki ay yatırıyorlar, altı ay izinli gönderiyorlar. Bu çocuk orada iki ay tedavi gördüğü zaman biraz iyileşmeye geçiyor. Üç senedir hastaneden taburcu oluyor. Buraya geldiğimde Malatya’da imkânlar kısıtlı. Bu çocuğun tedavisi tamamen robotik, tam donanımlı bir hastanede olması lazım. Bu da Malatya’da yok. Ben burada kendim egzersiz yaptırıyorum. Bütün bakımlarını ben yapıyorum. Üç senedir çalışmıyorum. Bu üç senedir hep dışarıdayım.”

“DEVLETİN KARŞILAMADIĞI İLAÇLAR VAR, BORCUM 2 MİLYON LİRAYI GEÇTİ”

Oğlunun tedavisi devam ettiği için çalışamadığını, 2 milyonun liranının üzerinde borçlandığını, bazı ilaçları devletin karşılamadığını belirten Kuzu, şöyle devam etti:

“Bazı ilaçları tamamen cebimden alıyorum. Bazılarının raporu olduğu hâlde, yüksek bir rakamla yüzdesini ödüyorum. Benim ne belli bir işim var ne de çalışabiliyorum. Üç senedir, üç gün bile çalışmamışım. Evet, devletin vermediği ilaçlar var. Mesela reçete yazılmayan Cerebra Max Plus diye bir ilaç var. Onu reçetesiz alıyorum. Şu anda üç senedir borç ede ede 2 milyonun üzerine borç altına girmişim. Artık bu borçtan dolayı dışarı bile çıkamıyorum. Ben kiracıydım. Evimiz hasar aldı, mecbur oradan çıktık. Konteynerde kalıyoruz ama çocuğun hastane raporu var elimde: ‘Konteyner bu hastaya uygun değil.’ diye. Ben Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gittim, Malatya Valiliği’ne gittim, dilekçe verdim. AFAD’a dilekçe verdim. ‘Hak sahibi değilmişim. Bana bedava vermeyin, ben de hakkımı ödemeye razıyım. Yeter ki çocuğum için ya bir ev verin ya bir çözüm bulun.’

“SESİMİ DUYUN, BANA BİR EL UZATIN”

Sayın Cumhurbaşkanı’na seslendim, Sayın Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na seslendim. Üç senedir Malatya’nın bütün milletvekillerini aradım. Allah rızası için bir gün biri bana cevap vermedi. Bütün siyasi partilerin milletvekillerini aradım. Zaten zor durumdayım. On dört aydır bu evi tutmuşum, bir kira daha vermemişim. On üç bin lira kira veriyorum bu eve, bir kuruşunu ödeyemedim. Ev sahibi diyor ki ‘eşyanı dışarı atacağım.’ Tamam, at da ben bu hastayı nereye koyayım? Ben bu hastayı nasıl edeceğim? Ben buradan yetkililere sesleniyorum, iş insanlarına sesleniyorum: Allah rızası için sesimi duyun, gelin kendi gözlerinizle görün. Bana bir el uzatın, bana yardımcı olun lütfen.”