Dayatılan benlik

İnsan yalnız kaldığında, zihninin derinliklerine gömdüğü düşünceler gün yüzüne çıkar. Gürültüden ve karmaşadan uzak kalmak, kişiye kendiyle hesaplaşma imkânı verir. Ne tuhaftır ki insan, kalabalık içinde kendi sesini duyamazken, yalnızlıkta kendini daha iyi işitir.

Çoğumuz, olmak istediğimiz kişi değil de bize dayatılan kalıpların içinde yaşamaya alışıyoruz. Bu kalıpları ilk olarak ailede görüyoruz. Çocuğun özgünlüğünü desteklemesi gereken aile, çoğu zaman sevgiyi ve anlayışı değil, baskıyı ve cezayı öğretiyor. Oysa bir çocuğun hayallerini desteklemek, hata yaptığında yanında olmak ve sevgiyi önce evde öğrenmesini sağlamak gerekmez mi?

Ne yazık ki bazı aileler, çocuğun özgür iradesini değil, kendi beklentilerini önemser. Çocuğun farklı bir meslek istemesi ya da kurallara uymaması, çoğu kez “ceza” gibi görülür. Böyle bir ortamda büyüyen çocuk kendini yalnız, hatta ailesinin yükü gibi hisseder. Bu da bireyin hayata geç başlamasına, içsel bir boşlukla büyümesine yol açar.

Toplumun da bu baskıda payı vardır. “Çocuğun yok mu?”, “Neslin devam etsin.” gibi sözler, bireyleri düşünmeden anne baba olmaya iter. Oysa ebeveynlik, yalnızca bir can dünyaya getirmek değildir. Çocuğu büyütmek, ona hayatı öğretmek, yanlış yaptığında anlayış göstermek ve onu sevgiyle büyütmektir. Bunun için anne babanın öfkesini dizginlemesi, sabırlı olması ve gerektiğinde kendi hatasını kabul edebilmesi gerekir.

Elbette kusursuz anne baba yoktur. Fakat asıl mesele, kişinin kendi travmalarını ve öfkesini fark edip bunları çocuğuna aktarmamayı öğrenmesidir. Ne yazık ki çoğu zaman bu sorular sorulmadan aile kurulur ve sonuçta sağlıksız bireyler çoğalır, ve bu bireylerin topluma kazandırılması güç hale gelir.

Dünya zaten adaletsizlik, savaş ve suçla dolu. Bunları yok etmek imkânsızdır. Önemli olan, zararı azaltmak ve daha bilinçli nesiller yetiştirmektir. Ancak bu şekilde, umutsuzluğun ve sevgisizliğin gölgesinde ışıldayan yüzlere rastlama ihtimalimiz olabilir.

Dayatılan benlik was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.