CHP'li Konuralp'ten İBB davası çağrısı: "TRT’de canlı yayınlanmasının önünü açın, iftirayı da iftiracıyı da görelim"

CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2026 yılı bütçe teklifi görüşmelerinde yaptığı konuşmada, “Biz son derece yalın bir biçimde İletişim Başkanlığı’yla ilişkili kuruluş TRT’nin İBB davalarını canlı yayınlanmasını talep ediyoruz. Biz kendimize güveniyoruz; siz de bu iddianameye güveniyorsanız davanın TRT’de canlı yayınlanmasının önünü açın. İftirayı da görelim, iftiracıyı da görelim. Milletimiz de görsün” dedi.

AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş’un başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2026 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor.

CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, komisyonda yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığı ve İletişim Başkanlığı’nın başkan değişimlerini hatırlatarak, mevcut uygulamaları eleştirdi. Konuralp, İBB davalarının TRT’den canlı yayınlanmasını talep ederek, şunları söyledi:

“DİYANET’İN DİN İSTİSMARIYLA MÜCADELE BAĞLAMINDA SÖYLEYECEK TEK BİR SÖZÜ YOK MU? “

“Geride bırakmaya hazırlandığımız 2025 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Ali Erbaş’tan, İletişim Başkanlığı da Fahrettin Altun’dan kurtulmuş oldu. Ali Erbaş’ın Diyanet’te yarattığı itibarsızlaşmayı umarım yeni başkan Safi Arpaguş tamir etmeyi başarır. Ancak kimi uygulamaların önceki başkandan devralındığı gibi sürdüğünü görüyoruz ki bu bizi düşündürüyor.

Diyanet’in faaliyet yürüttüğü amaçlar bütünü ifade ettiğiniz gibi ise örneğin Menzil cemaatinde yaşanan rezillikleri miras hukukunun bir konusu olarak değerlendirip görmezden mi geleceğiz? Din, iman diyerek kavuşulan olağanüstü zenginliğin paylaşım tartışmalarıyla ortaya çıkan tabloya Diyanet’in örneğin din istismarıyla mücadele bağlamında söyleyecek tek bir sözü yok mu?  Neden susuyor Diyanet? Lafa gelince, önüne geleni dinen tehdit et; hedef göster. Tasavvuf geleneğini de istismar edecek şekilde, dini önderliğini, gavslığını, liderliğini her derde deva diye pazarla; ülkemizin laik, demokratik, hukuk devleti kimliğinin aleyhine her türlü haltın içinde ol ama insanların dini duygularının sömürülmesi yoluyla sağlanan milyarlarca doların paylaşımı söz konusu olunca birbirini boğazla. Tablo özetle böyle. Ama Diyanet susuyor. Sayın Yılmaz, Diyanet’in bu konuda başını kuma gömmesini artık engelleyin. Ülkemizi yeni bir FETÖ ihtimalinden hızla uzaklaşması için gerekenleri yapın”

CEMEVLERİNE STATÜ ÇAĞRISI

Cemevleri tartışmasına da değinen Okan Konuralp, “Alevi yurttaşlarımızın toplumsal hayatta yaşadıkları eşitsizliklerin ve karşılaştıkları hak ihlallerinin, Alevi inancının ve Alevi yurttaşlarımızın taleplerinin yok sayılmasının somutlaştığı alanlardan biri cemevlerinin statüsü tartışması. Diyanet İşleri Başkanlığı, cemevlerinin ibadethane statüsü kazanmasına yönelik engelleyici tavrından kurumsal olarak da zihniyet olarak da hızla uzaklaşmalıdır. Cemevlerinin ibadethane olmadığı ve ibadethane olarak kabul edilemeyeceği tezi terk edilmelidir. Alevi yurttaşlarımız cemevlerini hangi statüde tanımlıyor ve tanımlanmasını talep ediyorsa; bu talebe olumlu karşılık verilmelidir” ifadelerini kullandı.

“DEZENFORMASYON HIZ KESMEKSİZİN DEVAM EDİYOR”

İletişim Başkanlığı’na da eleştirilerde bulunan Okan Konuralp,  İletişim Başkanlığının Fahrettin Altun’dan kurtulduğunu vurguladı. Konuralp, İletişim Başkanlığı bünyesinde bulunan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi hakkında da şunları söyledi:

“Bu merkezin görevi, ‘Türkiye aleyhine yürütülen psikolojik harekat, propaganda, algı operasyonu, iç ve dış dezenformasyon faaliyetlerini takip etmek, ülkemize yönelik manipülasyon ve dezenformasyona karşı faaliyet göstermek’ olarak özetleniyor.

Peki, bu ülkenin AKP’li ve/veya Cumhur ittifakı mensubu olmayan vatandaşlarının, siyasi partilerinin, belediyelerinin, seçilmişlerinin, gazetecilerinin hakkını hukukunu kim koruyacak? Türkiye aleyhine yürütülen veya yürütülebilecek olan psikolojik harekatları haklı olarak kendine dert eden iletişim başkanlığı, ülkesinin vatandaşlarına, her bir bireyine yönelik dezenformasyonu neden kendine dert etmiyor? Aksine dezenformasyon hız kesmeksizin devam ediyor. Bu trol aklın ve yaklaşımın Türk siyasetinden bütünüyle temizlenmesi gerekir. Aksi takdirde bu akıl hepimize zarar verir.

İBB davası sürecine işaret eden Okan Konuralp, “Biz son derece yalın bir biçimde İletişim Başkanlığı’yla ilişkili kuruluş TRT’nin bu davaları canlı yayınlanmasını talep ediyoruz. Biz kendimize güveniyoruz; Siz de bu iddianameye güveniyorsanız davanın TRT’de canlı yayınlanmasının önünü açın. İftirayı da görelim, iftiracıyı da görelim. Milletimiz de görsün” dedi.

CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI YILMAZ’A CUMARTESİ ANNELERİ ÇAĞRISI

Kürt Sorunu’nun çözümüne yönelik bir sürecin devam ettiğine işaret eden Konuralp, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a hitaben, “Bu sürecin toplumun büyük bir kesiminin içine sinecek şekilde menzile ermesi hepimizin dileği… Ancak Sayın Yılmaz, yürütmenin önemli bir ismi olarak güven arttırıcı ve toplumsal rıza üretici adımların atılması da sizin göreviniz. Bu bağlamda örneklem olarak Cumartesi Anneleri’ne yönelik olarak Galatasaray Meydanı’ndaki kısıtlamaların kaldırılması hususunda sizin ön açıcı bir rol üstlenmenizi diliyorum” ifadelerini kullandı.

“UMARIM AİHM’NİN KARARINA İSTİNADEN DEMİRTAŞ VE ARKADAŞLARININ TUTSAKLIĞI EN KISA SÜREDE SONA ERER”

Okan Konuralp, “Sevgili Selahattin Demirtaş ‘Direnmek Güzeldir’ adlı öyküsünde ‘Yapmış olmaktan gurur duyacağınız çok fazla şey olmayabilir hayatınızda’ der ve ardından ‘Tersinden düşünün, yapmış olmaktan utanç duyacağınız şeyler varsa ne olacak peki’ diye sorar. Demirtaş’ın bu sorusundan esinlenerek, umarım AİHM’nin kararına istinaden Demirtaş ve arkadaşlarının tutsaklığı en kısa sürede sona erer; ilgililer tahliyeleri engelleyerek yapmış olmaktan utanç duyacakları bir noktaya sürüklenmez” diye konuştu.